31. Bölüm..
Günümüz..
"Özür dilerim..Özür dilerim Feride'm..Kızsan da küssen de özür dilerim..İstesen de istemesen de özür dilerim..Sevsen de sevmesen de özür dilerim ama..Seviyorum ben seni..Adına kalbimde bir anlam bulmaya çabaladığım günlerden beri seviyorum..Adım attığın hayatımı varlığınla tıka basa doldurduğun günden beri seviyorum..Yüreğimde sana dair ne varsa adının aşk olduğunu bu kadar geç anladığım için, sana gelmekte bu kadar geç kaldığım için çok özür dilerim ama seviyorum..Çok seviyorum duydun mu? Kalbimde yaşattığım Feride'ye sevda tanımını bile yetersiz gördüğüm için bunca zaman anlayamasam da çok seviyorum ben..Çok..Çok seviyorum..Sevilmek bir tek sana yakışırmış gibi seviyorum..Ben bir tek seni sevebilirmişim gibi seviyorum..Bu kalp seni ilk gördüğü günden beri senden başkasına ait olmadığı için ben senden başkasını sevemedim, sevmedim..Duydun mu? Biliyorum şimdi kızıyorsun bana belki de bunca zaman seni kandırdığım için, hayallerini yıktığım için nefret ediyorsun ama seviyorum ne yapayım? Biliyorum sen beni sevmiyorsun ama ben seni çok seviyorum..Gitmedin ya sen, gitme Feride'm..Yalvarırım gitme benden..Sevmesen de gitme..Bütün ömrümü uğruna adamaya razıyım, yeter ki benimle kal..Beni sevmen için kalbimi, tüm hayatımı yoluna sermeme izin ver ne olur..Bir şey de..Ya da deme ama gitme olur mu? Özür dilerim..Ben bu sevdayı o kadar çok sakladım ki içimde şimdi söylemişken durduramıyorum kendimi..Çok özür dilerim ama seni seviyorum..Çok..Çok seviyorum.."
Çöküp kaldıkları kapı eşiğinde rüzgarın da etkisiyle ensesine savrulan soğuk yağmur damlaları değildi genç kızın tenini buza kesen..Hele alnına yaslı ten, yanaklarını sıkı sıkıya kavrayan eller hiç değildi..Hele ki her hece de dudaklarına vuran sıcak nefes..İşte o üşümenin kıyısından bile geçiremezdi genç kızı..
Peki ya neydi o halde tenini, ruhunu böylesine buza kesen? Neydi yıllar boyu duymayı hayal ettiği ne varsa kulaklarına çalındığı anda böylesine kalbini üşüten?
Derin bir soluk aldı Feride, sanki suyun altından dakikalar sonra çıkabilmişçesine..Ciğerlerini yakan, kursağına düğüm gibi dolanan bir soluk..Şaşkın bakışlarıyla kıpırdamaktan vazgeçmeyen dudaklara baktığındaysa aldığı nefes dahi ciğerlerine dolmaya yetmezken "Ne?" diye şaşkınlıkla soluduğu anda bir anda karşısındaki adamın omuzlarına yasladığı titrek elleriyle geriye savurdu kendini..
Kalça üstü düştüğü yerde sanki kaçarcasına gerileyip duyduklarını idrak etmeye çalışırcasına derin derin nefesler almaya devam ederken, karşısında çaresizce gözlerine bakan adam "Feride'm yapma yalvarırım, kaçma benden" diye yalvarırcasına fısıldadığında şaşkınlıkla onu buldu gözleri..Kendi elalarının en berrak yansımasını sevdiği adamın ıslak kahvelerinde, zümrüt karası gözlerinde gördüğü vakitse duyduğu her hecenin gerçek olduğunu o bakışlarda ki dürüstlükle anlarken, adeta tokat yemişçesine doğrulduğu kapı eşiğinde başını şuursuzca iki yana sallayarak çıplak ayaklarla kendini bahçeye attı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
El Gibi
RomansaBir kahramanını kaybettiği an da diğerini bulan yaralı bir kuştu Feride..İlk acıyı çok erken tadan çocuk kalbi hep eksik hep burukken bir tek gülümsemesi eksik kalmazdı gözlerinde..Kalbinde akıttığı tüm gözyaşlarını gözlerindeki gülüşe saklarken kim...