"Okulun biteceği gün için sabırsızlanıyorum."
Jaemin çenesini eline yaslayarak, bir yandan da oldukça sıkılmış bir şekilde son ders olan geometriye odaklanmaya çalışırken söylendi.
Beyni şu saatten sonra herhangi bir bilgi kabul etmeyi kesinlikle reddediyordu ve hiçbir şey anlamayınca tahta başındaki öğretmeni dinlemenin de bir keyfi kalmıyordu.
"Bütün yazı birlikte geçireceğimizi düşününce, evet, kesinlikle ben de sabırsızlanıyorum." diye karşılık verdi Jeno, aniden başını Jaemin'in omzuna yaslayarak.
Jaemin çıkmaya başlamalarının üzerinden haftalar geçmiş olsa da hala Jeno'nun her hareketinden istemediği kadar çok etkileniyordu. Hele böyle ortamlarda, bu hiç iyi bir şey değildi.
Yine de, göğsünün sol tarafındaki küçük organın gerektiğinden çok daha hızlı kan pompalamasına rağmen, sakin görünerek Jeno'yu gülümsedi.
"Haftasonu ne yapacağız?" diye sordu Jaemin, Jeno'nun bir işinin olmamasını en içten şekilde dileyerek.
Jeno bir anlığına kafasını kaldırdı ve yanağının içini kemirerek bir süre düşündü. O sırada Jaemin ise istemsizce onun büzülen dudaklarına bakarak Jeno'yu sınıfın içinde öperse olabilecek şeyleri aklından geçirdi.
Tam da Jaemin'in iyice dalıp gitmeye başladığı sırada Jeno konuştu. "Aslında hava fazlasıyla güneşli ve sıcak. Herkesle beraber bir pikniğe gitsek nasıl olur?" Birkaç saniye sonra da ekledi. "Hatta tüm haftasonu için uzaklara gidip bir yerde kalabiliriz."
Jaemin daha geniş gülümseyerek bu fikri beğendiğini belirterek başını salladı. Onların konuştuklarına son anda kulak misafiri olan Renjun ve Lucas da arkasına döndü.
"Konu ne? Bizsiz tatile mi gidiyorsunuz?" diye sordu Lucas. Renjun ise ona her zamanki baygın bakışlarıyla baktı.
"Her şeye burnunu sokmak zorundasın, değil mi?" dediğinde Lucas ona bakarak sırıttı.
"Tabii ki. Sevgilinin her şeyden haberi olmalı." Karşılığını veren Lucas ona göz kırptı. "Her neyse, ne planlıyorsunuz gizli gizli?"
"Haftasonu hep beraber piknik tarzı bir aktivite için bir yerlere gitmeyi konuşuyorduk. Günlük olmak zorunda da değil, uzağa gidip haftasonunun tamamını geçirebiliriz."
Jaemin, Jeno'nun bulduğu planı onlara sunduğunda Renjun bir anda canlanarak baş parmağını kaldırıp fikri onayladı. "Havanın güzelliğinden yararlanmak için harika bir fırsat olur. Ayrıca haftasonu boyunca bir yere gitmek daha mantıklı, ama Haechan ve Mark'a da sormamız lazım."
"O zaman çıkışta benim evime gidelim, daha detaylı konuşuruz." dedi Jaemin, bir cevap bekleyerek Renjun ve Lucas'a bakarak.
"Tamamdır."
——
"Hadi Busan'a gidelim! Kafa dinleyip rahatlamak için kusursuz!"
Herkes bu fikri uygulamayı çok istese de ortada tek bir sıkıntı vardı. "Kulağa harika geliyor, ama hem gidiş-dönüş hem de kalmak için yer ayarlamak biraz pahalıya gelmez mi? Ayrıca orada gezip bir şeyler yiyeceğiz, yapacağımız aktiviteler de illa olacak." dedi Mark, sıkkın bir şekilde.
Haechan gülümsedi ve onlara 'bunları boşverin' dercesine el salladı. "Kalacak yer ve yeme içme için endişelenmemize gerek yok. Busan'da amcam yaşıyor ve orada iki tane evi var. Bir tanesi hem daha büyük hem de sahile ve gezilebilecek yerlere yakın. Ona durumu anlatırsam orada kalmamıza izin vereceğine eminim. Hem, Busan o kadar da pahalı değil."
