KARA KAN

BÖLÜM 31 : Mircalla Carmilla Von Karnstein ( II. Vlad'ın Ölümsüz Eşi)

Bölüm Şarkısı : Soles - Carmilla "Love Will Have Its Sacrifices"

Hastene odalarından alınan bebeklerle koridorda ilerleyen gümüş kanlıların suratında bom boş bir gülümseme vardı.

Ecrin'in ikizi olan gümüş kanlı kurtu Amelles karşıladı.

Minel'in gördüğü tuhaf rüyayı dinler dinlemez, herkesten habersiz en güvendiği iki adamını hastaneye sızdırmış ve adeta bebeklere nöbetçi dikmişti. Ondan habersiz hiç bir harekette bulunmayacaklardı. Hatta olur da ulaşamazlarsa, bebekleri alanları takip edecek, yerlerini belirleyip, üç gün doğumu bekleyecekler, yine de haber gelmezse durumu kurt varisine bildireceklerdi. Bu iki adam Hasan Sabbah'ın klanından kalan son bir kaç üyeden biriydi. Nereye nasıl sızacaklarını iyi biliyorlardı. Kimilerine göre onlar, yarı cin yarı kurttu.

İkiz gümüşkanlı cadıları ise Kayra karşılamıştı. Savaş alanında gücünü test etmiş , tecrübe kazanmıştı. İki cadıya karşı baş edebilirdi. En azından Kayra buna inanmak istiyordu. Çünkü burda onu koruyan şovalyeleri yoktu.

Kayra'nın elleri bir senfoniyi yönetir gibi gard almıştı. Çocuğa zarar vermeden bu cadıları alt etmeliydi. Ah cadıları keşke Amelles alsaydı...

Şimdi karşısında iki cadı sinir bozucu bir şekilde  ve son derece ciddi bir tavırla ona bakıyorlardı. İkizlerden biri ani bir hareketle Kayra'nın dibine geldi. Dişlerini , Kayra'nın boynuna geçirmesine ramak kalmıştı. Ve Kayra'nın kimin olduğunu anlamadığı bir elin sivri tırnakları, cadının boynundaki şah damarını yırtmıştı. Ve aynı elin sahibi bir fıskiye gibi fışkıran kanın üzerine abanmış emiyordu. Şah damarı yırtılırken, kucağında bebek olan ikizi de anlık boynunu tutmuştu. Kayra, yüzüne bulaşan kan , ve önündeki kan emen yaratığın görüntüsü ve kan kokusundan birden kusmaya başlamıştı. Kanı emen yaratık. "Çocuğu alsana, ne duruyorsun!" diye inlemişti adeta. Herşey saniyeler içinde oluyordu. Ve o an, Kayra farketmişti ki, onun hayatını kurtaran, Minel'in ta kendisiydi.

Kayra diğer cadıya doğru bir büyü atağı gerçekleştirdiğinde çoktan ıskalamıştı. Ama cadı ıskalamamıştı. Ve lanet olsun bir eliyle bebeği tutup bir eliyle rahatça hem kayraya hem Minel'e saldırabiliyordu.

Kayra tüm dikkatini toplayıp bir hamle daha yaptı. Ve yine ıskaladı. Daha hızlı ve daha agresif olmalıydı ama yaptığı büyü bebeğe dek gelirse her şey paramparça olurdu.

...

Ervin'in kokusunu aldığı şey doğruydu. Susmak bilmeyen cadı ve ikizi ve tabiki her şeyi ters yapmayı seven eski sevgilisi Ecrin. Kayra hemen iletmiş miydi? Ecrin onun için mi gelmişti? Anlaşma yapamayacağına göre? Gökçe'nin ölüsünü yakar yinede teslim etmezdi Ecrin. Hatta kendini de yakardı.

"Size demiştim." diye fısıldadı Ervin'in omzunda bir ses , mavi sis bulutu yavaş yavaş dağılırken , bu arada Ecrin , turkuaz kaplamalı kılıcıyla odadaki gümüşkanlı nüfusunu oldukça düşürmüştü. Geveze cadı ise , duyulduğu üzere kapıyı mühürlüyordu. Bu odadan kimse çıkamasın ve kimse giremesin diye. Ama birini de işaretlemeliydi ki çember kırılabilsin.

"Ervin'in omuzundaki ses tek parmak hareketi ile geriye kalan dört gümüş kanlıyı yere sermişti ve bu sırada, Ervin'in ikizi Elçin ile göz göze düello ediyorlardı.

Ecrin bir an duraksayıp, önce Eflin'e sonra yerdekilere bakıp, tam kılıcını yerine koyarken, "Güzel." demişti taktir eder bir tavırla. Eflin ise istifini bozmadan , "Rehavete kapılma yarım kurt, tam kalplerine!" demişti. Ecrin de onaylarcasına kafasını sallayıp, vampir çevikliği ile, yerde yatan son gümüşkanlı askerlerin kalplerüni kılıcı ile söküp almıştı.