Okul nihayet bitmişti. Otobüs durağına doğru giderken söylendim. "Resmen Şeyma ve ben birbirimize iltifat ettik! Tarihe geçmeli..."
"Gözümle görsem inanmam. " Dedi Batuhan. "Şaka gibi amına koyayım he..."
Koray söylendi. "Benim durum daha vahimdi. " deyince gülümsemem soldu.
"Doğru Lan. " Dedi Batuhan. "Senin ilk eşin Leyla'ydı. Ama çok da zorlanmamışsındır sonuçta güzel kız. " deyince kimseye çaktırmadan elimle ufak bir hareket yaptım ve su elementi ile Batu'nun gözlüklerini kirlettim. "Ananı sikeyim! Kuş mu sıçtı lan?" diyerek gözlüklerini eline aldı.
Hande konuştu. "Her neyse. Bugün bir şeyler yapalım. Mesela kız kıza bir kahve içelim. "
"İyi olur aslında. " Dedi Esra.
"Valla bana da uyar. " dedim. "Zaten eve gidesim de yok. "
Selin, "E ben de geliyorum o zaman. "Tekrar konuştum. "O Zaman durağa gitmeyelim şimdi. Hemen şurası cafe zaten. " diyerek okulun karşısındaki küçük Lavinya Cafe'yi gösterdim.
"İyi o zaman kızlar, biz kaçar. Kendinize dikkat edin." dedi Koray ve elini omzuma atıp hafifçe sıktı ve gülümsedi.
Ben de ona gülümseyerek cevap verdim. "Siz de dikkat edin."
Kız kıza gidip birer kahve söylediğimiz kafede, hiç sesimiz çıkmadan oturduk bir kaç saniye. Sonra Selin konuştu. "Bir bozuldun sen."
Elimle kendimi işaret ettim. "Ben mi?"
"Evet." dedi başını sallayarak. "Koray, Leyla'ya iltifat etti ya, bir alındın sen."
"Canım," dedim oturduğum yerde doğrularak. "Sanki isteyerek etti. Oyunun kuralı buydu."
"Heh!" dedi ve işaret parmağını bana doğru uzattı. "Koray'ı savunuyorsun. Neden? Ne var yani kendi isteğiyle iltifat etse?"
Burnumdan solumaya başlamıştım. Dudaklarımı birbirine bastırıyor, cevap veremiyordum. "Peki. Sizin Furkan'la nasıl gidiyor Selin?"
Yavaşça elini geri çekti ve suratı asıldı. Elmacık kemiklerindeki hafif kızarıklık, yavaş yavaş burnuna doğru yayılmaya başladı. "Ne oluyor?"
Hande bağırdı. "Hasiktir!"
Esra, başını telefonundan kaldırdı ve sarı kaşlarını çattı. "Ne olmuş?"
Hande, ağzı bir karış açık halde bir bana, bir Esra'ya baktı. "E bu Furkan'a aşık olmuş."
"Yoo." dedi Selin hemen. "Yoo. Yalan."
"Evet!" diye bağırdı Hande.
"Yoo. Ne alakası var?"
"E kızardın!"
"Yoo. Alakası bile yok."
"Oğlum, kızardın işte!"
"Allık lan o!"
"Bir dakika!" diyerek araya girdi Esra. "Kızı rahat bırakın. Belli ki o da daha emin değil."
"Aynen." dedi Selin. "Henüz hislerimi ben de çözebilmiş değilim o yüzden şimdilik bunun hakkında konuşmak istemiyorum."
"Pekala." dedim hemen. "Başka şeyler konuşuruz o zaman."
"Annenle nasıl oldunuz Melis?" dedi Esra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçler Okulu
FantasyHerkesin 14 yaşına geldiğinde kaderinin belirlendiği bir dünya düşünün. Gücünüz vardır ya da yoktur, bu 14 yaşında belli olur. Ve-dünya artık bunu kabullenmiş, belli bir düzen var ve hayat buna göre ilerliyor. Ancak Melis'in, kimsede olmaması gereke...