There's nothing you could do or say
I can't escape the way I love you
I don't want to
But I love you(Yapabileceğin ya da söyleyeceğin bir şey yok
Seni sevmekten kaçamam
İstemiyorum da
Ama seni seviyorum)~
(Years Later)
"Jungkook sana kaç kez söylemem gerekiyor acaba!"
Evin avlusundaki kocaman heykelin arkasına saklanan Jungkook görünmediğini sanıyordu. Kendini 1.78 sanıyor herhalde. O rakamın birkaç katı büyük olduğunu unuttu tabi bebeğim...
Kafasının ucunu azıcık heykelin arkasından çıkarıp büyümüş gözleriyle bana bakmıştı. Benimle göz göze gelince ellerini yukarı kaldırarak koşmaya başlayınca ilk birkaç saniye güldüm. Koskoca adam benim gibi -onun yarısı büyüklüğünde- birini gördüğü için kaçıyordu. Gerçi en mantıklısını da yapıyordu.
"BİTTİN SEN JEON JUNGKOOK! YA DA HERAKLES Mİ DEMELİYİM? SOOJIN VE YUGYEOM YAPMIYOR SENİN YAPTIKLARINI BE ADAM. YORULDUM ARTIK HER GÜN EVİ BAŞIMIZA YIKMANDAN. KAÇMA, GEL BURAYA! BÜTÜN EVİ BAL DÖK YALA YAPMADAN BİR YERE GİDEMEZSİN."
Önünü bana döndüğünde bile hala geri geri kaçıyordu. Çok tatlıydı ve çok seviyordum. Yoksa elimden kurtuluşu yoktu. Ahhh, bir de şu bakışları yok mu? Parçalayarak sevme isteği uyandırıyor bende.
"Aşkım bak yemin ederim benim bir suçum yok. Sadece çocukların gücünün ne olduğunu bulmaya çalışırken biraz ortalık dağıldı. Ayrıca bütün suç senin!"
"Ne demek bütün suç benim. Ben ne yaptım?"
Olduğu yerde durdu ve bir anda tam tur dönüş yapıp reverans yaptı.
"Kalbimi çaldın..."
Başını kaldırıp göz kırptığında kalan son ciddiyet kırıntımla bağırdım. Ki bağırmasam sağlam bir gülme krizine gireceğim kesindi.
"JEON JUNGKOOK, GEL BURAYA!"
Sonunu kabullenen Jungkook ellerini önünde birleştirmiş yanıma yürürken kendi kendine de söylenmeyi ihmal etmiyordu. Az da olsa duyabildiğim sözleri ise kahkahalar atmama neden oldu.
"Asla yaranamıyoruz ya. Biz beyefendi yorulmasın diye çocuklara bakalım o anca söylensin. Peh! Bundan sonra çocuklara diyeceğim onlar üstlensin suçu banane banane. Her seferinde bütün evi ben mi temizlemek zorundayım canım a-ah. Namjoon hyung'u çağırıp evi mi yıkatsam ne yapsam. Hayır yani Soojin gücünü ayarlayamayıp tüm süpürgeleri yakmadan önce bir sürü süpürgemiz de vardı oysa ki. Yoongi hyung'un süpürgesini çalsam... çok dayak yer miyim ki? Hayır hayır saçmalama Jungkook. Çocuklar zaten seninle dalga geçecek yer arıyor onlara malzeme verme sakın! Akıllı ol Jungkook, etini kemirtme kimselere aman aman. Düşmanın çok. En çok da seni sinsice dinlemeye çalışan tatlı mı tatlı görüntüsünün altında tam bir şeytan saklayan kocişkon düşmanın. Popoyu koru..."
Bana düşman demesine bile takılmadan orada dakikalarca söylediklerine güldüm. Şapşal adam.
●●●
"Baba biri var..."
Bakışlarım kızım Soojin'e döndüğünde neden beni meyve ağaçlarına bakmaya getirdiğini şimdi anlıyordum. Jungkook gibi kıskanç bir babaya bu tür şeyler söylemek demek... bilirsiniz işte. Zordur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Centuries-Old Loneliness 'TAEKOOK'
Fantasy-Tanrılar ve Tanrıçaların gerçek olduğu bir dünya. - Peki ya savaşın olduğu bir dünya. - Bu karmaşa içinde mutluluk ve sevgiye yer var mı? 'Mutluluk ve sevgiye her zaman yer vardır. Önemli olan onlar için zaman ayırmak.' -DÜZENLENİYOR-