29. Bölüm..
Günümüz..
Hani bazı anlar olur ya, böyle sanki dalgınlıkla bir yerde unuttuğunuz bir şey hiç beklemediğiniz bir anda pat diye karşınıza çıkıverir..O ana kadar öyle bir şeyin hayatınızdan gelip geçtiğini bile düşünmezken, yeniden gördüğünüz ilk anda aslında hayatınızda küçücükte olsa bir iz bırakarak gittiğini anlarsınız..
Sanki yıllardır duymadığınız bir şarkının tesadüfen radyoda çalmaya başlaması gibidir böylesi karşılaşmalar..Ya da çocukluğunuzdan kalma eski bir dostu görüp, o günlere dönmek gibi..Şaşkınlık verici, beklenmedik..Belki biraz da tuhaf..
"Merhaba, Mehmet"
Saniyelik bir anda hayatına fütursuzca yeniden adım atan kızı görmek Mehmet'i aynı anda onlarca hatta yüzlerce duygunun ortasında bir başına bırakırken, genç adam karşısında kendisine tedirgin ama cesaret bulmaya çalışırcasına bir tebessümle bakan kadının varlığını sorguladı bir an için..
Hesap etmediği bir anda hayatına adım atan kız, yine tek kelime hesap vermeden çekip gitmişti..Şimdiyse yine izinsizce hayatına doğru adım atmış, sanki genç adamdan kendisine 'Hoşgeldin' demesini beklercesine bir beklentiyle yüzüne bakıyordu..
Sessiz kalmaya devam ettiği saniyelerin ardından kendisine doğru bir adım yaklaşan Beyza'yla genç adam daldığı allak bullak ruh halinden sıyrılırken, sanki aradaki mesafenin kapanmasını istemezcesine geriye doğru bir adım atıp "Sen..Senin ne işin var burada?" diye şaşkınlıktan başka bir duyguyu barındırmayan sesiyle sorduğunda, karşısındaki genç kadın onun kendisinden uzaklaştığını farkedip gayri ihtiyari elbisesinin kumaşını parmakları arasında ezerken "Bir selamı bile çok görüyorsun bana..Öyle mi?" diye buruk bir alayla mırıldandı.
Bir anda nasıl böylesi saçma bir durumun ortasına düştüğünü bile anlamayan Mehmet sıkıntıyla başını geriye atıp "Hey Allah'ım sen sabır ver bana" diye mırıldanarak rahatsızca karşısındaki kadına dönerken, bir yandan da gece gece birilerinin onları burada baş başa görmelerinden endişe ediyordu..Mutlu olmaya ilk kez bu denli yaklaşmışken, saçma sapan bir dedikoduya malzeme olmanın düşüncesi bile genç adamın yüreğini korkuyla titretirken, etrafı tedirgin gözlerle kolaçan edip, neyse ki kimselerin olmayışının rahatlığıyla derin bir nefes aldı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
El Gibi
RomanceBir kahramanını kaybettiği an da diğerini bulan yaralı bir kuştu Feride..İlk acıyı çok erken tadan çocuk kalbi hep eksik hep burukken bir tek gülümsemesi eksik kalmazdı gözlerinde..Kalbinde akıttığı tüm gözyaşlarını gözlerindeki gülüşe saklarken kim...