ÖZEL BÖLÜM: YILBAŞI

3.8K 321 171
                                    

Bana kaybolan yıllarımı verseler eğer, anneye sahip, küçük bir kız çocuğu olabilirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bana kaybolan yıllarımı verseler eğer, anneye sahip, küçük bir kız çocuğu olabilirdim.

Bir annem vardı, evet. İliğiyle, kemiğiyle benden nefret eden bir annem vardı. Hayır, nefret ettirilmişti. Annemin annesinin çocukları arasında yaptığı ayrım sebebiyle, anneme kin güden bir kardeşi vardı, Vera Petrova.

Vera Petrova, bir kız çocuğunun katiliydi. Benim katilimdi.

Annemde çocukluğundan beri olan dissosiyatif kişilik bozukluğunu kullanarak ondan yeni bir kimlik yaratmış, o kimliğin benden nefret etmesine sebep olmuştu. Annemin bu hastalığı yüzünden her şeyi göz ardı eden, babam bildiğim adam vardı. Annem hasta diye her şeyi göz ardı etmişti, beni bile göz ardı edebilmişti. Ona öfkeli değildim.

Öfke kurttu, girdiği bedeni çürütmeden bırakmazdı.

Ben herkesi affetmiştim.

Affetmek özgürlüktü.

Beni görmeyen babamı, Altay Akkor'u, beni görmeyen abimi, Alp Aleksandr Akkor'u affedebilmiştim. Küçüklüğümden beri beni askermişim gibi eğitmelerini bile affetmiştim. Ben hiç oyun oynamamıştım, hep eğitilmiştim.

Benim zaafımı büyüdükçe gören Alparslan Akkor, dedem, hayatımı kendi elleriyle çizmişti. Beni eğiten babamın üstüne, beni göreve yollamıştı. O görevi, ben daha üniversiteye giderken planlamışlardı. Affetmiştim. Affetmek özgürlüktür.

Beni daha lisedeyken bulup, üzerimde intikam planları yapmış, istemeden bana aşık olmuş, yıllar sonra benim izimi kaybettiğinde, karşısına çıktığım, şirketinde çalışmaya başladığım; sonra ona aşık olduğum için görevimi riske attığımda, beni canımı delicesine yakarak kendime getiren adama, Reha Milan Alabarda'yı affetmiştim.

Ama en çok onu affetmiştim.

Yıllardır bende açtığı en ufak bir yarayı bile iyileştirmeden bırakmadığı, beni her gece öperek, saçlarımı okşayarak uyuttuğu için ona minnettardım.

Hatta, beni terapilere zorlayarak, birçok şeyi daha iyi görmemi sağladığı için, ona duyduğum minnetin haddi hesabı yoktu.

Reha Milan Alabarda, benim kaderimdi. Benim tüm varlığım, canımın en içi, aşık olduğum adam, hayat ipliğimdeki kördüğümümdü. Reha Milan Alabarda, benim kocamdı. Hep de öyle kalacaktı.

Kurduğum güzel masanın başında, yalnız bir şekilde oturuyordum, şarabımı yudumluyordum. Her zamanki gibiydim aslında. Uzun, siyah saçlarım düzeliydi, dalgalı bir şekilde omuzlarımdan aşağı dökülüyordu. Üzerimde Rosa kırmızısı bir elbise vardı. İnce askılıydı, göğüslerimi ortaya çıkartıyordu ve kısaydı. Reha görseydi, delirirdi. Uzun tırnaklarımı süsleyen ojeler kırmızıydı, tıpkı anneminki gibi. Cehennem yeşili gözlerim, dumanlı bir göz makyajıyla şekillendirilmişti. O gözlerim, artık çok güzel bakıyordu insanlara.

MATRUŞKA || AA (KİTAP OLDU!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin