BAYRAMDA YB YAYIMLIYAMİCAM O YÜZDEN ERKEN YAYIMLIYORUM BU ARADA 5.7K OLDUK HEPİNİZİ SEVİYORUM İYİ OKUMALAR
Zil çalınca bizim grup tam takım yanıma geldi. Yanlarına Şeyma'yı bile almışlar! E oha yani! Şeyma'yı bile çağırdılarsa durum vahim.
-Melis neler oluyo?
Ay Koray bari sen trip atma.
-Bişey olduğu yok.
Seçil-Ya sen böyle davranmazdın.
Şeyma-Aynen. Böyle davranıcak biri varsa o da benim.
Melis-Ya yok bişey dedim ya. Sadece bu aralar sinirim bozuk. Hocaya patladım işte. Zaten o da ukalalık yapmadı mı?
Furkan-Yani bi bakıma kız haklı.
Melis-Furkan'la hemfikir olanlar el kaldırsın.
Elimi kaldırdım. Başka kimse kaldırmadı.
-Ayyyhhh! Tamam anlatıyorum.
Hemen masaya oturup dik dik bana baktılar.
-Ben üvey çocukmuşum dün bunu öğrendim çok sinirliydim falan filan sonra saçım mor oldu.
Ne de güzel özetledim lan.
-Ne?
Bunlar aynı anda "ne" demeyi nasıl becerdi yaa?
-Hani diyorum ben varya ben. Melis Doğan olan ben üveymişim. Harbi lan acaba benim gerçek adım ne?
-Melis ne saçmalıyosun? Bırak şimdi gerçek adını madını.
-Ne kızıyon göt?! Diye bağırıp Batu'ya baktım.
Hande-Yok yok. Bu mor saç yüzünden kız kafayı yedi.
Melis-Bu arada ben bugün daha fazla okulda kalmaya dayanamicam. Eve gidicem. Gelen var mı?
Herkes hayır anlamında başını salladı. Çantamı aldım ve uçarak eve gittim. Açık bıraktığım penceremden içeri girdim. Pencereden ayağımı uzatıp yere bastım. Bir iki adım ilerlediğimde biri beni arkamdan tuttu. Ağzıma ve burnuma kocaman bi pamuk parçası bastırdı. Sonra nolduğunu anlamadan gözlerim kararmaya başladı. Tek hatırladığım beni tutan o şeyi tekmelemeye çalışmam.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
-Uyandı mı?
-Baksana hareket etmeye başladı. Birazdan uyanır.
Sesler duyyodum ama gözlerimi açamıyodum. Zar zor da olsa gözlerimi açtım. Bulanık görüntüm düzelince karşımda nah-ailemi gördüm. Bulunduğum odada demir parmaklıklar vardı.
-Noluyo?
-Seni buraya biz getirdik.
-Ne?! Manyak mısınız siz be! Nerdeyiz?
-Zamanı gelince öğrenirsin.
Arkalarını dönüp gitmeye başladılar.
-Durun bi dakika. Beni burda bırakamazsınız! Geri dönün!
Bana bakmadılar bile.
-Lanet olası pislikler!!
Arkalarından bağırmaya devam ettim. Sinirlendikçe güçleniyorum. Güçlerimle odanın duvarını yıkmaya çalıştım ama burda sihrim işe yaramıyo. Odadaki dörtlü koltuğa uzandım. Odanın duvarları kahverengi. Duvarda, tavana yakın yerde küçücük bi pencer var. Orda da demir parmaklıklar var. Bu ne yaa mahzen gibi.
-Meraba.
O ses nerden geldi?
-M-meraba...
-Karşındayım salak.
Bulunduğum odanın karşısında bi oda daha vardı. Hiç dikkat etmemiştim. Ama burda bir sürü oda var.
-Senin adın ne?
-Melis.
-Ben de Asya. Elini sıkmak isterdim ama kolumu uzatsam da yetişemem. Güldü.
-Neden burdayız?
-Güçlerimizi istiyolar.
-Ne?
-Sen olayları bilmiyo musun?
-Hayır.
-Bu insanların hepsi güç istiyo. İstedikleri güce karar vermişler. Sonra da geleceği gören biri onlara şu bebekte bu güç var falan demiş ve ailelerimizi öldürüp bizi evlat edinmişler.
-Yani öz ailemi yıllardır anne baba dediğim bu piçler mi öldürdü?
-Maalesef evet. Sakın ağlama. Zaten ölücez.
-Ne demek ölücez?
-Güçlerimizle beraber ömrümüzü de alıcaklar. Kimse burdan sağ çıkamicak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu
FantasíaHerkesin 14 yaşına geldiğinde kaderinin belirlendiği bir dünya düşünün. Gücünüz vardır ya da yoktur, bu 14 yaşında belli olur. Ve-dünya artık bunu kabullenmiş, belli bir düzen var ve hayat buna göre ilerliyor. Ancak Melis'in, kimsede olmaması gereke...