Bölüm Şarkısı : Halestorm - Dear Daughter
Düğünden bozma bir savaş alanında, adrenalin yoğunluğuyla karışmış bir şok dalgası tüm davetli nefrinlerin şakaklarından girip omurgaları boyunca karıncalanarak ilerleyerek uyluklarından sızlayarak çıkıyordu.
İşaretli gümüş kanlının yakıldığı ilk saniyeden sonra, Ecrin ve Gökçe özgürce ve hızla eve koşmuşlardı... Çocuklarının yanlarına...
Yüreği ağzında yaşama günleri tekrar başlamıştı demek... Ne kadar uzun zaman olmuştu ve ben hiçbir çocuğa bağlanmam. Kendi çocuğum olsa bile... Peki niye mi burdayım? Uyum sağlamak için... Vampirler, kendi kültürlerinde çokta sahiplenilerek büyümezler. Herkes her zaman kendi başının çaresine bakmalıdır, yürümeyi öğrenir öğrenmez. Vampirliğe giriş ders yüz bir; "bir vampir katiyen kendi ailesi dahil kimseyi sahiplenmez ve ortak çıkarı yoksa kimseyi korumaz. " Evet bir diğer yarım da kurt, ve kurtlar herkesin bildiği gibi, sürüsü olmadan , sahiplenilmediği sürece yaşayamazlar. Onlar aile terimini ortaya çıkartan varlıklardır. "Aile korunur. Aile olunur. Aile sahiplenilir. Ve birlik içinde yaşanır. Solo hareket edemezsin. Senin her hareketin ailen için bir etiket getirir. " buda Kurtluğa giriş dersi yüzbirdi. Ve ben, vampirler tarafından büyütüldüm. Çevrem böyleydi, ailem böyleydi. Herkes kendi yemeğini kendi bulacak. Küçücük bir çocuk olsan bile... diye aklından geçirerek Ecrin,çocukların bulunduğu odaya girdi. Elleri Gökçe'nin ki ile kilitliydi.
Gökçe'nin büyük büyük teyzesi odada sükunetle bir sandalyede oturuyordu. Çocuklar uykularından sessizce uyandılar ebeveynleri odaya girince... Yerde gümüşi bir kan gölü...
Önce bir panik havasına girdiler. Sonra Ecrin'in vampir sezgileri herkesin olması gerektiği yerde olduğunu fısıldadı. Gökçe ile göz göze geldiler ve Gökçe de kimsenin yaralanmadığına emin oldu ve doğruca kendi doğurduğu bebeğin yanına gitti. Ecrin çocuklara sadece göz ucuyla bakmakla yetindi.
Gökçe daha sonra, Ecrin'in diğer çocuğuna baktı, ikiside birazdan acıktıklarını ilan edecek gibi bakıyorlardı. İki nefrin yavrusu, gayet insani bir şekilde ona muhtaçtı.
"Bir açıklama bekliyorsun." dedi Sarah Good , Ecrin'e değilde torunu Gökçe'nin davranışlarına bakarken.
Ecrin tüm saygısıyla sessizliğini korudu.
"Doğruymuş." dedi Sarah Good... "Gözümle şahit olmamıştım daha önce ama duymuştum." dedi yerinden kalkıp, torununun yanına giderek...
Tek kaşını kaldırıp onlara bakmakla yetindi Ecrin. Şimdilik... Yaşlı cadıya karşı bir saygısızlık yapmak istemiyordu. Ama sessizliğinde kıpırdayan sabrı taşmak üzereydi.
"Seni sınamıyorum. Konuşabilirsin." dedi Sarah Good, Ecrin'in çocuğunu kucağına alarak, hafif sıska, kızıl ve açık tenli bir kız bebekti.
"Dinlemeyi tercih ederim." dedi Ecrin.
"Doğruymuş dediğim ne biliyor musun Ecrin Vellas Almus?" dedi ona doğru kucağında bebekle yürürken. Bu sırada Gökçe de kendi bebeğini kucağına almış, gergin bir şekilde ikisini izliyordu. Sarah Good, Ecrin'den hoşlanmazsa, dahası onun torunu için doğru biri olduğuna inanmazsa, hiçbir şeyi düşünmez onu ondan uzaklaştırırdı.
"Hayır, bilmiyorum. Gümüş kanlılar mı?" diye sordu Ecrin.
Sarah Good yerdeki gümüşi kanlara baktı tekrar, bir anlık...Ve sonra kucağındaki bebeğe bakıp gülümsedi.
"Hayır, o açıklamayı şu an yapmıyorum. Vampir kadınlar, doğuran değilde, katkı sağlayan olduklarında son derece duyarsız ve hissiz oluyorlarmış. Gökçe gibi kucağına almalıydın. Ya da yanlarına gitme zahmeti göstermeliydin. Siz vampirlerin gerçekten hiç duygusu yok." dedi son cümledeki hoşnutsuzluğu barizdi. Ve son cümleyi söylerken Gökçe'ye bakmıştı. Gökçe ise ondan gözlerini kaçırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KAN
VampirosYarı Kurt ve Yarı Vampir bir melezin, cadılarla dansını anlatırken kendini kadim bir Gümüş Kanlı Savaşının içinde bulacaktır. İki genç kadın ve aralarında başlayan bir aşk - savaş çıkmazı.