Bölüm 24 : EJDERHALAR VAMPİRLER VE KURTLAR

460 36 1
                                    

Bölüm Şarkısı : Robbie Williams - Love My Life | "I am not my mistakes, But God knows, I've made a few. / Ben hatalarım değilim. Ama Tanrı biliyor, bir kaç tane yaptım."

Yüzyıllardır evlerinden uzakta, klan savaşları, insanların çıkar savaşları ve bazı uluslararası ayinler için evlerinden uzakta varoluş savaşı veren nefrinlerin en kan dondurucu türüdür vampirler. Soğuk tenleri, ayartıcı bakışları ile tanımlanırlar. İnsanlar için tabi... Oysa onlar nefrinlerin en çok olgunlaşmış ve lanetlerini en çok benimsemiş türüdür. Yani sadece, gölgelerle oynayıp, insanları sıradan meyve suyu kutularıymış gibi kullanıp atan nefrinler değiller. Onlar, nezaketi, flört etmeyi ve dansı insanlara öğreten lanetlenmiş varlıklar...

Bir zamanlar, vampirlerin tarihinde görkemli bir izi olan Van Allen'ların sonu gelmeden önce, İnsanlarla yaşadıkları bu dünyanın tüm kontrolü vampirlerin elindeydi. Her şeyin bir sonu vardı... Vampirler gibi ölümsüzde olsanız, zamanınız bittiğinde unutulurdunuz.

Ecrin, kız kardeşi Ceylin ile birlikte, nihayet Dorlion'a ulaşmış ve ailelerinin bahçeli evlerinin iç kapısının önünde bir vampir sessizliği ile dikiliyorlardı.

Ecrin gençliğinin başında ne çok gitmek istemişti bu evden... Başka bir şehre gidip yeniden başlamak hayatına... Tanımadığı insanlarla onların kanına dokunmadan yeniden yaşayabilmek... Denemişti de bir kaç kez... Ve her defasında da ailesi, onu bulmuş ve geri getirmişti. "Sürüden ayrılanı eninde sonunda kurt kapıyordu." Ve bu hikayede ki kurt gümüş kanlılardı. Ve aynı şehirde kalması şartıyla şehrin merkezinde kendine ait bir daire tutmasına göz yummuştu annesi ve babası.

"Kapı ile hasret gidermeniz bittiyse, artık içeri girelim abla! Bir vampir için bile dışarısı oldukça soğuk!" diye söylenerek düşüncelerini kesip kapıyı açtı Ceylin ve saniyeler içinde içerdeydi.

Ceylin söyleyene kadar soğuğu fark etmemişti bile Ecrin. Evet biraz soğuk denebilirdi. Sessiz adımlarla içeri girdi Ecrin. Akşam olmak üzereydi. "Aile olmanın birinci kuralı; iki eliniz kanda da olsa hepiniz akşam yemeğinde masada olmalısınız." demişti babası ya da üvey babası ilk kez on iki yaşında yemeğe geç kaldığında. Ve o zaman çocuk yüreğiyle umursamamıştı Ecrin bunu her aile bu kuralı söyler dururdu değil mi? Fakat sonraki geç kalmalarında anladı ki Ecrin, bu öylesine gelişi güzel, adet yerini bulsun diye söylenen bir kural değildi. Bu gerçek anlamda ailenle dolu dolu vakit geçirebildiğin tek zaman dilimiydi.

Şimdi mutfak girişinde Ceylin'in suratında kocaman bir vampir sırıtışı ve göz bebeklerinde vampir mutluğuna ait ışıltılar, Ecrin de ise ciddi bir yüz ifadesi ve gözlerinde mutluluk parçaları... Her ikisi de şimdi masayı hazırlayan ablası ve abisinin tatlı - sert sohbetine, babaları ve Ecrin'in ikiz kardeşinin ocakta, her ikisinin de kendine özgü olan makarna soslarını yarışırcasına yapmalarına ve annelerinin fırından çıkarttığı özel ekmekleri kesişine bakıyorlardı.

"Elinizi ve yüzünüzü yıkayın ve sofraya gelin. ... Evet, sizinle konuşuyorum Ecrin ve Ceylin." dedi Leyla Almus onlara hiç bakmadan.

"Dönmüşsünüz!" dedi Mirza, şaşkınlıktan çok, ters giden ne dercesine bakıyordu.

"İlk buraya mı geldiniz?" diye sordu Erinç, yavaş yavaş kaynayan sosuna sarımsakları atarken.

"Elflerle konuştun mu?" dedi Elif sofraya otururken.

"Benim sosum hazır, ama siz hala ellerinizi yıkamadınız." diyerek yalancı bir çıkışla onlara baktı Mehmet Almus.

Sonra Ceylin ve Ecrin birbirlerine bakıp anlık gülümsediler... Ve çocukluklarında yaptıkları gibi, koşarak banyoya geldiler. Büyüseniz de bazen hiçbir şey değişmiyordu. Örneğin, yine banyonun eşiğine aynı anda gelmişler ve yine aynı anda içeri girmeye çalışırlarken sıkışmışlardı.

KARA KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin