27. Bölüm

29 17 1
                                    

Şarkı önerisi : of Verona - Dark in My Imagination (Radio Edit)

Gint'ten

" Sen şaka mısın acaba ?"

Durdu ve bana doğru döndü.

" Protokol hazır. Tacı takacaksın ve tahta çıkacaksın. Halk kabul edilmedi çünkü şu an açlık ve hastalık şehirde kol geziyor. Gratna gideli çok olmadı ve biz de olmamıza rağmen güvenlik problemleri de var. Anladın mı minik prenses ? Hızlı ol !"

" Bu nefretin kime acaba ? Sana şaka amaçlı söylediğim bir şeyi gerçekten abarttın. Üzgünüm ama gerçekten bir süre seninle konuşmak istemiyorum."

Bu lafımdan sonra bana dalga geçer gibi güldü.

" Sence ben günün birinde bir varisin çıkmasını ve ona bebek bakıcılığı yapmak ister miydim ? Bir düşün bence bunu. Tahta çıktıktan sonra ne yaparsan yap." dedi ve önüne döndü.

Niye bu kadar sertti ? Aslında daha sert olacaktı ama sanırım kendini tutuyordu.
Kocaman ve açık bir kapının önünde durduk. Girişte iki muhafız duruyordu.

" Kraliçe geldi." dedi Gerald. Muhafızlar sağ ellerini kalplerine koydular. İçeriye doğru yürümeye başladık.

Sağda ve soldaki yanlış saymadıysam toplamda 20 sandalye vardı. Hepsi de güzel giyinimli insanlarla doluydu.

" Bunlar kim ?" dedim Gerald'a doğru. Solumda yürüyordu.

" Buranın nüfuzlu 20 ailesinin temsilci üyeleri. Senin normalde tahta çıkma törenin iyileştiğinde olacaktı, seni buraya taşırken haberler şehirde yayıldı ve aileler üyelerini yollayıp durumu yakından takip etmek istediler. Ve sen uyandığında da bir haberci geldi buraya ve tahta çıkma töreninin bugün olacağını söyledi."

" Sen halk açlıkla boğuşuyor demiştin ama bunların açlıkla boğuştuğu yok herhalde."

" Onlar zenginler. Ters düşme. Fikirlerini aklında tut."

Ona doğru sinirle nefes verdim. Halk açlıkla ve yoksullukla boğuşurken bunların böyle mükemmel giyimli olmaları ve ben yanlarından geçerkenki zorlama gülümsemeleri rahatsız ediciydi. Hepsi beni süzüyordu. Mimikleri neredeyse aynıydı. Yetersiz olduğumu ima eden küçümseyici gözlere sahiptiler.

Tahta doğru yükselen merdivenleri çıktım. Gerald da benle çıktı fakat üyelere doğru döndüğümüzde bir basamak aşağı indi. Tahtın olduğu basamakta sadece ben vardım.

" Ben Gerald Jythan, Gölge Hanedanı'nın kadim koruyucusu Jythan Hanedanı'nın 7. kuşak temsilcisiyim. Gölge Hanedanı'nın yaşayan tek üyesi olan Gint'in bugün Gölge Kraliçe seromonisi ve taç giyme töreni için burada bulunuyoruz. Gölgeler sizi korusun." dedi ve sağ kolunu sıyırıp havaya kaldırdı.

Kolunda sarı bir amblem parlıyordu. Bunu yapmasıyla oturan herkes sağ kolunu sıyırıp havaya kaldırdı. Herkesin farklı renklerde farklı amblemleri vardı. Hanedan amblemleri olmalıydı.

Gerald bana döndü.

" Gint gölge gücünü kullan ve buradakilerin gözlerini korkut. Korkutmazsan kraliçe olduğun sürede zorlanırsın. Yapabiliyorken şimdi yap." dedi sessizce.

Ellerimi iki yana açtım. Ellerimde gölgeler yere akmaya başladı. İlk bir şoku atlattılar. Belki de gölge gücüne ulaşamadığımı düşünüyorlardı. Ama şimdi bunu atlattıktan sonra tekrar küçümseyici gözlerle izlemeye başladılar. Basit geliyordu onlara. Ah zavallılar !

" Merhaba baylar bayanlar ! Ben Gölge Hanedanı'nın varisi Gint." dedim ve gülümsedim. Sahte gülümseme ve yüzüme yaydığım soğuk ifade ile küçümseyici bakışlar yerini meraklı bakışlara bıraktı. Ellerimi havada yavaş yavaş kavuşturdum. Havada birbirine dediği anda etrafa büyük bir gölge dalgası yayıldı. Her yer gölge ile dolmuştu ve etrafı görebilen tek kişi bendim.

BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin