7.Bölüm: Bittuk! ( Yeni Bölüm)

10.8K 660 40
                                    

İnstagram: Aslhnyks

Keyifli okumalar💕

Oy ve yorum yapmayanların telefonlarının bataryası sıkıntıdan patlasın inşallah!😎

~~~~~~~~~~~

Bu gece çaresizdi Karadeniz. Bu gece her zamankinden daha da hırçındı. İsyankardı, bir o kadar da eli kolu bağlı.

Kaç dakikadır Meşe'yi izlediğini hesaplayamadı Hüseyin. Aylar sonra ilk defa ıslanıyordu yanakları. Bir gökyüzünde parlayan dolunay, bir Karadeniz şahitti gözlerinden akan yaşlara.

Ağlıyordu, tıpkı Meşe gibi. Ne kadar isyan edip karşı çıkasalar da biliyordu ki sonu her ne olursa olsun canları yanacaktı. Ya ailelerinden vazgeçeceklerdi yada kendilerinden. Hangisi daha kolaydı? Hangisi daha az yaralardı insanı?

" Allahım sen bir çıkış yolu göster, ne olur bu yaşananlar bir kabus olsun. Ailem bunu bana yapmış olamaz, bana oyun oynamış olamazlar. " diye acıyla fısıldadı Meşe. Canı haddinden fazla acıyordu. Annesinin, babasının, anneannesinin yaptığı bu iğrençliği unutamazdı. Nasıl unutabilirdi ki? Hayatında en güvendiği insanlar kendisine yalan söylemiş, kendisini büyük bir çıkmazın içine sürüklemişlerdi.

Gözlerinden akan yaşlar gözlerini acıtırken başını yukarıya kaldırıp dolunayı izlemeye başladı.

" Acaba beni aramaya başlamışlar mıdır? " diye düşünmeden edemedi.

" Peki ya Hüseyin? O da beni aramaya çıkmış mıdır? " diye aklından geçirirken kendisine kızdı. Neden onu aklına getiriyordu ki şimdi?

Hüseyin de en az kendisi kadar sinirliydi ve evlenmeyi istemiyordu. Şuan yüzünü görmek isteyeceğinden bile emin değildi.

Hüseyin Meşe'nin yanına gitmekle gitmemek arasında kalırken daha fazla burada duramayacaklarını biliyordu.

Fikrini değiştirmeden gözlerindeki yaşları silerek yavaş adımlarla Meşe'ye doğru yürümeye başladı.

Sessizliğin kalbindeydi Meşe. Hafif esen rüzgar saçlarını bir anne şefkatiyle okşuyordu. Biliyordu içindeki yangının sönmeyeceğini.

Sessizliğin içinde duyduğu adım sesleriyle içini büyük bir ürperti sardı. Bu saatte burada kendisinden başka kim olabilirdi ki?

İçindeki ürperti yerini derin bir korkuya bırakırken oturduğu yerden dikkatlice ve yavaşça ayağa kalktı. Eğer sessiz olur ve hızlı adımlar atarsa kimseye görünmeden buradan ayrılabilirdi.

Ay ışığının izin verdiği kadarıyla etrafını kontrol eden Meşe'nin kalbi korkudan hıphızlı atmaya başlarken aldığı nefesler hızlanmıştı.

Toprak yola doğru seri adımlar atarken başına bir iş gelmemesi için Allah'a dua ediyordu. Neden buraya gelmişti ki sanki? Ne zaman sinirle bir işe kalkışsa hep eline yüzüne bulaştırırdı zaten.

" Allah'ım yardım et. " diye içinden dualar ederken adımlarını hızlandırıp toprak yolda koşmaya başladı. Arkasıdan gelen ve belli belirsiz olan ayak sesleri koşmaya başlayınca daha da artmıştı.

Koştuğu için toprak yolun üzerindeki toprak havalanıyor, bir sis görünümünde yeniden yere iniyordu.

Hüseyin sessizce Meşe'yi takip ederken onun hızla koşmaya başlamasıyla adımlarını sıklaştırdı. Neden ona seslenmediğini de bilmiyordu ya.

Biri kaçıyor, bir diğeri yakalamaya çalışıyordu. İkisi de yolu yarılamışken Hüseyin Meşe'nin daha fazla korkmasını istemediği için eliyle Meşe'nin kolundan tutup onu durdurdu ve kendine doğru döndürdü.

KUYMAĞUNA GEVREK BANDIĞUM ( BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin