Sometimes the love of your life comes after the mistake of your life.
(Bazen hayatının aşkı, hayatının hatasından sonra gelir.)~
"Sehun? (Tanrı Kronos: Kainatın Hakimi)"
Karşımdaki çocukluk aşkım, aile dostumuzun üzerine atladığımda belimden tutmuş ve düşmemizi engellemişti. Tabi o benim gibi cılız değildi. Kasları vardı.
Kahkaha atarak beni kucağında döndürürken bende kahkaha atıyordum. Onu gerçekten özlemiştim.
"Bizim TaeTae' miz büyümüş görüşmeyeli. Kilo mu aldın sen?"
Gözlerim büyürken üzerimdeki tişörtün eteklerinden tuttum ve kaldırdım. Lanet olası göbeğim bana göz kırpıyordu. Surat astığımda başını göbeğime koymuş ve ısırmıştı. Ben kafasını itmeye çalıştıkça ısırıyordu. Canım acıyor canım. Tabi Taehyung kim ki?
"Sehun oppa!"
Tiz bir çığlık duyduğumuzda kulağımdan kan aktığını hissediyordum. O nasıl bir tizliktir. Sanırım sağır oldum.
Sehun' un üzerine atlayan Jennie' ye göz devirdim ama uzun zamanın ardından ilk defa böyle eğleniyorduk.
Evin içini şen kahkahalarımız doldururken üzerime ekstra bir yük daha binmişti ve Jennie çığlık atmıştı.
"BABA İN ÜZERİMDEN! ORGANLARIM AĞZIMA GELDİ. KIZINI ÖLDÜRMEK Mİ İSTİYORSUN SEN BABA KALKSANA!"
Bense en altta yaşam ve ölüm arasında gidiyordum. Üzerime ekstra bir yük daha eklendiğinde son nefeslerimi alıyordum.
"Helios (Güneş Tanrısı = Taehyung ve Jennie' nin babası)' cuğum beni de taşır mısın? Lüütfeeen."
Ve Jimin' in cümlesinin bitmesiyle beraber koltuktan sesler gelmeye başlamıştı. Sehun gözlerini büyütüp üzerinde kim varsa yere atmış sonra da ikimizi yerle buluşturmuştu. Kalkmamızla koltuğun yayları tek tek fırlamaya başlamıştı.
Koltuğa iç acıtan bakışlarımı attıktan sonra kendimi hemen diğer koltuğa atmıştım. Üzerime ikisi Sehun ve babam olmak üzere yanlış anlaşılma olmasın ayı çünkü ikisinin de kafam kadar kasları vardı, diğer ikisi de Jimin ve Jennie' ydi sanırım. Onlar zayıf olduğu için şanslıydım sanırım.
Ah doğru. Jimin eve ne zaman gelmişti ve girmişti. Biz evimizin kapısını neden açık bırakıyorduk. (Babam bu kadar güzel pasta yapmayı nerden öğrendijceşdelndke).
"Taehyung senin odana çıkalım mı konuşmamız gereken bir şey var?"
"Taehyung konuşmamız lazım."
İkisi de iyi anlaşırdı ama şu an atışıp duruyorlardı. Sehun bekleyebilirdi çünkü Jimin gerçekten sabırsız görünüyordu.
"Sehun biraz bekler misin? Jimin' le konuşup geleceğim."
Yanağımı sıkarak onayladığında gülümsemiş ve Jimin' i kolundan tutarak odama çıkarmıştım. Ne demeye geldiğini öğrenmiştim. Aklını okumuştum. Sadece aklındakiyle söyleyeceği farklı mı onu merak ediyordum.
Odama benden önde girmişti. Bende girdiğimde hızla arkamdaki kapıyı kapatmış ve kilitlemişti. Kaşlarım çatılırken ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum ama zihni çok kalabalıktı ve girmeme izin yoktu.
"Zihnime girmeye çalışmaktan vazgeçmeyi denemelisin Tae."
"Üzgünüm sadece tavırlarına anlam veremiyorum ve merak ettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Centuries-Old Loneliness 'TAEKOOK'
Fantasía-Tanrılar ve Tanrıçaların gerçek olduğu bir dünya. - Peki ya savaşın olduğu bir dünya. - Bu karmaşa içinde mutluluk ve sevgiye yer var mı? 'Mutluluk ve sevgiye her zaman yer vardır. Önemli olan onlar için zaman ayırmak.' -DÜZENLENİYOR-