You never know how strong you are, until being strong is your only choice.
(Güçlü olmak tek seçeneğiniz olana kadar, ne kadar güçlü olduğunuzu asla bilemezsiniz.)~
Hoseok şaşkınlığımı üzerimden atmak zorunda kalmıştım. Kalmıştım çünkü ona umut veremezdim. Jungkook vardı. Onu bırakamazdım.
Adımlarım Namjoon' un kaldığı eve doğru yönelmişti. Zeus' tan sonra benim için belki de en bilgili kişiydi ve yol göstermede bir numaraydı. Jennie' nin Ay halkının yeni Tanrıçası olacağı fikri bana pek sıcak gelmiyordu. Ne olursa olsun içimden gelmiyordu onu oraya göndermek. Annemden sonra hemde.
Binaya yaklaştığımı maviliklerin gözüme çarpışından anlamıştım
Namjoon' un dünyadaki denizlerden topladığı suyla yaptığı nehirin hemen yanındaydı. Fazlaca görkemli bir evdi.
Yaklaştıkça bir gerilme geliyordu. Evet o fazlaca bilgiliydi ama okadar fazla konuşmazdık. Ah sanırım benden kaynaklanıyor. Jungkook yalnız bırakmıyorda.
Kapıyı tıklattığımda büyük bir gıcırtı koptu ve kapı açılmaya başladı. Kapının arkasında Namjoon büyük gülümsemesi ile bana bakıyordu. Bende gülümsediğimde sımsıkı sarılmıştı. Abi sıcaklığı hissettiriyordu.
"Merhaba Taehyung. Nasılsın?"
"İyiyim Namjoon. Sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Ne oldu? Sen pek gelmezdin. Ah doğru ilk defa geliyorsun."
Son cümlesini hafif kızar gibi söylemişti. Çünkü annem öldüğünde gelip sarılmıştı ve 'istediğin zaman gel, senin bir abin yok ama artık ben varım' demişti. Annem öldüğünde yanımda gerçekten çok kişi vardı.
"Ben sana akıl danışmaya geldim Namjoon. Zamanın var mı?"
"Gel içeriye hadi. Sonra kızacağım sana. Köpekbalıklarına yem edeceğim seni."
Hafif tehditkari sözleri biraz olsun korkutmuştu. Hadi ama! O benden çok uzun ve iri. Korkmam normal.
Evinin içini inceleme fırsatı bulduğumda gerçekten ferah bir havası olduğunu görmüştüm. Tahmin ettiğim gibi her yer şu veya mavi değildi. Aksine evin içi rengarenk döşenmişti.
Koltuklara oturduğumda ikimize de nektar getirmişti Namjoon. Bir yandan içiyor bir yandan da Jennie' yi anlatıyordum. Tek anlatacağım konu o da değildi aslında.
"Bu konuda en mantıklı karar Jennie' nin Ay Tanrıçası olması Taehyung. Zeus' un dediği gibi annen seçilmiş kişiydi ve sizlerde özelsiniz. Yani Jennie zorlanmaz böyle bir görevde. Çünkü o çok güçlü bir kız. Altından kalkacağına eminim."
"İnan hiç bilmiyorum Namjoon. Annemden sonra bırak göndermeyi yanımdan ayırmak istemiyorum onu. Benden daha çok yıprandı o dönemde. Birde böyle büyük bir görev alırsa... Kafam çok karışık. Birde Hoseok var."
"Sonunda söyledi mi sana?"
"Sen biliyor muydun?"
"Tanrıların hepsi biliyordu Taehyung. Sende biliyordun. Ama dünyaya indiğin için unuttun."
"Peki bana yardımcı olamaz mısın? Hoseok ile aramın bozulmasını istemiyorum ama eğer yanına gidersem konuşursam da umut vermişim gibi olacak. Ne yapacağım hakkında bir fikrim yok."
"Taehyung birbirimizi kandırmayalım Jungkook' a aşıksın sen. Ama sırf Hoseok' u kırmamak için ona yakın davranma. Jungkook' dan da olursun. Unutmuşsundur büyük ihtimalle ama Jungkook çok kırılgan. Onu kaybetme. Abi tavsiyesi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Centuries-Old Loneliness 'TAEKOOK'
Fantasy-Tanrılar ve Tanrıçaların gerçek olduğu bir dünya. - Peki ya savaşın olduğu bir dünya. - Bu karmaşa içinde mutluluk ve sevgiye yer var mı? 'Mutluluk ve sevgiye her zaman yer vardır. Önemli olan onlar için zaman ayırmak.' -DÜZENLENİYOR-