İki gün sonra Hei ve Jimin'in mahkemesi var. Boşanmak amaçlı yapılan son derece gerekli bir mahkeme.
Şu son bir hafta neredeyse sürekli Jimin ile geçti birlikte yapmak istediğimiz şeylerin sadece %0,20 si filan gerçekleşmişti sanırım.Tae konusu ise iyi bir sonuca varmıştı. Oturduk ve konuştuk. O bana herşeyi anlattı Tae ve Jimin'in üvey kardeş olduklarını aralarında geçen olayları ve en önemlisi aslında Taeyle yeni değil çok eskidende bir bağlantım olduğunu.
Hayla inanmak istemiyorum ama farklı bir tıp yöntemiyle hafızamı sildirmişim ve neredeyse hayatımın yarısını yeni öğrendim.
Bu olaylar beni biraz sıkmıştı hayla birşeyleri kavramaya çalışıyordum.
Neden böyle birşeyi yapmıştım ki bir anda bütün çevremi bırakmışım ve hafızamı sildirip para karşılığı tutulan ve geçmişi hatırlamamam için teyzem rolünda oynayan bir psikologa teyze diyerek yaşamışım.Çoğu şeyi ikinci kez ki hafıza kaybında unutmuştum. Sadece yeni olayları hatırlayabilmişim. 17 yaşında teyze dediğim psikologdan ayrılmış ve kendi hayatıma başlamıştım. Bunların çoğu yeni canlanmıştı beynimde 21 yaşındayken mahallemize yeni gelen bir ailenin erkek çocuğuna kafayı taktım ve bir gün bütün cesaretimi toplayıp kolaylıkla bulduğum hesabına bir mesaj gönderdim.
'Hiç canını verebilecek kadar sevdiğin birisi oldu mu?"
Ve artık o çocuk benim ,sadece benim ve bende sadece seninim, sadece senin Park Jimin.
Şu an mutluyum artık gerçektende mutluyum.
Ve içimden bir ses artık herşeyin yolunda gideceğini söylüyordu.#O ses beniiimmm!!!#
Şurda kendi kendime duygusal bir konuşma yapıyorum susar mısın?
#Tamam apya.#
Artık mutlu olucaktık. Ailem ve ben.
#Kesinlikle#
Sana git demiştim.
Şu an finali canlandırıyorum gözlerim önünde...
Ya bu bölüm garip oldu büyük ihtimal anlayamadığınız kısımlar olucak anlamadıklarınızı söylerseniz açıklarım.
Hadi öptümmm 😘😙😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chim Chim ile ~TEXTİNG~
FanfictionHiç Canını Verebilecek Kadar Sevdiğin Biri Oldu mu? Kitap Kapağı: @iceblue_97