Keyifli okumalar❤
Siz oy ve yorum yapmayınca darılıyorum haberiniz ola😟
~~~~~~~
Meşe eline aldığı sıcacık mısır ekmeğini masanın tam ortasına konumlandırılmış ve üzerinde dumanları tüten mıhlamanın kenarına bandırıp iki üç defa üfledikten sonra ağzına attı.
" Ellerinize sağlık Sebile teyze. Masadaki her yemek harika olmuş. "
" Güzel kizum benum. Afiyet olsun. "
Hüseyin annesinin bu ani değişimini hayretle izliyordu. Normalde Hilal'in arkadaşlarına bu kadar sıcak davranmaz aksine ufak ufak laflar sokardı.
" Valla teyze ablam böyle mıhlama yapmayı öğrense her sabah yaptırırdım. "
" Oldu canım uşağın vardı dimi? Her sabah işim yok sana mıhlama yapacağım. "
" Aprukati sen mıhlama yapacaksun da ben de göreceğum öyle mi? "
Hüseyin ağzının içinden konuşurken Meşe'nin ölümcül bakışlarına maruz kalmıştı. Meşe yanında oturan Hüseyin'in bacağına güçlü bir tekme attıktan sonra aynı onun gibi konuşmaya başladı.
" Sen insan gibi konuşmayı öğrendiğin gün ben de mıhlama yapmasını öğreneceğim. "
Hüseyin, Meşe'nin bu sözlerinden sonra kendisini ona karşılık vermemek için zor tutmuştu. Biliyordu ki karşılık verdiği an ortalık karışacak ve anne babası kendisini bir güzel paylayacaktı.
Tabağındaki son dilim peyniri de ağzına atan Hüseyin ayağa kalkıp anne ve babasına baktı.
" Ben işçilerun yanina gideyrum. Finduklar toplandiysa depoya kaldirtirum. "
Kazım Bey oğlunun neden gitmek istediğini anlamıştı ve bıyık altından gülerek başıyla onayını verdi.
" Git tabi, hatta Meşe kızimu da götür. Finduk bahçemizu görsun. "
" İş güç var baba başka zaman götürürum. "
" Yok uşağum kizun cani sıkılmiştur haydiiii! "
Annesinin gözlerini belertmesiyle Meşe'ye bir bakış atan Hüseyin, onun gelip gelmeyeceğini merak etmişti.
" İnşallah istemez. " diye içinden geçirmeden edemedi.
" Sebile teyze başk... "
Masadaki herkesin kendisine öldürecekmiş gibi bakmasıyla neler olduğununu anlamaya çalışan Meşe, Sebile teyzesi başta olmak üzere anneannesi ve Sakine ninesinin bakışlarından korkarak hızla ayağa kalktı.
" Nisan ve Hilal de gelsin hep beraber gidelim. "
" Yok kizum onlar bana yardim edecekler. "
" Aynen abla Sebile teyzeye yardım edeceğiz. Siz gidin. "
Çaresiz bakışlarla Hüseyin'e bakan Meşe Hilal'in odasına giderek üzerine siyah şalvar ve siyah bol
t-shirt giyindi. Hilal'in verdiği mavi eşarbı başına bağladıktan sonra küçük hasır çantaya telefonunu ve az miktarda para koyduktan sonra aşağıya indi." Oy benum güzel torunum. Ne de yakişmiş mavi eşarp. "
" Kizum oğlumun yanindan ayrılmayasun. Oni kaçirirlar bu güzellikle. "
Meşe alışkın olmadığı için kendisine yapılan iltifatlardan dolayı utanmıştı. Başörtüsünü düzelttikten sonra kardeşine uyarı dolu bir bakış atıp Hüseyin'i takip etmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYMAĞUNA GEVREK BANDIĞUM ( BİTTİ)
ComédieTrabzon Burması ve Trabzon Hurması yazarından yepyeni bir Karadeniz hikayesi. @Tüm hakları saklıdır.