otuz:

1.4K 118 16
                                    

@jenniekim: we didn't give up, i love you @kimkai

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@jenniekim: we didn't give up, i love you @kimkai

@a: BARIŞMIŞLAR

@kimtaehyung: yıkılmışımdır arkadaşlar
@jenniekim: ÜSFĞWLFWPFĞWLFWOE

@lalisamanoban: seni de kaptırdım iyi mi

@b: ne

@c: taehyung ne oldu amk

@ohsehun: SİZİ YAN YANA GÖRMEK BENİ O KADAAAR MUTLU EDİYOR Kİ KAİ'Yİ ÖLDÜRMEK İSTİYORUM
@kimkai: sorry dad
@ohsehun: sus

"Beni ne bok yemeye kandırdın o zaman?"

Jimin'in Taehyung'a kızan sesini duyduğumda hafif aralık kapıdan kafanı uzatarak sırıttım. "Selam."

"Selam," diyen Jimin, gözlerini devirdi.

"Sakin ol, şampiyon," diyen Tae, yanıma gelerek kolunu omzuma attı. "Ne haber, çirkin?"

"Sensin çirkin," diyerek kolunun altından çıktım ve çantamı kenara atarak bileğimdeki tokayla saçlarımı tepeden topladım. "Jimin, ne yapıyoruz?"

"Sinirliyim ben," diyerek kaşlarını çattığında güldüm.

"Nesi var bunun?"

"Sana yürüdüğümü zannediyordu ve şimdi sana yürümediğimi öğrendi."

"Aptal," diyerek suratını buruşturdu, Jimin. "Hayır salak salak Jennie'ye diyorum ki ben de, etrafına bak Jennie, seni seven birisi vardır. Bir daha böyle bir şeye kalkışırsam-"

Gülmeye başladığımda Taehyung'da bana katılmıştı. Jimin bize ters ters bakmaya başladığında ellerimi kaldırdım. "Ben suçsuzum."

"Canına okuyalım bugün senin," diyerek sinsice güldü, Jimin. "Bayadır düzgün prova da yapmıyorduk zaten. Hadi, başlat şarkıyı."

"Senin yüzünden ben çekiyorum," diyerek suratımı burulturduşumda Tae gür bir kahkaha attı.

"Ben kaçıyorum," diyerek bize selam verdikten sonra prova odasından çıktığında Jimin'le ikimiz kalmıştık.

"Ya," diyerek güldüm. "Sen çöpçatanlık mı yapmaya çalışıyordun? Sen?"

"Yah Kim Jennie!"

"Tamam tamam," diyerek şarkıyı başlattım ve Jimin'in karşısına geçtim. "Hadi başlayalım."

Yorgunluktan ölüyordum.

Jimin dans provasında o kadar yormuştu ki beni, ayakta zor duruyordum.

Yanımda oturan Jimin'in koluna yaslanarak gözlerimi kapattım. "Çok yorgunum."

Güldüğünü sarsılan bedeninden hissettiğimde kaşlarımı çatarak dikleştim. "Gülüyor musun bir de?"

"Bu kadar yorulacağını tahmin etmemiştim."

"Herkesin senin gibi kasları yok."

Gülerek elini suratıma kapattığında elini ittirdim. "Ellerin küçücük zaten, suratımı kapatamıyor ki. Neden zorluyorsun?"

Suratını buruşturarak ellerini öne uzattı. "Yanaklarımı inceltmeyi başardım ama parmaklarım asla incelmiyorlar."

Güldüğümde telefonumun çalmasıyla Jimin'in koluna yaslanmayı sürdürerek aramayı cevapladım.

"Efendim, Jongin?"

"Neredesin?"

"Kafedeyim," diyerek dudaklarımı yaladım. "Neden ki?"

"Dışarı mı çıksak diyecektim," diyerek durdu. "Kiminlesin? Ben de geleyim."

"Bence gelme."

"Ne?"

"Jimin'leyim, o yüzden bence gelme."

Jimin'in gözlerini bana çevirdiğini hissetsem de umursamadım. "Ah, Jimin... Nedense şaşırmadım."

"Ben kalkarım birazdan. Sen çağır, gelsin," diyen Jimin'le kaşlarımı çattım.

"Ya da gel ya," dedim, Jongin'e. "Jimin sorun olmaz diyor zaten."

"Ne?" diyen Jimin'le elimi ağzına kapattım ve konuşmasını engelledim.

"Emin misin gelmemi istediğine?"

"Olay çıkartmak yok, biliyorsun, değil mi?"

Ofladığını duydum. "İyi, tamam."

kısa oldu galiba baya, sorry

when u touch me [jenniexkai]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin