" Ağzına fırıncı küreği ile vurasım geliyor ama etki edeceğini sanmıyorum. Odun oduna etki etmez derler. "
" Ben de senu aha şu Karadenizun denizunde boğmak isteyrum ama söylermiyum ayiptur. "
" Sen ayıp nedir bilir misin ki? Çok şaşırdım. "
" Baa bak Meşe Yerum seni kıtır kıtır! Kimse elumden alamaz! "
" Midende horon tepmeyen ne olsun! "
Meşe ve Hüseyin.
Biri Ege'nin incisi İzmir'imizin bağrından kopup gelmiş güzeller güzeli kızımız Meşe Gündoğan.
Bir diğeri ise Karadeniz'in dağlarından kopmuş gelmiş tam bir yerel Trabzon odunu Hüseyin Pekmezci.
İkisinin de hayatı, Pekmezciler aşiretinin her yıl düzenlediği ve bir çeşit görücü bulma taktiği olan, kızların laf aramızda" Kuymağı Yap Kocayı Kap "diye adlandırdığı geleneksel günde karışır.
Meşe, arkadaşı Hilal ile ailesinin oyununa gelir ve o ulvi günde alır tavayı eline kuymağı yapar.
Hilal, arkadaşı Meşe yaptığı kuymağı Hüseyin'in babaannesi Çiğdem Ninenin önüne koyduğunda Meşe herşeyden habersiz derenin kenarındaki salıncakta sallanmaktadır.
Bilmez ki biraz sonra hayatının şaftı kayacak.
Okurken kahkahalara boğulacağınız sıcacık bir karadeniz hikayesi sizi bekliyor.
~~~~~~~~~~~
Hep dram hep korku nereye kadar canım? Dedim ve yepyeni bir karadeniz hikayesi ile karşınızdayım efendim.
Trabzon Burması ve Trabzon Hurması'ndan sonra bu hikayeyi yazmaya başlamak beni çok heyecanlandırdı. Rabbim yüzümün akıyla sağ salim bitirmeyi nasip etsin.
Bazı okurlarım biliyor bazılarınız ise yeni öğreniyor. Ben doğuştan görme engelliyim. Hikayede bir yanlışım olursa kırmadan uyarırsanız çok mutlu olurum😊
Desteğinizi bekliyorum😍 Hikayeye başladığınız tarihi yazmayı unutmayın❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYMAĞUNA GEVREK BANDIĞUM ( BİTTİ)
HumorTrabzon Burması ve Trabzon Hurması yazarından yepyeni bir Karadeniz hikayesi. @Tüm hakları saklıdır.