Bölüm Şarkısı : The Veronicas - I Can't Stay Away | "I'm conflicted.I inhale now I'm addicted. / Çelişiyorum. İçime çekiyorum şimdi ben bağımlıyım. "
(Kara Cadılar Klanı : Gökçe Lesdimtisas'ın Ailesinin Evi.)
Yirmi beş dakikalık boğucu sessizlikte ki araba yolculuğundansonra nihayet Gökçe'lerin evindeydiler. Yol boyunca Gökçe başını hiç çevirmeden karşısında ki yola bakmıştı. Ve Ecrin'in durmadan, gözünü kırpmadan boynunda ki dikişe baktığını biliyordu. Bu oldukça rahatsız ediciydi Gökçe açısından. Yarası çok mu çirkin duruyordu acaba? Ve bunun sorumlusu şu an ona dik dik bakan Ecrin'di. Düşünmesi gereken bundan daha önemli bir şey vardı şimdi, Gökçe'nin; Annesi ve babasına ne dicekti? Bu aileden duymaktansa önce Gökçe'den duymak isteyeceklerdi.Gökçe, en iyisinin kendi evlerine geldiklerinde, Leyla ve Mehmet Almus'a teşekkür edip, onları geri göndermek olduğuydu. Ama tek katlı evlerine geldiklerinde, babası Yağmur Lesdimtisas dışarıda arabasıyla uğraşıyordu. Ve Gökçe daha arabadan inmeden Leyla Almus inmiş ve babasıyla konuşmaya başlamıştı. "Bu kadın nasıl bir şey?" diye düşündü Gökçe, Leyla Almus alel acele arabadan inmiş ve soluğu babasının yanında almıştı. Ve Mehmet Almus da arabadan inmiş, karısı ve Yağmur Lesdimtisas'ın yanına gitmişti. Gökçe bir iç çekti. Onun iç çekişine karşılık verircesine , Ecrin'de bir iç çekti. Ecrin'e ters ters baktı Gökçe. Ecrin boğazını temizledi. Şimdi annesinin en değerli vazosunu kırmış bir çocuk gibi bakıyordu, Gökçe'ye Ecrin.Gökçe içinden gülümsedi. Oldukça komik duruyordu bu ifade Ecrin'de, bir an sadece kısa bir an dudağı sağ tarafa doğru hafifçe kıvrıldı ve geri düzeldi. Eğer dört yüz küsür yaşında, ölümler ve savaşlar görmüş bir vampirseniz, Ecrin gibi, bir cadının bile gözlerinden okuyabilirsiniz taa içten gülebildiğini...
(Gökçe'nin İç Sesi:)
Ecrin'i sevmekle sevmemek arasındayım, sanırım... Kendi duygularımdan ilk kez emin olamıyorum. Onda anlam veremediğim bir çekim var. İlk karşılaştığımız gün, bana çarptığında hissettiğim bir çekim. Beni bilmediğim bir nedenden kendine çekiyor. Ecrin ile o barın tuvaletinde yakınlaştığımızda adım gibi biliyordum, dokunsam yanacağım... Dokunsa bana, tutuşacağım...Ama bir vampir her zaman çekici olur değil mi? Bir vampirin bakışlarını, ona bakmıyorken de, içinizde, ruhunuzda hissedersiniz... Buraya gelmeden öncede bir vampir sevgilim olmuştu. Ecrin'de farklı bir şeyler var yine de... Onun bakışlarında hem bir çocuğun masumiyeti, hem de bir alevin yakıcılığı var...Tenimin her zerresinde hissedebiliyorum şu an bunu... Ama yine de emin olamıyorum... Beni ısırdığı için mi, yoksa gerçekten onu sevdiğim için mi onu istiyorum tenimde gezinirken bakışları?... Bilemiyorum...
"Bizi çağırıyorlar... İnmemiz gerek..." dedi Ecrin.
(Bölüm Arası Şarkısı : Helldorado - A Drinking Song | "The dark is rising and the keeps falling. Our fire is burning and the wind keeps calling. / Karanlık yükseliyor, Güneş alçalmaya devam ediyor. Karanlık yükseliyor, güneş alçalmaya devam ediyor. "
Hiçbir şey demeden arabadan inmek için kapıyı açtı Gökçe,aklında ki düşüncelerden sıyrılmaya çalışarak. Sol ayağını arabadan dışarı attı Gökçe, ve o an Ecrin, parmak uçlarıyla belli belirsiz, Gökçe'nin boynunda ki dikiş izlerine dokundu.Gökçe bir an irkilip kafasını Ecrin'in olduğu tarafa çevirdi.Göz göze geldiler. Bir süre öylece bakıştılar. Her ikisinin de kulaklarına, sanki suyun altındalarmış gibi derinden geliyordu, Mehmet Almus'un sesi. Onları çağırıyordu. Bunu aslında her ikisi de anlayabiliyordu ama zaman sanki yavaşlamıştı aralarında...Sanki zaman zoraki akıyordu.... Ecrin'in bakışları önce Gökçe'nin dudaklarına değdi usulca, Gökçe'nin titrediğini farketti, sonra bakışları Gökçe'nin boynunda ki yarayı okşarcasına değdi. Ve tekrar Gökçe'nin gözlerine değdi bakışları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KAN
VampirYarı Kurt ve Yarı Vampir bir melezin, cadılarla dansını anlatırken kendini kadim bir Gümüş Kanlı Savaşının içinde bulacaktır. İki genç kadın ve aralarında başlayan bir aşk - savaş çıkmazı.