veinticuatro

3.2K 267 404
                                        

Oldukça mutlu ve beklediğimin aksine hiç üşümeyerek uyandım. Birkaç saniye sonra da, üşümememin nedenini fark ettim.

Lee Jeno.

Hemen.

Karşımda.

Uyuyordu.

Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum ve şaşkınlıkla büyümüş gözlerimle Jeno'ya baktım. O kadar harika görünüyordu ki, bir süreliğine nefes alamadığımı hissettim.

Birkaç dakika boyunca neler olduğunu anlamaya çalışarak Jeno'ya baktıktan sonra, acaba rüya mı görüyordum diye merak etmeye başladım. Elimi kaldırdım ve Jeno'nun yüzüne dokundum.

Hakikaten de karşımda uyuyordu.

Her şeyin gerçek olduğunda inandıktan sonra parmak uçlarım bütün yüzünü yavaşça dolaştı. Elmacık kemiklerinde, belirgin çene hattında, burnunda, dudaklarında ve hatta saçında bile. Dokunduğum her saniyede parmaklarımın ucu karıncalanıyor ve nefesim, kalp çarpıntımla doğru orantılı olarak hızlanıyordu.

Titrek bir nefes aldığım sırada, Jeno'nun göz kapaklarının kıpırdandığını gördüm. Elimi hızla çektim ve gözlerimi kapatıp uyuyormuş gibi yaptım. Yatak kıpırdayınca bana sırtını döndüğünü düşündüm ve gözlerimi yavaşça yeniden açtım.

Ancak bana sırtını dönmemişti. Bana daha çok yaklaşmıştı ve ben nefesini yüzümde hissediyordum.

Kalp atışlarımı duyup uyanmasından korkacağım kadar yakındık ve ben hala şaşkınlık barındıran gözlerimle yüzüne bakarken, şu anda onu öpmeyi her şeyden çok istiyordum.

Sadece onu öpmeyi değil, onun da beni sevgiyle öpmesini istiyordum.

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve bakışlarımı onun dudaklarına indirerek iç çektim. Öyle bir şey asla olmayacaktı.

Birbirimizi tanıdığımız süre boyunca bir kere bile yüzüme adam akıllı bakmamışken, beni öpme gibi bir düşüncenin aklından geçmesi bile olanaksızdı.

Uyuduğunu düşünerek parmağımı tekrar yüzüne çıkardım ve bir kere daha dudaklarında dolaştırdım. Yumuşacık ve çok öpülesi duruyorlardı.

"Huylandırıyor." Jeno aniden gözlerini açıp çatallaşmış sesiyle konuştuğunda, yerimden sıçradım ve elektrik çarpmış gibi parmağımı hızla çektim.

Jeno bana uykulu gözlerle baktığında yüzümdeki her santimin kırmızı olduğuna emindim. Gözlerimin içi bile utançtan yanıyordu. Ve şu anda ne kadar yakın olduğumuzu düşünmek, bana hiç yardımcı olmuyordu.

O bana boş boş bakarken, ben de ona kitlenmiştim. Nefes almaya bile utanıyordum.

Jeno bakışlarını benden çekerek hareketlendiğinde kalkacağını, her şeyi bozacağını ve bir daha yüzüme bakmayacağını düşünmeye başladım. Stresle yanağımın içini kemirdim.

Ancak tahminlerim yanlış çıktı. Jeno sadece ellerini kaldırıp gözlerini ovuşturdu ve esnedi. Benim yaptığım tek şey ise onu bir sanat eserine bakarcasına incelemek oldu.

"Uyandırdıysam özür dilerim..." dedim kısık bir sesle bakışlarımı kaçırarak. Bana cevap vermeden önce kalkıp gerindi.

"Bir saattir uyanığım." derken güldüğünde aklımı kaybedecek gibi hissettim. Güldüğünü o kadar az görüyordum ki, her gördüğümde bayılacak hale geliyordum.

careless//nomin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin