Bölüm 17 : PERİ TOZU

461 56 0
                                    

Bölüm Şarkısı : The Veronicas - Let Me Out | "How can I fight when love is the enemy? / Nasıl savaşabilirim aşk düşmanken? "

"Nerde kaldı bu kız?" dedi sinirli ve çok endişeli bir sesle Minel'in en büyük abisi Cahit.

"Gelir birazdan, belki şehirde ki eve gitmiştir." dedi sesinde ki sakinlikle Erdem.

"Hıh , senin bu katıksız iyimserliğin mi, yoksa süzme salaklığın mı? Nasıl ikisinin gitmesine izin verirsin anlamıyorum ki?! Minel'i aldılar işte!" dedi sinirle ağzından tükürükler saçarak Cahit.

"Öyle bir salaklık yapacak biri varis olamaz değil mi abi?" dedi ciddi bir sesle Erdem.

"Doğru Minel'i bir vampir ile alacakaranlıkta tek başına yollama salaklığını sen yaparsın!" dedi sinirle Cahit ve yerinden kalkıp dışarı çıktı.

...

"Sevdiğin kadını kaybetmeyi göze alıyor musun Ecrin Almus?" dedi tekrar Gökçe, Ecrin'in gözlerinin ta içine bakarak ve yavaş yavaş Ecrin'in kafasını kendi boynuna doğru çekiyordu.

"Bunu bize yapma." dedi kısık bir sesle Ecrin.

"Ben bir cadıyım, teknik olarak o da bir cadı. Onu kurtarmayı denemezsem kendimi afedemeyeceğimi biliyorum. Sadece yap... " dedi Gökçe ve yutkunup, boğuk bir sesle devam etti:

"Madem sevdiğin kadın benim, Ecrin... Benim için yap bunu." dedi Gökçe.

Ecrin, derin bir nefes aldı. Küçük bir öpücük kondurdu Gökçe'nin köprücük kemiğinin biraz altına. Dudakları Gökçe'nin tenine değerken konuştu:

"Bu canını yakacak... Epey yakacak..."

Gökçe sadece kafasını salladı ve derin bir nefes alırken, göz yaşlarını serbest bıraktı. "Neden ağlıyorum?" diye kendi içinde sorular soruyordu Gökçe, Ecrin onun omzu ile boynu arasında ki yeri hızlı bir şekilde ısırırken. Kısık sesle bir çığlık atmıştı Gökçe, canı tahmin ettiğinden daha çok yanmıştı. Hatta şu an Ecrin'in emdiği yer adeta ateş ile yakılıyormuşçasına yanıyordu. Canı gerçekten çok yanıyordu Gökçe'nin. Fakat sanki kalbinin acısı daha ağır basıyordu. O kadar iyi biliyordu ki, Minel'in Ecrin'i sevdiğini, bir geçmişleri... Ceylin'in dahi bilmediği bir geçmişleri olduğunu... O günlükleri okumamalıydı... Bu Gökçe'nin kalbini parçalamak dışında hiç bir işe yaramamıştı... Ecrin, geri çekilmeye hazırlanırken, onu durdurdu.

"Senin yaranı da kapatmam gerek." dedi Ecrin şaşkın gözlerle Gökçe'ye bakarken.

"Önce onunkini kapat. Benimkini peri tozuyla kapatacağız." dedi Gökçe geri çekilip hırkasını çıkardı ve boynuna bastırdı.

"Bakma bana öyle aptal aptal! Yap artık Ecrin!" dedi sinirle hala gözlerinden yaş akarken Gökçe.

Ecrin, hızla Minel'in boynuna uzandı. Yarayı kapattı. Hızla Minel'i kucağına aldı. Gökçe çoktan ayağa kalkıp arabaya doğru gitmişti. "Hadi!" diye bağırdı Ecrin, Ceylin ve Erinç'e. Arabanın arka koltuğunda Gökçe'nin omzuna yatırırken Minel'i. Şoför koltuğuna binip arabayı çalıştırırken, Ceylin arka koltuğa ve Erinç'te ön koltuğa binmişlerdi.

"Yetişebilecek miyiz?" diye sordu kapıyı hızla kapatırken Ceylin.

"Umarım." dedi sinirli çıkan sesiyle Ecrin.

"Bunlar evrim geçirmiş gibi Ecrin. Eskisinden hızlı canlanıyorlar." dedi Erinç, onlara doğru gelip arabanın camını yumruklayan bir gümüş kanlıyı, camı açıp, boynunu kırarken.

"Boyunlarını kırmak bir işe hiç bir zaman yaramadı zaten." dedi gaza basarken Ecrin.

"Ne yapacağız?" dedi şaşkın şaşkın Ceylin.

KARA KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin