yirmi:

1.6K 133 28
                                    

2 sene önce;

Ellerimi masaya yaslayarak hafifçe esnedim ve başımı avucumun içine yaslayarak karşımda oturan Sehun'a bakmaya başladım. "Onlarla tanışmak zorunda mıyım?"

"Evet."

"Of, Sehun," diyerek kafamı masaya yasladım ve kollarımı önüme koydum. "Sanki bilmiyorsun beni. Sevmiyorum tanımadığım kişilerle aynı ortama girmeyi. Hayır bir de, bir iki değil, on bir erkekten bahsediyorsun. On bir."

"Ayıp ediyorsun, on biri de gelmeyecek ki," diyerek sırıttı. "Sadece... Dört kişi gelecek."

"Of," diyerek sızlanmaya başladığımda ellerini saçıma atmış, saçlarımı okşamaya başlamıştı. Bir anda ayaklandığımda gözlerini kısarak bana bakmaya başladı.

"Bir gün saçlarını birisine elletirsen o çok değer verdiğin saçlarını yolarım, Kim Jennie."

Gülmeye başladığım sırada masanın önünde duran ayaklarla kafamı kaldırarak kimin geldiğine bakmaya başladım. Sehun da kafasını kaldırdığında, dört kişiyi görerek rahat bir nefes verdi. "Sonunda gelebildiniz."

Dördüyle de samimi bir şekilde sarıldıklarında ve içlerinde en uzun olanla Koreli'ye pek benzemeyen yanıma, diğer ikisi de karşıya oturduğunda dudaklarımı yaladım.

Ah, bundan nefret ediyordum.

Sehun bana bakarak gözlerini devirdi. "Bu Jennie. Alışana kadar idare edin siz."

Karşımda oturan ve bebeksi bir suratı olan çocuk sırıtarak omuz silkti. "Çabuk alışır zaten. Bir şey olmaz."

"Bana alıştıktan sonra daha çok şey dermiş gibi geliyor," diyen ve yanımda oturan çocuk sırıttı. "Ben neden bunlarla yan yanayım? Ya da şey, ben bu kadar aptal insanlarla nasıl arkadaş oldum?"

Sehun'un yanında oturan ve bildiğim kadarıyla ismi Kai olan çocuk hariç hepsi güldüğünde ben de güldüm. Sehun daha önceden hepsini göstermişti ama bir iki kişi dışında hatırlamıyordum.

"Ben Baekhyun," diyen bebeksi suratlı çocuk gülümsedi.

Yanımdaki çocuk elini gelişigüzel salladı. "Chanyeol."

Koreli'ye pek benzemediğini söylediğim çocuk omuz silkti. "Yixing."

"Kai."

Gözlerimi ona çevirdiğimde Sehun bana bakarak boşver der gibi elini salladı. "Bahsetmiştim sana, Kai senin ikizin gibidir diye. Soğuk nevalenin teki bu da. Alışana kadar idare et."

Kai gözlerini Sehun'a çevirerek alayla başını salladı. Bu Sehun'u umursamadığına dair bir hareketti sanırım.

"Sen de ne minik bir şeysin," diyen Chanyeol, gözlerini bana çevirdi. "Aynı yaşta değil miyiz?"

"Aynı yaştayız," diyerek oturduğum yerde biraz daha kaydım. İnsanlarla temas etmeyi pek sevmedim. "Ama hani, siz erkeksiniz ben kızım falan?"

"Aramıza hiç kız almadık ki biz bu zamana kadar," diyen Baekhyun, güldü. "Bakma sen ona. Neredeyse annesinden başka kız tanımadığı için böyle davranması normal. Mağara adamı gibi bir şeydir o."

Güldüğümde ve Chanyeol bana ters ters baktığında omuz silktim. "Ee," dedi, Kai. "Ne yiyoruz?"

"Kaptan danstan geldi tabi," diyen Sehun, alayla güldü. "Yorgundur şimdi. Ee, ne yiyelim?"

"Bence pizza."

"Ben hamburger diyorum."

"Ben tatlı yemek istiyorum."

"Öncelikle, bir konuda anlaşalım," diyen Kai, gözlerini masada gezdirdi. "Herkes kendi yediğini ödeyecek."

"Kaptan sen inandın mı bu söylediğine ya," diyen Chanyeol, elini kaldırarak garsonu yanımıza çağırdı. "Hep böyle diyorsun ama her seferinde hesap sana kalıyor, bil istedim."

"Ulan-"

"Baya para sıçıyorsun," diyen Baekhyun omuz silkti. "Tabi ki ödeyeceksin."

"Sizde de bok gibi para var," diyen Kai, gözlerini devirerek garsona döndü. "Ben bir orta boy sucuksuz ve mantarsız pizza istiyorum. Yanına da kola."

Ve şey, tamam.

Kai çok yakışıklıydı.

"Jennie sen?"

"Ben?"

"Ne yiyeceksin?"

"Ha, şey," diyerek saçlarımı geriye iteledim ve dirseklerimi masadan çekerek dikleştim. "Ben patates kızartması ve hamburger istiyorum. Yanına da vişne suyu."

bugün bir bölüm daha atacağım

when u touch me [jenniexkai]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin