BÖLÜM 4 : BÜYÜ VEYA BÜYÜ ?

689 69 7
                                    

Bölüm Şarkısı : The Pretty Reckless - Make Me Wanna Die | "And everytime I look inside your eyes. You make me wanna die. / Ve gözlerine her bakışımda, Ölmek istememe neden oluyorsun. "

(Yazarın Notu: Yazar saygılarını sunmaktadır. - Ayrıca bu hikaye kurgusal karakterler içermektedir. Ve anlayacağın seninle hiç bir ilgisi yok !- )

Kayra sakince masaya oturdu ve yemeğe başladı. Ceylin, hayran hayran Kayra'ya bakıyordu. Normalde böyle bir kargaşada, vampirler bile bu kadar rahat olamazdı. Kayra'nın zihnini görebiliyordu. Korku yok, umursama yok.

"Eee Ablamla nasıl tanıştınız?" dedi Ceylin, Kayra etleri elleriyle yerken. Ağzı kısmen doluydu Kayra'nın, ama nasıl olduysa bir anda hepsini yutup konuştu.

"Ablan anlatsa daha iyi."

"Senin anlatmanı istiyorum." dedi Ceylin. Aslında anlatmasına gerek yoktu sadece o anıyı bilinç altından üste çıkartırmaya çalışıyordu Ceylin. Üstte çıktığı an öğrenirdi.

Bir parça ekmek alıp attı ağzına Kayra ve düşündü biraz. Ceylin öğrendiği şeylere şaşırdı. Kayra konuşmaya başladı:

"Bir gece ana caddede yürüyordum. Geç bir saatti ortada pek fazla kişi yoktu. İki serseri beni rahatsız ediyorlardı. Ablanda ordaydı. Öyle tanıştık. Bu ekmekleri nerden alıyorsunuz? Oldukça lezzetli."

"Aslında o ekmeklerden değil de bunlardan yesen daha iyi." diyerek başka bir ekmek sepetini uzattı Ceylin. "Ve o ekmekleri annem kendi yapıyor."

Niye yememesi gerektiğini anlamayan Kayra, Ceylin bunları söylerken tek kaşını kaldırmıştı. Ceylin, Kayra'nın aklındaki sorulara kısmen cevap verircesine devam etti sözlerine;

"Yani, insani bir uyarı bu. O ekmeklerin hamurunda kan var." dedi bunu söyler söylemez Kayra'nın kusmaya başlamasını bekliyordu, hatta bu bekleyiş yüzünden yüzünde şeytani bir gülümseme oluştu.

Kayra biraz umursamaz bir şekilde yemeye devam etti. Bu kızda Ceylin'in hoşlanmadığı birşeyler vardı. Henüz bilmiyordu ne olduğunu ama hoşlanmıyordu.

...

(Aynı zamanda evin üst katında...)

"Bunu bana nasıl yapabilrsin?!" dedi Gökçe bağırarak, gözleri koyu yosun yeşiline dönmüştü. Bir cadı sinirlenince böyle mi oluyordu gözleri? Diye düşündü Ecrin. Gökçe'nin gözleri bu haliyle Ecrin'i daha çok içine çekiyordu. Dudakları kuruyordu yine Ecrin'in, azı dişlerinin arkasında, damağından yavaş yavaş sivriliyordı vampir dişleri, "Kendine gel." diye mırıldandı Ecrin. Kendine hakim olmalıydı. Büyülenmiş bir şekilde Gökçe'ye doğru çekildiğini hisssediyordu. Birşey, damarlarını yırtarcasına bir arzu Gökçe'yi istiyordu. Üstelik sadece kanını değil. Gökçe'yi tüm bedeniyle, tüm ruhuyla istiyordu. Sadece kana olan bir açlık değildi bu. Ecrin kendine hakim olmaya çalışırken bunları düşünüyordu.

"N'apmışım ben sana? ... Hem... Ben nerden bilebilirdim senin bir cadı olduğunu? Alnında mı yazıyor kızım!" dedi Ecrin.

"Bana kızımlı konuşma, ben bu şehirde yeniyim, ben nerden bileyim senin vampir olduğunu?! Çok misafirperver bir klanmışsınız gerçekten! Üstelik sen bu klanın varisisin! Her yeni geleni hareminize katıyorsunuz anlaşılan Bayan Almus!" diye bir solukta söyledi Gökçe.

"Ben..." sözünü, Ecrin'in annesi Leyla Almus kesti;

"YETER!"

Herkes bir iç çekti, birbirlerine yabani hayvanlar gibi saldırmayı bekleyen Gökçe ve Ecrin, birbirlerinin, taa gözbebeklerinin içine gözlerini kırpmadan bakıyorlardı. Ecrin diğer vampirlerin aksine kolay sinirlenen biri değildi, fakat yine de gözleri yavaş yavaş grileşmişti.

KARA KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin