Herkesin geleceği çocukluğunun izlerini taşır.
Korkuların, hayallerin, hırsın, isteklerin, gücün, güçsüzlüğün, zaafların, hepsi çocukluğundan parça taşır. Çocukluğundur seni sen yapan.
Doğarsın, hayatı anlamlandırmaya çalışırken ölürsün. O arada büyürsün ama kimisi yedisinde yetmiş, kimisi yetmişinde yedi kalır.
Biz Ahu'yla bir canı bölüşmüş iki can gibiydik. Aynıydık, bir o kadar da farklıydık. Ben çocukken bile çocuk gibi davranamayan o kızdım, Ahu ise büyümesine rağmen hep çocuk kalan o kızdı. Ben çocukluğumdaki korkuları, öfkeyi, üzüntüyü her zerreme yayıp hayatı kendime zehir etmiş kızdım; o ise yaşadıklarını yok sayıp yola devam edebilen o kızdı. Ben yarayı annemden, o yarasını insanlardan almıştı.
O günün üzerinden iki hafta geçmişti, babam ve abim her zamanki gibi işlere gömülmüşlerdi ve ben ikisini de neredeyse görmüyordum. Bazı geceler birinin gelip üzerimi örttüğünü hissediyordum, uyanamadan gitmiş oluyordu yanımdan. Sabah erken uyanmama rağmen çoktan çıkmış oluyorlardı.
Suçlu mu hissetmem gerekiyordu bilmiyordum çünkü bu işlerin benim flashı karıştırmamla alakalı olup olmadığını bilmiyordum, soramıyordum da. Babama açana kadar o konuyu açmamaya sessiz yemin etmiş gibiydim. Boyumu fazlasıyla aşan bir işe karışmıştım. Bunu yapmamam gerektiğinin bilincinde olduğum halde yapmıştım.
Aklımda bir sürü şey dönüyordu. Babamın bu işlerle ne alakası olduğu, Yusuf Yolcu'nın neden gerçek adını kullanmadığı, abimle onun arasında ne olduğu, istihbaratın babamın peşinde mi olduğu... Bir sürü şey dönüyordu ve ben kafayı yememek için kendimi meşgul etmek zorunda kalıyordum. Final projemi bitirmiş, okul defterini tamamen kapatmıştım. Diplomamı alacaktım sadece, sonra da geliştirdiğim programı Vega'ya sunacaktım.
Vega Teknoloji.
Türkiye'deki en büyük teknoloji şirketi diyebilirdim, ki Türkiye'yi aşmıştı artık. Uluslararası bilinirliği vardı ve çıkardığı programlar, piyasaya sürülen teknolojik aletleri fazlasıyla rağbet görüyordu. Mühendislerin çalışmayı hayalini bile kuramadığı bir yerdi orası. Çok zor işe alım yapılıyordu, staj için bile seçili öğrenciler alınıyordu. Etkilemen lazımdı onları ve bu çok zordu.
Uzun süredir üzerinde uğraştığım programla girecektim görüşmeye. Eğer amacım para olsa daha küçük bir şirketle anlaşma yapıp programı piyasaya sürer ve çok iyi kar elde edebilirdim. Buna emindim ama amacım kesinlikle para değildi. İhtiyacım da yoktu zaten. Sadece Vega'nın prestijinden yararlanmak istiyordum. Orası kendimi bildim bileli hedefti benim için ve şimdi çok az kalmıştı.
Çalan telefonla gözlerimi diktiğim yıldızlardan alırken elimdeki kupayı kenara koyup telefonu aldım. "Efendim?" Koltukta geriye yaslanıp Haziran'a girmemize rağmen soğuk olan Ankara havası yüzünden battaniyeye sarıldım. "Ala çiçeğim, naber?" Ahsen'in bu saate rağmen enerjik olan sesine gülümseyerek, "İyidir Ahsen, senden?" demiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MATRUŞKA || AA (KİTAP OLDU!)
AcciónUYARI! Son 10 bölüm kitap olacağımız için kaldırılmıştır, bizi Parola yayınları hesabından takip edebilir, basıldığımızda kitapçılardan ulaşabilirsiniz. Dilerim kitaplığınızda yer edinebiliriz. ❝Mürekkebin soluk rengi beyaz kağıdı kirletirken, roll...