Akşam kimse kulübeden çıkmayı ve kulübeye girmeyi başaramadığı için, Mark geceyi orada geçirmek zorunda kalmıştı.
Onun Haechan ile uyuması dışında, Jeno da kendi yatağında çoktan uyumuştu, Jaemin ise ağrısı ile cebelleşmiş ve bir türlü uykuya dalamamıştı.
"Haechan?" diye seslendi Jaemin. Ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Bacağının ağrısı katlanılmaz dereceye gelmişti.
Ama Haechan uyanmıyordu. Jaemin sesini yükselterek birkaç kere seslense de bir tık bile yoktu. Onun yerine, Jeno uyanmış ve doğrularak ona dönmüştü. "Sorun ne?"
Jaemin onu uyandırdığı için suçlu hissederek, ayrıca yeni uyanmış halinin ne kadar sevimli olduğunu düşünmemeye çalışarak, dudağını kemirdi.
"Ağrı kesiciye ihtiyacım var." diye fısıltıyla cevap verdi Jaemin gözlerini kaçırarak. Jeno başını salladı ve biraz olsun kendine gelmek için gözlerini ovuşturarak yatağından kalktı.
Yerdeki çantasını zar zor bulduktan sonra telefon ışığının yardımıyla ilacı da buldu. Jaemin de yatağının yanında, yerde duran su şişesini ve Jeno'nun verdiği ağrı kesiciyi aldı.
"Teşekkür ederim." dedi Jaemin ilacı içtikten sonra gülümseyerek. Ama hemen ardından gülüşü yüzünden silindi ve suçlu bir ifade yerine geçti. "Uyandırdığım için özür dilerim."
"Önemli değil." Jeno cevapladı ve hafifçe tebessüm etti, Jaemin ise ağrısını tamamen unuttu. "Bacağın nasıl?"
"Çok ağrıyor..." dedi Jaemin mutsuz bir şekilde bacağına bakarak. Birkaç ay bununla uğraşmak zorunda kalacaktı.
Jeno ilk başta ne dese bilememiş gibi gözüktü Jaemin'e. "Çok kafaya takmamaya çalış."
Jaemin bir an onun dediği şeye gülmek istedi ve dudaklarını birbirine bastırdı. "Çalışırım."
Jeno gülümsemeye çalışırmış gibi bir yüz ifadesi takınarak yeniden gözlerini ovuşturdu. "İyi geceler o zaman."
"İyi geceler."
- - -
"Senin ağzına sıçayım."
Haechan, kendisini uyandıran aramayı kim olduğuna bile bakmadan cevaplandırarak küfretti. "Ne var sabah sabah!?"
"Sana da günaydın dostum!" diye bağırdı Lucas ona cevaben. "Nasılsın?"
"Sabah sabah beni böyle uyandırmasaydın daha iyi olabilirdim." Haechan homurdandı ve saçından elini geçirerek iyice dağıttı.
"Merak etme, güzel haberlerim var. Sevineceğine eminim." Lucas sırıttığını belli eden ses tonuyla konuştuğunda Haechan kaşlarını kaldırdı. "Sizin okula geliyorum!"
Bunu duyunca Haechan'ın yüzündeki ifadede uykudan eser kalmamış, onun yerini büyük bir sırıtış almıştı. "Ne zaman?"
"Birkaç gün içerisinde sanırım."
"Tamam, işlerini tamamladığında haber verirsin. Şimdi izin verirsen uykuma dönmek istiyorum. Defol." dedikten sonra Haechan onun daha fazla konuşmasına fırsat vermeden telefonunu kapattı ve sessize aldı.
Ancak o uykusuna dönmeyi planlarken, kulübedeki herkes çoktan uyanmıştı.
"Niye bağıra bağıra konuşuyorsun?" diye sordu Jeno sinirli bir şekilde Haechan'a bakarak.