Herkese merhaba😍 Yeni bölüm geldi umarım ki eğlenerek okursunuz❤
Hüseyin karadeniz şivesi ile konuşmaya devam edecek çünkü onu yazarken öyle hayal ediyorum. Asla hayalimdeki Hüseyin'den bir parça eksiltemem. O zaman yazmamın ne anlamı kalır?
Oy ve yorum yapmayanın gece rüyasına girerim. Korku hikayelerim de meşhurdur hani😎😈
İnstagram: Aslıhan Yokuş
~~~~~~~~~~
Meşe elindeki telefonla arkadaşı Zaman'ı arayıp telefonu kulağına götürdü. Bir yandan da gözleriyle Hüseyin'i izlemeye almıştı. Eğer Taner'e karşı bir şiddet eğiliminde bulunursa nasıl müdahale edeceğini bilmiyordu ya o da ayrı bir meseleydi.
Telefon birkaç defa çaldıktan sonra Zaman nihayet telefonunu açabilmişti.
" Hiç açmasaydın canım ben kapatıyordum şimdi. "
" Kızım senin yine asfalyaların mı attı? Ne bu asabiyet? Hem siz geldiniz mi İzmir'e? "
" Geldik de gelmez olaydık. "
" Yine ne oldu? "
" Taner şuanda sarhoş bir halde kapımıza dayandı. Hüseyin bir boğa gibi her an ona dalabilir. Mahalle desen çoktan ayağa kalktı. Ekibi topla gel. Hüseyin Taner'e çok kötü bakıyor. Onu daha fazla nasıl zaptederim bilmiyorum. "
Zaman aramayı sonlandırıp dolabından rastgele bir tişört alıp giyindi. Gruptakilere durumu özetleyen bir mesaj attıktan sonra evden çıkıp Meşe'lerin evine doğru koşmaya başladı.
Meşe ise telefonunu cebine koyup birkaç adımda Hüseyin'in yanına geldi ve bir cesaret ile gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı. Ne yapıp etmeli onu sakinleştirmeliydi. Hüseyin'i sinirli olarak birkaç defa görmüştü ama ilk defa bu kadar sinirlendiğini görüyordu.
" Hüseyin, bak sakin ol. Gel eve girelim. Sarhoş kafası yerinde değil. Uğraşmaya değmez lütfen bir olay çıkmasın. "
Hüseyin Meşe'nin bu haline şaşırmıştı. Neydi bu ürkek ve sakin tavırları? Neden Taner'e zarar vermesinden korkuyordu? Burada kendisinin bilmediği birşeyler mi vardı?
" Neşe, kız ben yolumu kaybettim. Kalbinin yolunu bana tarif etsene. "
Hüseyin duyduğu sözlerle tam Taner'e doğru atılmıştı ki Meşe önüne geçip onu kollarından tuttu.
" Bak herkese rezil rüsva olduk. Ne olur gel hadi eve gidelim. "
" Bunun kafasinu kırayum da oyle girelum eve! "
Meşe korkudan ve stresten ağladı ağlayacak bir duruma gelmişti. Neden başı bir türlü beladan kurtulmuyordu? Mahalledeki insanlar neyse de ailesine bu durumu nasıl açıklayacaktı? En önemlisi de Hüseyin'i nasıl sakinleştirecekti?
Bu sorular aklını kurcalarken gözleriyle etrafına baktığında neredeyse tüm mahallenin etraflarına toplandığını gördü. Bu onu dana da güç duruma düşürmüştü.
" Aaa! Bak görüyor musun şu Meşe'yi. Utanmadan hem eve erkek atmış hem de kapısında aşığı kör kütük sarhoş. "
" Yok anam, bakkal Sinan'ın dediğine göre nişanlısıymış. "
" Tövbe! Ne nişanlısı kız? "
" Bizim şu zır deli, asfalyalı Meşe mi nişanlanacak? "
" Hem de böyle delikanlı, yakışıklı, eli yüzü düzgün bir çocukla. Hayatta inanmam. "
" Yabaninin teki kızım Meşe. Hayatta birini sevemez. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYMAĞUNA GEVREK BANDIĞUM ( BİTTİ)
HumorTrabzon Burması ve Trabzon Hurması yazarından yepyeni bir Karadeniz hikayesi. @Tüm hakları saklıdır.