19. İKİNCİ AŞAMA

21.4K 1.3K 1.1K
                                    

Merhaba,

Uzun bir bölüm lütfen yavaş, yorum yaparak okuyunuz. İyi okumalar!

 İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AA

"Anne..." Sesim çok uzaktan geliyordu ama beynimin içindeki o soğuktan ellerini hissetmeyen kız çocuğu susmuyordu. "Anne lütfen," dedi kız. "Lütfen, çok üşüyorum." Demek istedi ama diyemedi çünkü suyun altındaydı. Bayılmak üzereydi ve babasının eli onu kurtarmıştı.

Sanki o günkü gibi babamın kucağında gözlerimi açıyormuşçasına kirpiklerimi araladığımda, "Çok şükür!" diyen o gür sesi duymuştum ve göğsüme yasladığı başını hissetmiştim. Durmadan, "Çok şükür," diyordu.

Görüşüm düzeldiğinde, bana endişeyle eğilmiş Kızıl ve Efe'yi fark ederken Merih de başını göğsümden kaldırmıştı. Konuşmaya çalıştığımda boğazımdaki ve dudaklarımdaki acıdan konuşamazken, üzerime örtülen sıcak tulumu nereden buldular bilmiyordum ama gittikçe ısındığımı hissediyordum. Kıyafetlerimi çıkartmışlardı olması gerektiği gibi. Sadece yüzüm açıkta kalacak şekilde tulumun içinde, Merih'in kucağındayken gelen uçağa bindiğimizde, Binbaşı endişeyle bize bakıyordu. Efe durumu anlatıyordu sanırım ama duymuyordum.

Bilincim gidip gelirken Kızıl, "Orta derece hipotermi geçiriyor," dediğinde Merih'in dudaklarını alnımda hissettim. "Sandığımızdan da dayanıklı çıktı." Nereden bilebilirlerdi ki sırf anneme karşı zaafım olmaması için kışın kendimi bulduğum ilk havuza ya da denize attığımı? Hiç olmadı buz gibi suda titreyerek beklediğimi? Bilemezlerdi. İnsan vücudu bir süre sonra bazı etkenlere olan tepkisini azaltıyordu ve şu an şiddetli hipotermi geçirmememin bir sebebi belki de buydu. Kıyafetlerimin termal olmasının da bir etkisi vardı tabii.

"Lara sakın uyuma," diyen Merih'le, konuşabileceğimi hissedip yutkundum. "Uykum yok." Göğsü inip kalktığında daha iyi hissettiğim için doğrulacaktım ki, "Kalkma," diyerek beni daha sıkı tuttu. Kucağındaydım ama bana endişeli bakan gözleri gördüğümde hafifçe güldüm. "Sandığınız kadar tiki çıkmadım, değil mi?" Hepsi gülerken Efe, "Hep böyleydi bu," dedi başını sallayarak. "Küçükken de ağaçtan düşüp acımadı ki deyip ağlamamak için inat ederdi." Ederdim ve ağlamazdım.

"Valla Lara hiç görüntünün insanı değilsin," dedi Alper. "Çakı gibi girdin çıktın suya, ben götümü düşürdüm mesela." Efe kahkaha atıp, "Aldım ben onu çıkarken," dediğinde Kızıl göz devirdi. "Zevzeklik yapmayın." Bana dönüp, "İlgi çekmek için şu an Merih'in kucağına kıvrıldın derdim de, dönüyoruz ve bizi muhtemelen sinirden kuduran abin karşılayacak," dediğinde Arslan ofladı. "Beni yolda bir yerde sallasanız mı uçaktan?" Alper yutkundu. "Ben de sana eşlik ederim." Efe, "Hainler, kazık benim götüme girecek, aşağıda olan bendim," diye söylendiğinde Kızıl, "Benim bildiğim Alp hepimizi sıraya dizer kazığı öyle iteler kızı suya atmaktan başka şansınız yok muydu diye," dediğinde Alper yüzünü buruşturdu. "Hadi sen kadın oluşundan bu dediğinden kurtulursun da, bizi kimse alamaz elinden."

MATRUŞKA || AA (KİTAP OLDU!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin