BEYAZ

5. Bölüm

Şarkı önerisi: jack & jack - 2 Cigarettes

" Hişt işim bitti hadi tuvalete gidiyoruz."

Kedi bunları söyledikten sonra manasızca gözlerine baktım.

" Beyaz sana diyorum."

" Adım Edward. Edward Bluerose." dedim. Daha samimi olurdu ismimle hitap etse.

" Okul kaydı mı yaptırıyoruz ?"

Gözünde muzip bir ifade vardı. Gülmemek için kendimi tutmaya çalıştım. Mutluydum sebebi ise karmaşıktı. Birincisi komik bir kişiliği vardı. Ayrıca hani şeytan tüyü derler ya, bu çocuk o meseleden hakkını fazlasıyla almıştı. Garipti.

" Hey dalga geçme ! Tamam anladım portalı göz önünde değil de orada açacağımızı."

" Ah Beyaz düşündüğümden de zeki."

" Sürekli neden eleştirme çabasındasın ? " dedim. Çünkü sinir ediyordu.

Sözlerimi duymamış gibi önden havalı havalı yürümeye başladı. Üzerindeki her şey siyahtı.

" Matt de orada mı Bay Kedi ?"

" Tabi ki ekselansları. Her şey hazır. Sizi Berlin'e olabilecek en güzel koşullarda götüreceğim. Gerçi sizi şeytan kanımdan dolayı -şeytan kanı derken eliyle havada tırnak yaptı- öldürmem lazım ama ne yaparsın işte ?"

" Sana hakaret amacıyla dememiştim. Aslına bakarsan  sana bir itirafta bulunacağım. Aslında söylemezdim ama sanırım seni diğer insanların da yanlış algıladığı biçimde eleştirdim. Bu yüzden belki kendini iyi hissedersin diye söylüyorum bunu."

Tam tuvalet kapısının orada durdu. Bana doğru döndü. Yavşak yavşak sırıtıyordu. Ama bir söz vermiştim ve itirafım için gözlerimi yumdum. Bu yavşak sırıtmaya bakarak itirafta bulunamazdım.

" Küçüklüğümden beri hep seninle tanışmak istemişimdir. Matt'e 3 gün boyunca yalvarmaya karışık ağlamıştım. Tamam hadi keyfin yerine gelsin. Ayrıca bugün yaptığın şeyleri görünce keşke ben de senle aynı kandan olsaydım diye düşündüm."

" Aslına bakarsan böyle düşünmen gayet normal. Çünkü gerçekten harikalar yaratıyorum." dedi.

Arkası dönük olsa da yavşak sırıtışı hissetmiştim. Ama farklı bir şey de vardı.
" Harikalar " sözcüğünün telaffuzundaki burukluğu hissetmiştim. Eliyle kapının koluna uzandı. Tam o anda Matt açtı tuvaletin kapısını.

"Matt iyi misin ?"

Kedi bunu en ruhsuz ses tonuyla söylemişti.

" Evet iyiyim. Kedi bu arada sana bir özür borçluyum. Sana saldırmamalıydım."

Lafa girdim.

" Kedi'ye mi saldırdın ?" dedim bağırarak. Ne düşünüyordu ki ?

" Ed, bütün bunları yapanın o olduğunu san- "

" Bak Matt, beni korumaya çalışmanı anlayışla karşılıyorum fakat bir insanı nasıl ten renginden dolayı yargılayamazsak psikopat Ult'un Kedi'ye enjekte ettiği kandan dolayı da her kötü olayı ona bağlayamayız."

Ciddi anlamda sinirliydim. Lafıma devam ettim.

" Ayrıca Kedi'ye bir özürden fazlasını borçlusun. Aklında bulunsun. Ben de aynı şekilde bir özürden fazlasını borçluyum."

Kedi kaskatı kesilmiş ve saçlarıma bakıyordu.

" Şey Beyaz, biraz sakin ol. Tamam ben Matt'i affettim. Saçların kahverengiye dönmeye başladı. Gözlerin de renk değiştiriyor. Bal rengine döndü.