Sabah uyandığımda ilk işim Koray'a günaydın mesajı yazmak oldu. Dünki olaydan sonra aramızın bozuk olup olmadığını anlamam gerekiyordu. Tam mesajı yazmış gönderecekten Koray'dan gelen günaydın mesajıma derin bir oh çekip ben de mesajımı gönderdim.
Sonrasında hızla hazırlanıp otobüse bindim. Koray'ın yanına oturur oturmaz sordum. "Başın nasıl?"
"Yere vurmuşum gibi. "
Tek kaşımı kaldırdım. "Yani?" O nasıl bir soru öyle Melis? Kanka yani kafanı yere vurdun böyle kafatasını patlattın falan, bir de ben üstüne düştüm ama iyisin, değil mi?
"Iyiyim. "
Marcelina, önümdeki koltuktan kafasını sarkıtıp bana baktı. "Bizi düşünen yok. "
Önce ofladım ve sakin kalmaya çalıştım. Bunu yaparken göz devirmeyi de unutmadım. "Hayırdır Selincim, sana ne oldu?"
"Biz de korktuk yani dünki olaydan dolayı..."
"Ay kıyamam. " Haspam!
Selin tam geri çekilecektiki burnunu kırıştırarak havayı kokladı. "Bir şey kokuyor sanki..."
Batu, telefonuyla oynarken birden ellerini havaya kaldırdı ve telefon kucağına düştü. "Furkan osurdu. "
"Ne?!" diye bağırdı Furkan. "Lan suçu bana atmasana!"
"Hayır hayır. " diyerek araya girdi Selin. "Böyle şekerli bir şey..."
"Ne olacak, Leyla'nın parfümü. " dedikten sonra kısa bir bakış attım. "Şişeyi boşaltmış üstüne mübarek!" Neden bilmiyorum ama Leyla'ya, Koray'ın numarasını almaya çalıştığından beri sinir oluyordum. Aslında önceden de sevmiyordum çünkü Şeyma'nın en yakın arkadaşı. Ama o olaydan sonra... Ne bileyim bir nefretim arttı.
Sonunda okula varmıştık. Okula girer girmez afiş panosunun önündeki kalabalığı görünce bir duraksadık. Esra, "Ne oluyor ya?" dediğinde ben çoktan panoya doğru yürümeye başlamıştım.
"Gençler," heyecandan cümlenin devamını getiremeden kelimeler boğazıma tıkılmıştı.
"Ee?" Bizim grup merakla soru sormaya başlamıştı.
"Yarın okulda parti var!" Hemen kalabalığı yarıp bizimkilerin yanına vardım. Biz kızlarla hep bir ağızdan konuşmaya başlamıştık bile.
"Alış-veriş yapmamız lazım. "
"Ay çok hazırlıksız oldu. "
"Okuldan kaçalım bugün. "
"AVM'ye gidelim. "
"Ne?" Hepimiz dönüp Koray'a baktık. "Ne ne?"
"Okulu mu asacaksınız?"
Hep bir ağızdan "Evet. " dedik. Gayet normal bir şeyden bahsediyorduk.
"Yani derslerden geri kalacaksınız. "
"Heh!" dedi Hande. "Şimdi belli oldu senin derdin. Bay Doğru konuştu. "
Esra, "Hakikaten gitmesek mi?"
Ona döndüm hemen. "Neden?"
"Yani Koray haklı gibi..."
"Saçmalama... Tabiiki okuldan kaçacağız. "
"Melis!"
Arkamdan gelen sesle gözlerimi sımsıkı yumup dudağımı ısırdım. Hemen önümde duran Hande'ye fısıltıyla sordum. "Müdür mü o?"
Başını olumlu anlamda salladığında yüzümde masum bir ifade müdüre döndüm. "Buyrun Sedef Hanım. "
"Odama. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu
FantasyHerkesin 14 yaşına geldiğinde kaderinin belirlendiği bir dünya düşünün. Gücünüz vardır ya da yoktur, bu 14 yaşında belli olur. Ve-dünya artık bunu kabullenmiş, belli bir düzen var ve hayat buna göre ilerliyor. Ancak Melis'in, kimsede olmaması gereke...