2. GÖRÜLMEMESİ GEREKEN BİLGİLER

23.1K 1.6K 500
                                    

Tik tak. Tik tak. Tik tak.

Başımı yorganın altına sokup sımsıkı gözlerimi kapattım. Bu ses beni ürkütüyordu. Nereden geldiğini de bilmiyordum.

Tik tak. Tik tak. Tik tak.

Biri cama mı vuruyordu? Kapı mı çalıyordu? Odama annemin geçen koyduğu saatten mi geliyordu bu ses? Saat nasıl ses çıkarabilir ki?

Tik tak. Tik tak. Tik tak.

Gözlerimi ve ışığı açıp odaya baksam belki ne olduğunu bulacak, daha rahat uyuyacaktım ama korkuyordum. Yorgan beni koruyabilirmiş gibi içine gömülmüştüm. Anneme bağırmak istedim ama kızardı. Niye kızıyordu ki Larisa onu çağırınca kızmıyordu? Acaba sesim mi yüksekti, çok mu bağırıyordum?

Başımı yorganın altından çıkarıp gözlerimi açmadan boğazımı temizledim. Biraz daha sessiz çağırırsam annem kızmazdı belki.

"Mama!" Birkaç saniye bekledim ama kimse gelmedi. Sesim kısıktı ki zaten, duyması zordu. Babam bizi yatırıp işi olduğunu söylemişti. Bu saatte ne işi olurdu ki? Burada olsaydı onu çağırırdım. Dudaklarım bükülürken boğazım acımıştı. Sanırım ağlayacaktım.

Tik tak. Tik tak. Tik tak.

Camdan gelen sesle irkilirken nefesimi tutup etrafı dinledim. Rüzgar vardı. Çok rüzgar vardı.

Kikimora.

Gözlerim korkuyla açıldığında karanlıkla hiçbir şey görememiştim ama yanağım ıslanmaya başlamıştı. Hıçkırıklarımı tutmaya çalışırken kikimora'yı aklımdan silmeye çalıştım.

Bugün Ahu'yla odamda oyun oynamıştık, etraf dağılmıştı. Bebekler, defterler, teker teker ayırdığımız matruşka bebekleri birleştirip iç içe koymaya üşenmiştik. Annem dağınıklığı görünce bana çok kızmıştı.

Çok üzülmüştüm. Niye kızmıştı ki hemen toplardım. Matruşka bebeğin en küçüğü odada kaybolmuştu, bulamamıştım ama söylememiştim anneme. Kızardı daha çok.

Yatmadan babam gelip öpmüştü, çıkınca annem yanımda oturmuştu. Çok mutlu olmuştum, annem Ahu'ya hep kitap okuyup güzel masallar anlatıyordu, bana anlatmazdı genelde. Ben de istemezdim, Ahu'ya anlatırken yorulmuştur, bir daha bana anlatırken yorulmasın diye. Güzel annem benim.

Bana hiç bakmadan anlatmaya başlamıştı. Oda karanlıktı ama salonun ışığı anneme vuruyordu, çok güzeldi. Ben annem ve Ahu'ya hiç benzemiyordum, niye benzemiyordum ki? Annem sen kötü olduğun için demişti ama ben kötülük yapmamıştım ki. Tamam matruşka bebekleri hep kaybediyordum, jimnastikte de canım acıdığı için kaçmaya çalışıyordum ama kötülük değildi ki bunlar.

Anlattığı hikaye aklıma geldiğinde daha da ağlamaya başlamıştım. Korkuyordum.

Kikimora'yı anlatmıştı bana. Korkunç canavar!

Kikimora'nın upuzun saçları, tavuk gibi ayakları ve kocaman kafası varmış. Her evde varmış, karanlıkta yaşarmış. Gece çocukların odasına gidip dağınıklık yaptıysa sesler çıkarırmış. Çok yaramazsa onu kaçırırmış, ailesi de rahatlarmış.

Tik tak. Tik tak. Tik tak.

Ellerimi sımsıkı kulaklarıma kapatıp unutmayı denedim. Kikimora yoktu. O neydi ki? Peh, Kikimora'ymış. Ne çirkin ismi var öyle. Babam olsa; kızım ne ecnebi ecnebi isimler öyle, gel ben sana kahraman kadınlarımızdan birini anlatayım, derdi.

MATRUŞKA || AA (KİTAP OLDU!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin