30. Bölüm

26 14 1
                                    

Şarkı önerisi : Halsey - Castle

Betty'den

Şehrin merkezinde bulunan sarayda güzel bir uykudan uyanmıştım. Ellerimi iki yana açmıştım. Sırtımın çıtlamaları ağrısını bir miktar da olsa azaltmıştı. Dün saray bilgini Harrison'ı bulunduğu zindandan çıkarmıştık. Elebaşı, beyaz sakallı bu tatlı adamı sırf onun vahşetine karşı çıktığı için zindana tıktırmıştı. Cvy bile bunu yapmamıştı.

" Hadi kalkın !" diye bağırdım odada. Evet biraz tedirgin olduğum için Finn ve Tom'un da benle aynı odada uyumasını istemiştim.

Tom biraz kıpırdanır gibi olsa da Finn dağınık sarı saçlarının bir telini bile oynatmamıştı. Bebek gibi uyuyordu.

" Tom gördüm kıpırdadın uyansana ya-"

" Tamam kızım tamam niye kulağıma bağırıyorsun ?" dedi ve ağzımı avuçladı.

Kahkaha atmaya çalışıyordum ama ağzımdan çıkan sesler kahkaha dışında her şeye benziyordu.

" Finn'i uyandırmasak mı ?" dedim fısıldayarak.

" Neden ?" dedi Tom.

" Ne kadar tatlı uyuyor baksana."

Tom bana baktı. Gülümsedi. Bu gülümseme masum değildi.

" Hayır Tom. Bak hayır gülme ! Gülmesene !"

Finn'e baktı. Gözleri farklı bakıyordu. Anlayamadım.

" Noldu ?" dedim Tom'u dürterek.

" Hiç." dedi. Yarım bir şekilde gülümsedi.

Tom ve Finn Biraz daha dışlanmış gibiydiler. Kedi Vretto'yu fazla sahipleniyordu. En azından böyle düşünüyordum. Drake'i de aralarına zor da olsa almışlardı. Tekila içip ayılamadıkları sabah onları Tom uyandırmıştı. Yanımıza geldiğinde üzgündü. Sadece " Tekila içmişler." demişti. Onu çağırmamalarına içerlemişti. Daha sonra Finn ve Tom yakın arkadaş olmuşlardı. Finn bize anlatmadığı çoğu şeyi Tom'a anlatıyordu. Birkaç kere gece yarısı Demir Saray'da dolaşırken Tom'un odasının kapısı yarım açıkken Tom ve Finn'i beyaz şarap içip konuşurlarken görmüştüm. Dinlememiştim. Anlattıklarından birini anımsamış olmalıydı.

" İkinizle de arkadaş olduğum için çok mutluyum. Kraliçe olduktan sonra da benimle burada yaşar mısınız ?"

Bana döndü.

" Bizsiz yapamazsın zaten sen." dedi yine gülümseyerek.

Finn hala uyuyordu.

" Bugün ne yapacağız ?" dedim.

" Harrison dün bazı ritüeller gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Bugün Rues Dağı'na gideceğiz."

Kafamı salladım.

Kapı çalındı.

" Girebilirsin." dedim yumuşak bir sesle.

" Günaydın." dedi fısıldayarak Harrison.

" Kahvaltı getirmiştim ama sonra mı getireyim Finn uyuyor." dedi Finn'i işaret ederek. Çok tatlıydı ve garip bir şekilde bana aşırı tanıdık geliyordu.

" Sen ne yiyeceksin ?" dedi Tom.

" Ben ayrı aşağıda yapacağım. Çalışanlar ve Kraliyet mensuplarının mümkün olduğunca aynı yerde bulunmaması gerekir. Yedinci kuraldır." dedi.

Böyle bir kuralı koyan atalarımı yadırgamamak imkansız. Neyin egosu neyin göt kalkıklığı bu ya ?

" Zahmet olmazsa bizim kahvaltımızı da senin yanına koy. Kuralı değiştiriyorum. Bundan sonra biz de seninle yiyeceğiz." dedim.

BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin