Melis-Lanet olsun!
Esra-Belki kitapta taşın nereye gittiğini anlatıyodur.
Koray kitabı eline aldı ve karıştırmaya başladı.
Koray-Burada boş bi sayfa var.
Hande-Boş mu?
Şeyma-Ver bi bakıyım. Kitabı eline aldı ve iki sayfa yapışmış mı diye baktı.
Koray-Melis bide sen bak.
Şeyma-Melis bide sen bak. Diye homurdandı.
Hava elementiyle Şeyma'ya baskı uyguladım ve onu duvara yapıştırdım.
-Kapa artık şu çeneni!
-İyi tamam. Onu serbest bıraktım. Saçlarını düzeltip tekrar yanımıza geldi. Kitabı elime aldığımda yazılar çıkmaya başladı.
Şeyma-Bunu nasıl yaptın?
Melis-Bilmiyorum. Sadece tuttum.
Sayfada bi cümle vardı.
KÜTÜPANEDEKİ 13 NUMARALI DOLABIN YANINA GİT. DOLABIN ARKASINDAKİ DUVARA VUR. ORADA BİR MAĞARA VAR.
Şeyma-Mağara mı? Bu mümkün değil. Baksana pencereye orda bi mağara falan yok.
Şeyma'nın saçmalıklarını dinlemek yerine kitapta yazan duvarın yanına gittim ve sıkı bi yumruk attım.
Şeyma-Yani Melis güçlerin de bi işe yarasydı bari. Ne saçma bi... Cümlesi yarım kaldı çünkü duvar şeffaflaştı ve bi mağara göründü.
Melis-Şeyma ne diyodun?
Şeyma sustu. Hepimiz mağaraya girdik. Sonra kapı kapandı. Bi an korkuyla arkamızı döndük. Ama sonra mağaraya doğru ilerlemeye başladık. Burası karanlık. Ben korkarım yaa.
Koray-İyi misin?
Melis-İ-iyiyim. Yani..biraz korktum. Gelip elimi tuttu. Ateş elementiyle bi top yaktım ve havada uçarak bizi takip etmesini emrettim. Mağaranın tavanında aşağı doğru eğilmiş, ucu sivri kayalar vardı ve bu beni daha çok ürkütüyodu. Bi tıkırtı duyar gibi oldum. Yok Melis kendi kendine korku yaratıyosun.
Furkan'ın tam önüne tavandaki kayalardan biri düşünce hepimiz durduk. Tavandan çıtırtılı sesler gelince başımızı yavaşça kaldırdık.
-Koşun! Koray'ın bağırmasıyla hepimiz koştuk. O kayalardan biri benim ateş topumun üstünden geçti ve ateş topum parçalara ayrılarak etrafa savruldu. Ateşten ve kayalardan kaçıp bi köşeye saklandık. Tam her şey geçti derken ateş toplarından biri geldi ve eğildik. Ateş topu tavana çarptı ve Esra'nın bacağına bir kaya parçası düştü. Koşarak yanına gittim. Kaya büyüktü o yüzden kaldıramadım.
-Koray şu kayayı kaldırsana.
-Ben daha bu kadar büyük şeyleri kaldıramıyorum ama denerim.
###################
Koray yaklaşık 15 dakikadır o kayayı kaldırmaya çalışıyo ama güçlerini çok da fazla kontrol edemiyo anlaşılan.
Sedat-Noluyo?
Selin-Ne noluyo?
Sedat-Nerdeyiz?
Batu-Kanka nerde olduğumuzu bilmiyo musun?
Sedat-Ne kankası be siz kimsiniz?! Sedat şeffaflaşmaya başladı. Sonra yok oldu. Esra'nın gözyaşları da buna eşlik etti.
Melis-Ben gidiyorum.
Hande-Biz de geliyoruz.
Melis-Hayır siz Esra'yla kalın.
Hande-Bekleseydin biraz daha.
Melis-Görmüyor musun bu şey hepimizi yok ediyo. Bir an önce gitmeliyim.
Şeyma-Ben de geliyorum.
Ona her ne kadar hayır dersem diyim kalmayı kabul etmiceği için göz çevirmekle yetindim.
Beraber mağarada ilerlemeye başladık.
-Neden bana karşı böylesin?
-Anlamadım. Şeyma cidden dediğimi anlamadı.
-Neden bana karşı böylesin? Bilmek istiyodum.
-Nasılım?
-Okula geldiğim günden beri benimle uğraşıyosun. Neden?
-Ben... Bilmem. Sanırım...yani ne biliyim lider olmak falan istedim. Ama sende en büyük güç vardı ve lider olmamı engelliyodun.
-Neden lider olmak istiyosun ki? Okula geldiğim ilk gün amacım lider olmak diildi ki olmadım da. Sadece bi kaç arkadaş edindim ve mutlu oldum. Sadece bu. Arkadaşların olsun yeter Şeyma.
-Anlamıyosun. Benim durumum farklı. Benim...ailem baskıcıdır.
-Aman aman benim ailem de bana nah baskı yapar zaten(!) dedim dalgacı ses tonumla.
-öyle diil. Onlar benim başarılı olmamı istiyolar. Lider olmamı. Eğer böyle büyük bi başarı sergileyemezsen bizim evde sen bi hiçsin.
-Şeyma anlıyorum. Cidden anlıyorum. Eskiden benim ailem de baskı yapıyodu. Ama Güçler Okulu'na gelince matematik dersi falan kalktı ya baskıyı kaldırdılar. Ama bana baskı yaptıkları zaman ben naptım biliyo musun?
-Naptın? Bana merakla baktım.
-Onları umursamadım. Bana ne zaman Melis başarılı olmalısın falan deseler içimden siktir et diyodum. Ve okula gidip bütün gün arkadaşlarımla eğleniyodum. Ailemi umursamadan eğleniyodum ve eve gelince onların dırdırlarını umursamıyodum. Eğer evde bi hiçsen bu bütün dünyada hiç olucağın anlamına gelmez!
-Haklısın. Gözleri dolmaya başlamış olucak ki eliyle gözlerini ovdu.
Bidaha tek kelime etmedik ve mağarada ilerledik.
Mağaranın sonuna gelince taştan bi masa gördük. Masanın üstünde bi kağıt var.
-Bu bi harita! Kağıdı alıp incelemeye başladım.
-Sanırım bu şey taşın nerde olduğunu gösteriyo. Geri döndük. Esra kurtulmuştu ve Hande onu iyileştirmişti.
-Hey bi harita buldum! Taşın nerde olduğunu gösteriyo!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu
FantasyHerkesin 14 yaşına geldiğinde kaderinin belirlendiği bir dünya düşünün. Gücünüz vardır ya da yoktur, bu 14 yaşında belli olur. Ve-dünya artık bunu kabullenmiş, belli bir düzen var ve hayat buna göre ilerliyor. Ancak Melis'in, kimsede olmaması gereke...