siete

2.8K 330 120
                                    

Önümdeki kitap, burnumun üzerindeki gözlük ve elimde çevirdiğim kalem ile kantindeki boş masalardan birinde oturuyordum. Haftaya matematik ve kimya sınavım vardı. Kimya ile aram iyiydi, ancak matematik hakkında aynısını söyleyemezdim.

Teste yönlendirmeye çalıştığım bütün odağım, basketbol takımının başkanı Mark önüme oturduğunda ona kaymıştı. Aramız kötü veya soğuk değildi, sadece genel olarak konuşmamayı tercih ediyordum. Son sınıfları pek sevdiğim söylenemezdi.

Ben ona sorgulayıcı bir şekilde bakarken Mark gülümsedi. "Nasıl gidiyor?"

Omuz silktim ve elimle kitabı işaret ettim. Hala hastaydım, konuşacak havamda değildim.

"Jeno derslerinin gerçekten iyi olduğunu söylemişti, yardım istemeye geldim desem?"

"Oradan on ikinci sınıf konularını biliyormuş gibi bir havam mı var?"

Alaycı bir havayla konuştuğumda çok komik bir şey söylemişim gibi güldü.

"Hadi ama Jaemin, konularımızın neredeyse aynı olduğunun farkındasın."

Bıkkın bir nefes alıp bakışlarımı gözlerine çıkardım.

"Benden başka dersleri iyi olan yok mu?"

Gözlerini devirdi ve ofladı. Bakışlarımı ondan çekerek kalemi sayfanın üstünde bırakıp kitabımı kapattım ve yerimden kalkıp başka bir yere gitmeye hazırlandım.

"N'aber?"

Tanıdık sesi duymamla başım anında havaya kalkarken Jeno bir sandalye çekerek aramıza oturdu. Mark ile ikisi yumruklarını tokuşturdu.

"Sevimli Jaeminnie'den bana sınavlar konusunda yardım etmesini istiyordum, onu konuşuyoruz."

Jeno düz bir ifadeyle bakışlarını benimle Mark'ın arasında dolaştırdı ve başını iki yana salladıktan sonra gülümsedi.

"Üzgünüm hyung ama Jaemin benim eğitim hayatımı kurtarmakla meşgul."

Kurduğu cümleye gözlerimi devirdim ve bir saniyeliğine neden en başından beri ona yardım ettiğimi sorguladım. Tam o sırada zihnimin içinde bir ses 'Sen onu manyak gibi seviyorsun Jaemin!' diye bağırdı.

Ayrıca hasta olduğumu çoktan unutmuş gibiydi. Hatta aklında bir an bile tutmadığına emindim. Sonuçta beni umursamıyordu.

Daha fazla bu ortamda kalmaya devam edemeyerek kitabımı elime alarak ayaklandığımda ikisi de bana baktı.

"Her neyse. Gitmem lazım."

Arkamı dönüp hızlıca uzaklaşmayı planlıyordum ancak beni durduran Jeno olmuştu.

"Önümüzdeki matematik sınavı için ne yapacağız?"

Geri dönüp omuz silktim. Onu çalıştırsam bile öğrettiğim şeylerin aklında kalma süresi beş dakikaydı.

"Her zamanki gibi. Yanıma oturur ve kağıt geçirirsin."

Bana sahte bir hayal kırıklığı ile baktığında çok sevdiğim harika suratına yumruk atmak istedim.

"Beni hala kopya çeken biri olarak görmen kalbimi kırdı."

"Her zamanki kafede olacağım. Ders çalıştırmamı istiyorsan gelirsin."

Yapmacık bir gülümseme sunup son cümlemi kurduktan sonra kolumun altındaki kalın matematik kitabı ile sınıfıma döndüm.

İç çekerek burun kemiğimi ovaladım. Birini hem deli gibi sevip, hem de nefret etmek çok zor bir şeydi.



bu kitabı unutmak üzereydim

careless//nomin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin