Şarkı önerisi: Dua Lipa - New Rules
Kendime gelip gözümü ovuşturmaya başladığımda yatağımda olduğumu fark ettim. Altımda boxerım vardı. Üzerimde başka bir şey yoktu. Kim yaptıysa içimden lanetler savurdum. DONUYORDUM. Su ile ilgili olan yeteneğimden dolayı mıdır bilmem ama ben normalde asla ama asla üşümem. En azından üşümezdim. Vücudum buz kesmişti. Dışarıdan endişeli endişeli konuşan Matt'in sesini duydum.
" Peki ya ne yapacağız. 17 yılını verdi o bu yeteneğini geliştirmek için, ona mührünün yok olduğunu nasıl söyleyeceğiz ?"
MÜHÜR MÜ ? KAYIP MI OLMUŞTU ? Ama mühürüm benim vücudum en az kolum ve gözüm kadar parçasıydı. Kaybolamazdı. Kanım buna izin vermezdi. En azından vermemesi gerekirdi. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Şu anın rüya olmasını diliyordum. İçimden yükselen bağırma isteğini dizginlemek istiyordum. Kolumu açtığımda mührümü bulamadım. Serçe parmağımdaki mühür de yoktu. Sınırlı yetenekler veren ve en azından beni biraz da olsun tatmin eden yeteneklerim de gitmişti. Vücudum geriliyordu. Üşüyordum. Hem de çok üşüyordum. Kendimi boşluğa bırakmayı düşündüm. Dizlerim ayakta durmamı reddediyordu. Kapını tıkırdısıyla arkamı döndüm.
" Hey Ed. Uyanmışsın. Çok endişelendim. Şey sana eğitmenin olarak söylemem gereken bir şey..."
Lafı benim gözümdeki yaşları görmesiyle bölünmüştü.
" Şey sanırım sen benim söylemek istediğim şeyi kendin gördün. Bak ne diyeceğim, seninle birlikte bu gece dışarı çıkmalıyız. Dolunayın insanların dünyasında su üzerinde gelgitlere sebep olduğunu biliyoruz. Ben de düşündüm ki senin su ile ilgili yeteneğin vardı ve belki bir şekilde.. ne biliyim belki bir şekilde ay ile bir bağlantın vardır. Sizin sihir kaynağınız bizim gibi doğada serbest bulunan enerji değil. Sizin kaynaklarınız farklı ve sen denekler arasında bizim için en muamma olansın. Senin kanının alındığı yaratık herhangi bir güce sahip değildi. En azından biz yeteneğini bilmiyorduk. Diğer çocukların da eğitmenleriyle görüştüm. Onlarda böyle bir sıkıntının olmadığını söylediler. Onların yeteneklerinin sınırlarına kolaylıkla çıkabildiklerini de biliyoruz."
" Ve ben onlar böylesine güçlü ve kontrol sahibiyken var olan aptalca yeteneğimden de oldum." dedim fısıltıyla.
" Hey,Ed. Bu şekilde konuşmamalısın. Kanın asla bozulmaz. Ve hala sihirli kana sahipsin. Bilgin olsun diye söylüyorum bizler siz efsanevilerin yaptığı büyüleri 1000 yıl çalışsak yapamayız. Yani senin hor gördüğün su sihri bizim için mükemmel bir şey. Yapabildiklerimizi hep sorardın ve ben sana sadece kendi eğitimine odaklanman gerektiğini söylerdim. Şimdi söylüyorum. Biz şekil değiştirme, nesneleri hareket ettirme, iksir, güç dalgası vb sihirler yaparız."
" Matt seni kırmak istemiyorum ama konu ne ara sizin yeteneklerinize geldi ?"
" Şey sanırım haklısın. Hey bugün dünyaya gitme fikrimi nasıl buldun ? Bugün dünyada dolunayı izleriz. Belki de sen artık kalıcı bir yetenek kazanırsın ki bundan hiç şüphem yok."
Düşündüğümde Matt'in fikri kulağıma gayet hoş geliyordu. Hem zaten ben bir hey-ben-dünyaya-gitmek-istiyorum tadında biriydim. Ayrıca gerçekten şu yetenek zımbırtısı işi çözülmeliydi. Bizler bulunduğumuz kalelerin 'Baş Büyücü'leri olmak için eğitiliyorduk. Baş Büyücü olduğumuz zaman başka yerlerdeki kalelerdeni Baş Büyücülerle büyü dünyası üzerinde söz sahibi olabilecektik. Biz 18 yaşına geldiğimizde bu raddeye geleceğimiz tahmin ediliyordu - ki diğer efsanevi çocuklar bunu başaracaklardı. Ben ise şu an 1 senem olmasına rağmen yeteneğimden arınmış ve hey-ben-sihirli-kan-taşıyan-fakat-bir-halt-beceremeyen-bir-büyücüyüm dercesine elimden bir şey gelmeden bekliyordum. Gerçi her halükarda 18 yaşımızda Baş Büyücü olacaktık ama yine de kıdemsiz, otoritesiz bir baş büyücü olmak istemiyorum. Kalelerin isimleri de dünyanın neresinden geçiliyorsa ona göre isimlendirilir. Mesela bizimki Vatikan Şatosu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
خيال (فانتازيا)Daha tomurcuklanmamış bir güle dünyanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmana gerek yoktur çünkü o zaten dikenlerini hazırlamıştır. Peki ya dikenlerini hazırlamamış bu çok genç çocuklar ne olacak ? Bir sürü uygarlığın, birçok kültürün kaderini onla...