Tarih: 22.05.2018
Not: Anlamaya çalış...
Yazdığım yazılar ya lanetli ya da çok büyük bir tesadüf. Garip bir şekilde yazdığım günün ertesinde her şeyin alt üst olmasına yol açıyor.
Ertesi gün ........ (sevdiğim) benden ayrılmak istediğini söyledi. Onu gerçekten çok seviyorum. Maalesef ki bu yeterli olmadı. Tahmin ettiğim gibi o benden ayrıldıktan sonra, günler geçtikçe unutmak yerine güçsüzleşmeye başladım. VE BU SEFER İNTİHAR AKLIMI ÇELMEK ÜZERE.
Bana ayrılmak istediğini söyledi. Zaten iyi gitmiyordu hiçbir şey ama yine de "Gideceksen niye geldin be kadın!" demek geldi içimden. Diyemedim. Zaten olacağı belliydi de, yine de alıştıramadım kendimi buna. Yine de verdiği sözlerden bahsetmek istedim. Ne fark ederdi ki? O böyle bir karar almışken... Daha birkaç gün önce gelecekteki evimiz ve arabımızdan bahsedip tartışırken... Ne fark ederdi ki? Sevgisinin de kaybolacağını biliyorum. Aşkının kaybolduğunaysa çok önceden şahit oldum. Peki niye hala karalayıp duruyor bu deli?
Ölmeden önce geride bırakmak istedikleri var sanırım. Ya da sınavlara çalışmak pek iyi bir fikir gibi gelmiyor.Yine yazıya dökülmeden kaybolup gitti, 2 sayfaya sığacak düşüncelerim.
Neyse... "Azizim" diye hitap ediyorum bu gün sana, can dostum defter. Anlamını açıklayamayacağım fakat ne olduğunu bildiğim bir kelimeyle...Daha fazla yaşamak istemiyorum azizim. Ben insanların arasında, onlardan birine dönüşmek istemiyorum. Ne meditasyonlar işe yaradı ne de yaptığım sporlar.
Çok güzel kurmuştum hayallerimi. Şimdi çok zor olmaz mı baştan başlamak? Ne güzel sevmek işe yaradı ne de nefret etmek. Psikoloğum da hastalanmış. Konuşamadık onunla. Birkaç sene daha yaşasam ne fark eder ki? Bu acılar ve sancılardan kurtulmam gerek. Ölümü tercih ederim. Tüm yarım kalmışlıklar bir gün başka bir hayatta tamamlanacaktır. Geride bırakılanlar, her zaman bu acıyı taşıyacaklardır.Ne yazdığım kitap güzel oldu ne de okuması için kıza verdiğim kağıttan bir dönüt alabildim. Sevilmeye çok mu ihtiyacım vardı? Bu siyah hayatta gökkuşağı sadece aşk olabilirdi. Olmadı. Çember kırıldı, kağıt yırtıldı, kalpler parçalandı...
Hiçbir keşkem kalmadı artık. Olmayacak olsaydı zaten olmazdı diyorum. Tesadüfler... Ya her şey tesadüf ya da hiçbiri değil.
İnanmadığınız Allahınıza oruçlar tutun. Başım deli gibi ağrıyor bir kaç gündür. Sevilebilseydim, gerçekten böyle olmazdım sanırım. İlgiye bu kadar muhtaç mıydım ben? Durup dururken ağlamalarım... Hala uzaklara dalıp gidişim... Boş bakan insanların hepsinin geçmişi farklı acılarla doludur. Durup dururken ağlayışlarım... Göğüs kafesimde hissettiğim bu ağrı gerçek mi, yoksa psikolojik mi?
Tüm inancını kaybetmek azizim... Bunun anlamını biliyor musun? Bu halime "karakter" diyecek olanları duyabiliyorum azizim. Oysa ben geçmeyen acılara sahip olduğum için böyleyim. Psikolojim bozuk.
Saat 20.40 suları. Dağılmış olan aklım toparlanırken, tekrar tekrar yanmanın ne demek olduğunu anlıyor gibiyim. Göğüs kafesimdeki baskı hafiflemiş durumda. Bazen, göz kapaklarım yüzüme dikiliyor sanki. Uyuyamamak da ayrı acı veriyor yüreğime. Hep çok fazlaydılar... Kalkmak için hiç vaktim olmadı.
Soğuk bir başka hüküm sürüyor vücudumda. Yalnızlık kalabalığın ortasında dahi buluyor bu sefer beni. Konuşurken bile hissediyorum yanımda olduğunu. Gülerken gamzemde hissediyorum.
Aynaya bakınca arkamda gördüğüm melek... Gerçekte orda olmadığını bilmeme rağmen, kafamı çevirip bakmaya korkuyorum. Geriye bakarsam tüm sihir bozulacak diye... Yalnızlığı, o meleğin gözlerinde hissediyorum.Dalıp gittiğim boşluklar sanki bir şeyler anlatıyorlar bana. Delirdiğim karanlık gecelerin sabahında huzur buluyor beni. Ağlamaktan gözlerim çıksa, intihar daha bir cazip gelecektir.
Güzel gözler var aklımda, her zamanki gibi yad ediyorum.
Yazılarımı tamamlamadan ve ünlü olmadan, bu dünyaya veda ediyorum.Yazmak için bir şeyler düşünme ihtimalime canım sıkıldı. Kıskançlık beni vahşi bir insan yapıyor. Bu yüzden içimde cinayetler var. Hayır, hayır! Şimdi olmaz göz yaşlarım. Hiç sırası değil. Bıksam da sanırım yeniden vakti geldi bu can çekişmelerin. Hissetseydin acımı yapar mıydın ki?
Ben saf bir ruh muyum? Cevabı evet. Fakat bu insanlar arasında daha fazla kalırsam kirlenecek.
Tüylerimin diken diken oluşunu hissetmek hoş. Artık farklı tepki veriyor vücudum üzüntülerime. Yakında saçlarım beyazlar. Dökülmeye başlar bir gün, babamda olduğu gibi. Bu sıkıcı rutinler ruhumu daraltıyor. Bilirsin azizim, ait olduğum yer benim buralar değil.
Hazır içimdeki herkes susmuşken uyandırmasak mı onları? Yarın cehennem gibi hissettirecektir, çarşamba gününün sıradanlığı... Eskiden bir anlamı vardı yarınların. Şimdi umutla bakacaksam geleceğe, bir nedeni olmalı. Zerre kadar değeri olmayan şu boktan dünyanın içinde, ufacık bir aşk hikayesiydi bizimkisi. Sansasyonel bir son fena olmazdı sanırım.
Boş konuşup da hayatı anladıklarını sananlara ve bana acıyanlara ithafen;
Hiçbir zaman ben olamayacaksınız. Bu yüzden beni yargılamayı bırakın. Sizin için en doğru kelimeleri seçiyorum, yine de anlamıyorsunuz.Değersiz vaktimi, değersiz insanlara, değersiz şeyler anlatarak geçirdim. Bir ramazan gecesi...
Gün bitimine çeyrek kala, kanım çekiliyor vücudumdan. Yanan ışığa gözlerimi dikip gözlerini düşünerek intihar ediyorum. Sahura kadar...Gözleri açık uyumak ya da matiz bir kafa...
Ne fark eder?
![](https://img.wattpad.com/cover/152170681-288-k538200.jpg)