2.Bölüm: Yabani Aputraki ( Yeni Bölüm)

13.6K 752 175
                                    

Keyifli okumalar💖

İnstagram: Aslhnyks

~~~~~~~~

  Size ızdırap içinde geçen günlerini üç kelime ile özetleyebilirdi.

Yemek...

Temizlik...

Ütü...

  Gençliğinin baharında kaldırım çiçeği gibi yapayalnız solup giden Meşe'ye üzülen tek kişi, aynı kaderi yaşadığı kardeşi Nisan'dan başkası değildi.

" Abla, klorağın kokusundan kafayı buldum galiba. Eğer bulmadıysam şuan fizik kanunlarını sarsacak bomba bir olay bizim evde yaşanıyor. Ev kendi kendine dönüyor abla eşyaları tutamıyorum. "

  Bir elinde sarı bezi, diğer elinde klorağı boca ettiği içi su dolu kovasıyla salona giren Nisan, kendini koltuğa zar zor attı. Onun o bedbaht halini gördükten sonra Meşe güçlükle gülmemeye çalışarak birkaç teselli sözcüğü sıraladı.

" Dayan kardeşim, yarın annemden izinliyiz biliyorsun. Seninle abla kardeş bir güzel alışverişe çıkar sonra da valizlerimizi hazırlarız."

" Abla şu masayı silecek dermanım kalmadı. "

  Meşe derin bir of çekip sildiği pencerenin son defa üzerinden geçip koltuğa atladı. Oradan da kardeşinin elinden halen bırakmadığı kovayı eline alıp burnunu yaklaştırdı.

" Manyak! Suyun içine klorak koy dedim sana, klorağın içine su koy demedim. Ver şu bezini de git yat odanda daha da kötü olmadan. "

  Meşe, Nisan'ı zorla koltuktan kaldırıp odasına postaladıktan sonra banyoya gidip kovadaki tüm suyu tuvalete döküp sifonu çekti. Yeni bir su hazırlayıp salona döndü. Kulaklıklarını kulağına takıp müziğini açıp telefonunu cebine koydu.

  Meşe için müziksiz yapılan temizlik, boyozsuz ve gevreksiz yapılan kahvaltı gibi tatsız ve tuzsuzdu.

  Salon, anne ve babasının yatak odası, misafir odası, mutfak, kendi odası ve en sonunda kardeşinin odası derken tam beş saatin sonunda temizliği bitirmişti. Allahtan kardeşine sabah banyoyu temizlettiği için orayla işi yoktu.

  Ev bal dök yala kıvamına gelmiş Meşe de elleri belinde gururla eserine bakıyordu. Meşe iyice annesine benzemeye başladığını düşünmeye başladı ve bu durum kendisini oldukça korkutuyordu. Parmaklarıyla kulağımı çekip koridordaki gömme dolaba üç defa vurduktan sonra süpürgeyi, viledayı ve toz aldığı kovayla bezleri yerlerine yerleştirip banyoya girdi.

Ilık bir duşun ardından bornoza sarılıp odasına geçen Meşe üzerini giyinip son durağı olan mutfağa doğru ilerledi. Dün akşamdan yoğurduğu köfteleri tarife uygun şekilde şekillendirip dilimlediği patates ve biberlerle birlikte fırın tepsisine dizdi. Domates sosuyla harmanladı ve 180 Dereceye ayarlanmış fırına attı. Sonrasında bulgur pilavı ve çoban salatası yaparak sofrayı kurdu.

" Üffff! En sevdiğim ablam İzmir köftesi mi yaptı? "

  Nisan gözlerinde kalpli emojilerle otuz iki diş sırıtarak masaya otururken kapının zilinin çalmıştı.

" Ben sana barbie bebek yerine beyin alsaymışım keşke. Kalk kapıya bak annemler gelmiştir. Ben de fırına bakayım. "

  Nisan öfleye püfleye mutfaktan çıkarken Meşe de fırından tepsiyi çıkarıp bankonun üzerine koydu.

" Aman da aman benim kızım bize yemeklerde mi yaparmış. "

" Ne iyi ettum de doğurdum bu kizu maşallah. Tam anasinun kizu. "

KUYMAĞUNA GEVREK BANDIĞUM ( BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin