Herkese merhaba yeni bölüm geldi umarım eğlenerek ve keyifle okursunuz😍
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum❤ Ben yorumlarda olacağım gelin sohbet edelim🤗
Mediadaki şarkı: Bahçada Yeşil çınar - Fahriye evcen
( Mutlaka dinleyin)~~~~~~~~~~~~~
-2 GÜN SONRA-
Meşe'nin sandığına sığmayan çeyizi, yeni alınan eşyaları kısacası herşeyi hazırdı da bir kendisi hazır değildi bu evliliğe. Gözlerinde akmaya ramak kalan göz yaşları ise bunun en büyük şahidiydi.
Parmaklarının ucuyla gözpınarlarındaki yaşları silip odasından çıkan Meşe, çeyiz sergisinden ve kalabalıktan çok bunalmıştı. Birisi sanki göğsünün üzerine bir taş bağlamış, ara ara uğrayıp o taşı yüreğine bastırıyor, canını yakıyordu.
" Meşe? "
Hüseyin, Meşe'nin gözlerinin yaşlı olduğunu gördüğünde kaşlarını çatıp bir iki adımda yanına gitti ve tam dibinde durdu. Yine ne olmuştu da Meşe'nin o utangaç bakışlı gözleri sulanmıştı.
" Yabani aputraki ne oldi? "
Meşe, Hüseyin'in sorduğu soruyla derin bir nefes alıp verdi. Hüseyin ısrarla gözlerinin içine bakmak istese de Meşe de ısrarla gözlerini kaçırıyordu.
" Hiç birşey olmadı. "
" Bana yalan söylema da, Ne oldi anlat hayde? "
Meşe parmaklarıyla oynarken göz ucuyla Hüseyin'in yüzüne bakıp konuşmaya başladı. Onu kızdırmak istemiyordu. Hem anlatsa ne olacaktı ki?
" Çok bunaldım Hüseyin. Annem sürekli tepemde, mahallenin kadınları el birliğiyle beni delirtmeye çalışıyorlar. Zaten kendimi zor tutuyorum şu odadaki herşeyi yakıp kül etmek için. "
Hüseyin, Meşe'nin sözleriyle çatılı kaşlarını mümkünmüş gibi daha da çattı.
" Deli deli konuşma da! "
" Hüseyin benim her zaman gittiğim bir tepe var. Biraz uzakta ama gidebilir miyiz? Biraz nefes almaya ihtiyacım var. Gerçekten çok bunaldım."
" Tamam hazırlan da gidelum. "
Meşe, Hüseyin'in itiraz etmeden isteğini kabul etmesine şaşırsa da hızla odasına gidip üzerine siyah askılı bir bluz ve siyah dar kot pantalon giyindi. Şalını ve çantasını da yanına aldıktan sonra kolilerin birinden siyah spor ayakkabısını alarak odasından çıktı.
Nilgün Hanım elinde çay tepsisiyle boş bardaklara çay doldurmak için mutfağa geçerken kızını hazırlanmış bir vaziyette odasından çıkarken gördüğünde şaşırdı.
" Hayırdır kızım nereye böyle? İçeride misafirler var se...."
" Birkaç eksiğimuz var anne onlari alacağuz hem Meşe bana İzmir'i gezdirecek. Geldiğimuz günden beridur hep iş güç peşinden koştuk. "
Nilgün Hanım damadına gülümseyerek başıyla onay verdikten sonra mutfağa girerken içinden horon tepmek geliyordu. Sonunda demek iki inatçı keçi anlaşmaya başlamıştı.
Hüseyin ve Meşe ise sessizce ayakkabılarını giyinip evden çıktılar. Meşe binbir ısrarla Hüseyin'in elinden anahtarı aldıktan sonra arabanın sürücü koltuğuna geçti. Emniyet kemerini takarken Hüseyin'in de arabaya binip emniyet kemerini taktıktan sonra arabayı son gaz çalıştırıp sürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYMAĞUNA GEVREK BANDIĞUM ( BİTTİ)
MizahTrabzon Burması ve Trabzon Hurması yazarından yepyeni bir Karadeniz hikayesi. @Tüm hakları saklıdır.