Bölüm Şarkısı :Simon & Granfunkel - The Sound Of Silience | "In restless dreams I walked alone. Narrow streets of cobblestone. / Husursuz rüyalarda yalniz yürüdüm. Parke taslarindan olusan dar sokaklarda... "
Evin önüne emaneten park edip, Kayra'yı aradı.
"Nerdesin sen!? Ağaç oldum! "
"Kayra aşağıdayım bağırmayı kesip gel istersen?"
"Tamam, geliyorum ama gelince bana hesap vereceksin. Vampirim diye bundan kurtulamazsın." diyerek telefonu kapattı Kayra. Son kez aynada kendine baktı. Bu gün Cumartesiydi. Haftanın son iş günü. Ecrin'i biraz sorguya çekip sonrada kütüphaneye gitmek istiyordu. Kahvaltı için vakit yoktu. Mehmet Almus çok ciddi bir kütüphaneciydi. Ve bugün birlikte Nefrinler için özel olan bölüme girip el yazmalarını kontrol edeceklerdi. Nefrinler için olan özel kütüphane bölümüne sadece nefrinler ve onları bilen insanlar girebiliyordu. Kayra anahtarlarını çantasına atıp aşağıya indi.
Jipin içinde bekliyen Ecrin, kendi apartmanının dış kapısında; beyaz, dizlerinin üzerinde düz bir etek ve onun üzerinde bej kare çizgileri olan beyaz renkli gömlek giymiş Kayra'ya, ağzı açılarak bakıyordu... Ayağında topuklu denemeyecek, ama oldukça şık siyah ayakkabıları ve boynunda siyahlı beyazlı bir şal vardı. Doğrusu, Erinç yeni işi dediğinde, Ecrin'in aklından garsonluk falan geçmişti. Ama şimdi bakınca, sanırım Kayra bir plazada sekreter falan olmuştu. Daha önce sekreterlik yaptığını söylemişti.
Kayra, gelip arabaya bindi. Emniyet kemerini bağladı. Bu sırada Ecrin ağzı hafif açık şekilde hala Kayra'ya bakıyordu.
"Sen nerde iş buldun?" dedi hâla Kayra'yı süzerken Ecrin.
"Kütüphanede."
"Hangi... Kütüphanede?"
"Babanın başında olduğu Halk Kütüphanesinde."
"Ne?!...Hemen bırakıyorsun sana başka iş buluyoruz."
"Neden bırakıyormuşum?! Hem bunu boşver neden benden kaçıyorsun?"
"Senden kaçtığım falan yok! Bizimkilerle birlikte çalışmanı istemiyorum."
"Benden kaçıyorsun!"
"Senden niye kaçayım ki?" Dedi Ecrin arabayı çalıştırıp, sürerken.
"İşte bende bunu soruyorum Ecrin Almus! Neden benden kaçıyorsun?"
Doğruydu Kayra'dan kaçıyordu. Ama sebebi, sanırım Gökçe'ydi. Gökçe'nin ona zarar vermesini istemiyordu. Ve üstelik ailesi onu kütüphaneye almıştı. Gökçe yanlış anlamasa bile, ablaları kesin yanlış anlayabilirdi. Bir dakika! Ablaları demişken ya şu an onları takip ediyorlarsa?
"Susacak mısın Ecrin?" dedi Kayra Ecrin'e dik dik bakarak.
Ecrin düşüncelerinden sıyrılarak. Kayra'ya cevap verdi:
"Senden kaçmıyorum. Sadece halletmem gereken işler var." dedi. Aslında aklında kurduğu cümle"Evet senden kaçıyorum. Çünkü Gökçe'nin ve ailesinin sana zarar vermesini istemiyorum." şeklindeydi ama ağzından başka bir cümle çıkmıştı.
"Gökçe'yi diyorsan ablaları dün akşam gelip beni sorguya çektiler zaten. Neyse bu gece eve gelecek misin?"
"Ne yaptılar? Ne sordular?!"
"Sakin olur musun? Cadılar kıskanç olurlar. Seni zordumda bırakacak bir şey söylemedim."
"Zor durumda kalanın sen olmasından korkuyorum aslında Kayra."
"Onları ikna ettim. Merak etme, ama Gökçe ile vakit geçirmiyorsun diye sinirliler."
"Kim geçir miyormuş? Gökçe benimle vakit geçirmiyor. Neyse geldik. Kahvaltı edelim sonra seni eve bırakayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KAN
VampirYarı Kurt ve Yarı Vampir bir melezin, cadılarla dansını anlatırken kendini kadim bir Gümüş Kanlı Savaşının içinde bulacaktır. İki genç kadın ve aralarında başlayan bir aşk - savaş çıkmazı.