Bölüm şarkısı BIRILERI-Zamanın Dışında Boşluğun İçinde
Telefonumun alarmı Demi Lovato-Really Don't Care çalınca uyandım. Normalde olsa kesinlikle uyanamazdım ama bugün benim doğum günümdü! İçimdeki heyecanla hemen ayağa kalktım ve müzikle aynı ritimde kalçamı sallayarak dolabıma ilerledim. Giyeceğim şeyleri tutup yatağa doğru fırlattım ve geri dönmeden önce aynamın karşısında bir kaç poz vermeye başladım.
Derken annem bağırdı, "Kapat şu müziği de hazırlan!"
Sonra ben de diyorumki, neden dizilerde ve filmlerde insanlar bu kadar mutlu? Çünkü onlar dans ederken kimse karışmıyor!
2 dakikalık Hint filmi eğlencem sona erince ben de somurtarak yüzümü yıkamaya gittim. Odama geri dönüp siyah, üstünde gri ve mavi çiçekler olan elbisemi giydim. Doğum günüm lan benim! Güzel olmam lazım!
Hemen ayna karşısına geçip rimelimi ve rujumu sürdüm. Kıvırcık saçlarımı da öylece salıp aynada tekrar kendşme baktım.
Bugün 15 yaşına giriyordum. 14 yaşında olmaktan hiç bir farkı yok gibi görünüyordu ama vardı. Bu, benim yeni muhteşem hayatımın başlangıç yılını temsil eden yaşımdı.
Telefonuma bir sürü doğum günü mesajı gelmiştir diye düşünerek telefonumu elime aldım. Fakat sadece 1 mesaj olduğunu görünce enerjim düştü.
Kimden: Koriş
GünaydınGelen mesaj Koray'dandı ve doğum günümle alakalı değil, hemen hemen her gün attığı mesajlardan atmıştı. Buna rağmen az önce düşen enerjim hemen yükselivermişti. Hatta gereksiz bir heyecanla dolmuştum. Fazla gereksiz bir heyecanla... Sebebi doğum günümdür deyip kendimi sorgulamaktan vazgeçtim ve çantamı hazırlamaya başladım. Herhalde herkes, tıpkı benşm gibi hazırlanmakla meşguldü. Vakitleri yoktu yani. Otobüste falan bir, iyiki doğdun, alırdım.
Çantamı da alıp aşağı indim ve mutfağa geçtim. Kendşme bir bardak çikolatalı süt hazırlarken annem, "Sabah sabah içme şunu!" diye kızdı.
"Sanki içki içiyorum anne..." diye sitem ettim. Alt tarafı bir bardak çikolatalı sütle mutlu oluyorum ona da kızıyor.
"Düzgün konuş! "
Sesim kısılırken başımı yavaşça yere eğdim. "Ne dedim ya..?"
Babam kendine tereyağlı ekmek hazırlarken konuştu. "Karışma kıza! Yesin içsin işte, kalori bombası. " Sonra başını kaldırıp bana baktı. "İç çocuğum. Hatta daha büyük bir bardak iç, azıcık kilo alırsın. "
Gülümseyip bardağımı almıştım ki annem tekrar elimden aldı. "Yahu Murat!" derken sütü elimden alıp tezgaha koydu. "Sabah sabah içmesin, dokunur diyorum. "
"Dokunmaz. Her şeyi dokunur deyip yedirtmiyorsun bak kız bir deri bir kemik kaldı. "
Tekrar uzanıp bardağımı aldım ama yşne elimden alıp tezgaha koydu. "İçmesin demiyorumki; sabah sabah içmesin. "
"Sabah da içsin akşam da içsin; daha çok kalori alsın daha çok kilo alsın!"
Elimle saçlarımı tutup başımı bardağa doğru eğdim ve ağzına kadar dolu olan bardaktan süt içmeye başladım. Annem ve babam kaşlarını çatıp bana döndüler ama umursamadan içmeye devam ettim.
"Sen ne yapıyorsun?" dşye sordu annem dayanamayıp.
Başımı kaldırıp hemen elimle ağzımdaki sütü sildim. "Sürekli bardağı elimden alıyorsun ben de alma dşye bardağa eğiliyorum. "
Annem eliyle yüzünü kapatıp sakinleşmeye çalışırken babam yüksek sesli bir kahkaha attı. Sonunda başını kaldırıp derşn bşr nefes verdi. "Karışmıyorum. Gerçekten bak karışmıyorum. Bundan sonra istediğinizi yiyin, sonra midenizi bozup hasta olun da göreyim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu
FantasyHerkesin 14 yaşına geldiğinde kaderinin belirlendiği bir dünya düşünün. Gücünüz vardır ya da yoktur, bu 14 yaşında belli olur. Ve-dünya artık bunu kabullenmiş, belli bir düzen var ve hayat buna göre ilerliyor. Ancak Melis'in, kimsede olmaması gereke...