Keyifli okumalar canlarım💕
Oy ve yorumalarınızı bekliyorum😍😘
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
BİRKAÇ GÜN SONRA
" Meşe! Meşe! Meşe!"
Hilal heyecanla küçücük odanın içinde arkadaşı Meşe'ye doğru koşarken, Meşe İzmir'deki odasından getirdiği bazı eşyalarını kutularından çıkarıyordu.
" Ne var Hilal?! Ne var?! Sabahtan beri bin defa adımı seslendin! Yine ne oldu?! "
Hilal ellerini beline koyarak kaşlarını çattı.
" Bu saatten sonra bana görümcelik mi yaptırcan kızım?! Bu ne sinir? Kendine gel biraz! "
Meşe yatağa oturduktan sonra elindeki kar küresini sertçe yan tarafına bırakıp gözlerini Hilal'in gözlerine dikti.
" Kızım ben çok stres oldum. Yarın kına var, bizim tayfa da gelemiyor düğüne. Evlilik öncesi sendromuna girmiş gelinler gibiyim. "
Hilal, kıkırdayarak Meşe'ye boynundan sarıldı ve birlikte yatağa öyle sarılı halde uzandılar.
" Şaşkın gelinim benim. Sen zaten o dediğin sendroma girmişsin de haberin yok. "
" Abinle kim evlense benim gibi olur. Allahım halâ inanamıyorum o ve ben nasıl evleneceğiz? Bu kaderin bize oynadığı en kazık oyunu oldu. Bundan daha büyük bir darbe yiyemem hayatımda. "
" Doğruyu söyle heyecandan ölüyorsun değil mi? Gözlerinden sen ne hissediyorsun anlıyorum. "
Meşe gözlerini kaçırıp Hilal"den uzaklaşmaya çalışsa da Hilal gözlerini belertip Meşe'nin üzerine çıkıp bileklerinden tuttu.
" Kızım bak ben görümceden önce en yakın arkadaşınım ve eğer benden birşey saklıyorsan, bundan sonraki hayatını sana zehir ederim haberin olsun! Hergününde farklı bir korku filmine uyanırsın! Geceleri sana musallat olur uykusuz bırakırım! Söyle şimdi ne saklıyorsun benden?! "
Meşe şaşkın ve korkmuş bir halde Hilal'e bakarken gözlerini ondan kaçırmaya devam ediyordu. Söyleyemezdi, kendine bile yeni itiraf ettiği o şeyi, bir başkasına söylemeye hazır değildi.
" Kuzum bak valla birşey yok. Ben senden birşey saklayamam ki. Yemin ederim birşey olsaydı söylerdim. "
" Bana bak Meşe! Gelinliğini giymeden kefenini giydiririm sana haberin olsun! "
" Lan tamam söz dedik ya! Kalk üzerimden artık! İşim bitsin gelirim yanına bir kahveni içerim konuşuruz. "
Hilal Meşe'nin üzerinden kalkıp ellerini beline koydu ve Meşe'ye son bir bakış atıp annesigilin yanına gitmek üzere odadan çıktı.
Meşe, Hilal gittikten sonra derin bir nefes alıp bir eliyle boğazını ovaladı. Gözleri yine dolmuştu ve artık onları silmeye mecali kalmamıştı.
" Ne yapacağım Allah'ım ben? Bir yol göster bana. " diye dua ederken kapının çalınmasıyla hızla gözlerindeki yaşları elinin tersiyle silip ayağa kalktı ve yatağın üzerindeki eşyaları eline aldı.
" Girin! "
Hüseyin elindeki poşetlerle odanın içine girdiğinde gözleriyle odayı inceledi. Eskiden sığınağı olan bu oda şimdi ne kadar da yabancı geliyordu.
" Bunlar da son eşyalar. Anamlar geturmemi istedi. "
Meşe, Hüseyin'in odaya girmesiyle elindekileri yere düşürecekmiş gibi olsa da son anda arkasına dönüp dolabın boş rafına koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYMAĞUNA GEVREK BANDIĞUM ( BİTTİ)
HumorTrabzon Burması ve Trabzon Hurması yazarından yepyeni bir Karadeniz hikayesi. @Tüm hakları saklıdır.