1368-İSKOÇYA
Kral'ın huzuruna çıkmak için çağrılan Damian Leathan büyük salona girerken tüm gözler üzerindeydi.Özellikle kadınların..Kendine olan güvenini belli edercesine omuzları dik bir şekilde yürüyordu.Sarsılmaz gibi gözüken sert yüz hatları ona ulaşılmaz bir hava katıyordu.Katıldığı onca savaşa rağmen tek bir çizik yoktu yüzünde.Bu çoğu şövalyenin sahip olamadığı bir lütuftu.
Tahtın önüne geldiğinde yere diz çökerek " Emrinizdeyim Kral'ım " dedi.Tok sesi tüm odayı doldurduğunda geldiğinden haberdar olmayan kimse kalmamıştı.Herkes dikkatle Kral'ı dinlemeye başladı.
" İngiltere Baronu Hector Scarlett'in bana ve ülkemize vergi borcu var savaşçı.Ve borçlarına karşılık kızını ödül olarak sundu.Geçen ay yapılan ödül oyunlarında sen burada yoktun.Bilindiği üzere oyunların galibi Gleann MacNair olmuştu.Bu yüzden baronun kızını onunla evlendireceğim. Genç kız Gleann için bir ödül olacak." Salondan alkış sesleri duyulduğunda Kral seslerin kesilmesini bekledi ve sözüne devam etti.
"Senin görevin ise kızı buraya kadar getirmen ve koruyuculuğunu üstlenmen.Bunu senden istememin nedeni Gleann şuanda orduyla beraber başka bir görevde.En kısa zamanda o kızı buraya sapasağlam getireceğinden emin olduğum için seni görevlendiriyorum."dedi.
Damian ayağa kalktı ve itiraz etmek için " Kral'ım benim daha önemli görevlerim var.Bunu başka bir şövalyeden istemenizi öneririm."Kral'ı sinirlendirmek istemiyordu ama bir kız için ordunun başından ayrılamazdı.
"İtiraz istemiyorum Damian." dedi ve eliyle kapıyı göstererek "Şimdilik görevlerinin başına dönebilirsin.Yarın yola çıkıyorsun.Bir haftalık yolculuk esnasında İngilizlerin topraklarında güvende olmayabilirsin.Adamlarını seç ve yarın yola çıkın."
Damian sinirlense de Kral'ın emirlerine karşı çıkamazdı.Yumruklarını sıkarak salondan ayrıldı.
Saraydan ayrılıp kendi birliğinin olduğu köyüne giderken şansızlığı için isyan ediyordu.Ayrıca Kral'ın, kendini beğenmiş Gleann'ın kadınını neden ondan getirmesini istemişti anlayamıyordu.Şüphesiz ona verilen en gereksiz görevdi bu.Atının üzerine atlayarak yola çıktı.Arkasından gelen nal seslerini duyduğunda atını durdurarak beklemeye başladı.Güvenli yollardan geçmediği için arkasından gelenin düşmanı olması beklenmedik bir olay değildi.Atından indi ve geleni beklemeye başladı .Gelen şövalye arkadaşı Ailbert'ti.Ailbert aynı zamanda Damien'ın sağ koluydu.Ailbert Damien'ı gördüğünde gülmeye başladı.Alaycı bir gülüştü bu.
"Duyduğuma göre yüzyılın en zorlu görevini almışsın."Kahkaha atarak atından indi.Arkadaşının yanına geldiğinde eliyle omzuna vurdu."Bu zorlu görevde yanında olacağım dostum." diyerek Damian'ın sinirlerini bozmaya devam etti.
"Yüzündeki o gevşek gülümsemeyi kes Ailbert.Sinirlerimi biraz daha bozmaya devam edersen sonun kötü olacak."dedi ve atına atlayıp sürmeye devam etti.
Ailbert de atını onun yanında sürmeye devam ederken bir taraftan da gülmeye devam ediyordu.Son zamanlarda onu bu kadar sinirli görmemişti.Onunla dalga geçebilen tek insan olması nedeniyle bu anın tadını çıkaracaktı.Ama şimdi değil.Çünkü yakışıklı yüzünün dağılmasını istemezdi.
Köylerine geldiklerinde atlarını ahıra bırakıp dinlenmek için evlerine gitmeye karar verdiler.Ailbert'in evi Damian evi kadar ihtişamlı değildi.Ama en az onunki kadar güzeldi ve hemen karşısındaydı.Damian kaleyi andıran evini ona kral hediye etmişti ve ona kendi birliğini oluşturması için izin vererek onurlandırmıştı.Damian 18 yaşından itibaren Kral'ın gözdesiydi ve bir çok savaşa o yön vermişti.Halk onu tanırdı ve tuhaf bir şekilde ondan korkarlardı.Aslında hiçbir zaman masum bir insana zarar vermemişti ama hakkında dedikodular dönüyordu.Onun için sakıncası yoktu ve dedikoduları inkar etmemişti.İnsanların ondan çekinmesi saygınlığını arttırıyordu.
Kapıyı çaldığında evin yaşlı hizmetlisi Emma onu görünce gülümseyerek kapıyı açtı.Sanırım ona korkmadan bakan tek kadın Emma'ydı.Onu tanırdı.Çocukluğundan beri onunlaydı.Annesi ve babası öldüğünde ona sahip çıkmıştı.Bu yüzden bu yaşlı kadına her zaman saygı duyardı.Hatırlamadığı anne sevgisini bu kadın ona tekrar yaşatmıştı.
"Yorgun gözüküyorsun oğlum.Salona geç birazdan yemeğini getirmeleri için kızlara haber veririm.O zamana kadar dinlenirsin." dedi ve Damian gülümseyerek başıyla onayladı.
"Teşekkürler Emma ama aç değilim.Dinlenmek istiyorum.Yarın evden ayrılıyorum bir hafta sonra burda olacağım.Eşyalarımı ve yanıma alacağım yemekleri hazırlatır mısın ?" dedi.
Yaşlı kadın merakla "Nereye gideceksin ? Bildiğim kadarıyla diğer ülkelerle bir anlaşmazlık yaşamıyorduk." Diye sordu.
"Yaşamıyoruz zaten.Kral ingiliz bir kızı getirmem için beni görevlendirdi.Kim bilir nasıl soğuk bir kadındır.Sonuçta bir İngiliz."dedi.Ve söylenerek odasına gitti.Yaşlı kadın gülümsedi.Onun da İngiliz olduğunu unutmuştu.
Damian yatağına yatar yatmaz tüm günün yorgunluğu onu uykunun kollarına bıraktı.Ertesi gün odayı Güneş ışıkları aydınlatmıştı ve Damian erkenden kalkarak eşyalarını hazırladı.Evin hizmetlilerinden eşyalarını atına yüklemelerini istedi.Ve Ailbert'in evine doğru yürümeye başladı.
O kapıyı çalmadan arkadaşı kapıyı açtı ve her zamanki rahatlığıyla " Hazır mısın ? Heycandan uyuyamamış gibi görünüyorsun." dedi ve eşyalarını kapının önüne koyup kapıyı kapattı.
"Bir gün seni öldüreceğim Ailbert.Ve o gün çok uzakta değil.Bu kadar rahat olma." diyerek arkadaşına takıldı.Beraber ahıra doğru yürümeye başladılar.
Tüm yükleri atlarına asılmıştı ve hazırdılar.Yola çıkmak için hazırlanırken arkalarından kalabalık bir grubun konuşma sesleri geldi.Damian'ın en güvendiği adamları atlarının üzerinde onlara doğru geliyorlardı.Onları görünce iki arkadaş şaşırdı.Kimseye haber vermemişlerdi. Yine de neden burada olduklarını anlamak zor değildi.
"Gelmeyeceksiniz, boşuna hazırlanmışsınız.Şimdiden söylüyorum çünkü tartışma istemiyorum.Köyde kalmalısınız."dedi Damian.Ama grubun kabul edecek gibi bir hali yoktu.Onlarla gurur duydu.Ama belli etmeyecekti.Birilerinin burada kalıp köyü koruması lazımdı.
"Yollar tehlikeli Damian.Hep birlikte hareket edersek daha kolay olacaktır.Boşuna kendini yorma çünkü emirlerin bu durumda geçerli değil." dedi içlerinden Damian'a yaşı en yakın olan savaşçı.Damian onu dinlerdi çünkü en az Ailbert kadar uzun bir geçmişleri vardı.Damian daha fazla itiraz etmeden kabul etti.Ama sadece 4 kişinin gelmesini...Geri kalan herkesin köyde kalması için emir verdi.
Ve İngiliz topraklarına doğru yola çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUYUCU
Historical FictionO...Gelmiş geçmiş en büyük savaşçı. Bir kadının aklını başından alabilecek delici mavi gözlere ve güneşle öpülmüş altın sarısı saçlara sahip yakışıklı bir şövalye. O..Aşkı tanımayan,sevgisiz büyümüş bir asker. Damian Leathan.. Bu bir İskoç şövalyeni...