⚜11⚜

2.8K 214 5
                                    

"Hadi ama eve gitmeliyiz" dudaklarımı büzüp gitmek istemediğimi daha çok belli etmeye çalıştım.

"Sen ciddi olamazsın"

Derin bir nefes alıp verdim ve yandaki banka oturdum.

Ciddi miydim gerçekten ?
Yapmak istediğim neydi ki benim?
Veya yaşamak istediğim?
Olmasını istediğim?

Bugün olacak olanların uzun zamandır hayalini kurmuştum. Ama ayrıntısı böyle değildi. Burada karşılıklı sevgi yoktu , benim ondan hoşlandığımın haberi yoktu. Arkadaşlarının bana karşı iyi bir yaklaşımı var iken onun ki hiç yoktu. İlk günden beri kurmuştu herşeyi. İlk günden beri beni başından savmayı düşündü. Buna karşılık bende burada , bu şekildeydim.

Hayalini kurduğum , çok istediğim şey birkaç saat sonra gerçekleşecekti fakat o beni bu duruma soktu. Gidemiyorum. Bugünden sonra hayatımdaki değişikliğin iyi mi kötü mü olacağını kestiremiyordum.

İşte beni bu hale soktu. Çaresizim. Gitmem gerek fakat ayaklarım en çok gitmek istediğim yere gitmiyor. Kendime söz geçiremez haldeyim. Aslında hep tek öyleydim. Ben hep başkalarına göre oynatıldım yerimden. Ne istedilerse onu yaptım. Ağzımı düzledim ,genişlettim ama ağzımı hiç açmadım.

Bu noktaya gelmemin sebebi aslında bendim. Sanırım bunu ben istedim, farkında olmadan. Ama bundan sonra böyle devam edemezdi. Bu saatten sonra ben onlara göre değil, onların bana uymasını sağlayacaktım. Ama içten ama dıştan.

Önüme gelen perçemimi kulağımın arkasına yerleştirdim ve vücudumu dikleştirdim. Beni bekleyen arabaya ilerledim.

Bu sefer hayatımı ben yönlendirecektim. Olması gereken de buydu.

Yerleştiğim koltuğa çantamı koydum. Hye Su'nun olayı anlamış ve kendisi için gelen arabaya binip gitti. Bizde hareket ettiğimizde bir süre sonra gitmemiz gereken yoldan gitmediğimizi fark ettim.

"Nereye gidiyoruz?" Gözlerimi yoldan çekmeden sorunu sordum.

"Jin Bey'i almamız söylendi efendim" Gözlerimi kapattım.

Onunla beraber eve girmek zorunda mıydım? Daha ne ben ne de o hazırdı, okul çıkışından bu yana 1 saat geçti ama bu süreçte daha hazırlanmadığından kesinlikle emindim. Üstelik o bir erkekti, kendisi gelmesi gerekirken neden biz ayağına kadar gidiyorduk?

Tamam, seviyor olabilirdim, her baktığım yerde onu görmek isterdim fakat geçen günkü sözlerinden dolayı suratına bakmakta zorluk çekiyorum. Utandığımdan değildi, kırgındım. Beni kırmıştı. Yalandan bile olsa bu kadar sert olmak zorunda değildi. Bunu bana net bir şekilde söylemek zorunda değildi. Ama istemedi, beni hayatına sokmak istemedi. Ve benim içinde öyle olsun istedi, benim hayatımda yeri olsun istemiyordu.

Yanılıyordu. O çoktan benim hayatımda bir yer edinmişti. Ve bugünden sonra onun hayatında yer edinecektim. Ama kalıcı ama geçici fakat ben kalıcı olmaya gayret edecektim.

Araba durunca başımı dikleştirdim. Camdan dışarı baktığımıda bir cafenin olduğunu fark ettim, sıradandı çok sıradan, zenginler göz ucuyla bile bakmayacağı bir yerdi. Kısacası Jin'in burada olma ihtimali neredeyse yoktu ama sanırım onu almamız gereken yer burasıydı.

Cafenin iç kısmına doğru baktığımda Jin'in bedenini görmemle dikkat kesildim çünkü karşısındaki kişi bir kızdı. Onunla oturmuş ve bir şeyler içiyordu.

Gercek olup olmadığını doğrulamak için kapatıp açtığım gözlerim yeniden hayrete düştü. Gerçekti.

Jin'in burada olma ihtimalini geçtim, karşısındaki kız kimdi? Neden ben o kızı daha önce hiç görmedim? Gerçi sırtı bana dönük olduğu için yüzünü göremiyordum fakat ben Jin'i hiçbir zaman böyle görmemiştim.

Cafeye ve onlara bakılırsa Jin'in mutlaka bir şey sakladığından emindim. Mutlaka...

Kornanın sesini sonunda almış ve başını önündekinden kaldırıp bu tarafa yönlendirmişti. Bununla birlikte kız da dönüp bakınca kendime hakim olamadım. Düğmeye basıp camı yüzümün gözükeceği şekilde indirdim.Kaşlarımı hafifçe kaldırdığımda Jin hızlıca ayağa kalkmış ve birkaç cümle birşey söyleyip cafenin çıkış kapısına yöneldiğini gördüm.

Panik...

Onun çıkışını görünce gözlerimi cafe içerisindeki kıza baktım. Jin'e değil bana bakıyordu. Üstelik bakışları normal değildi fakat bu benim umrumda da değildi. Sadece o kızı bir yerde görmüş olmalıydım. Ama daha önce hiç Jin'in yanında görmediğimden emindim.

Derin nefes alıp verirken umursamamayı düşündüm ki buna yardımcı olan Jin arabaya binmesiyle sağlamıştı. Tüm dikkatim ona çekilmişti. Üzerinde okul forması vardı hala , fakat üzerinde takım elbise gibi duruyordu. Her şeyi düzgündü kravatı sonuna kadar sıkıydı, gömleğin düğmeleri sonuna kadar kapalı ve düzgündü. Buna üstelik bacak bacak üstüne atmış bir eki cebinde bir eli de çenesinde dirseğini de kapı koluna yaslamıştı.

Kusursuz, kesinlikle kusursuzdu. Eminim sadece benim gözümde öyle değildi...

Kimdi demek istiyorum, ona bu saatte dışarda ne yaptığını ve neden bir kızla böyle bir yerde buluştuğunu sormak, ona hesap sormak istiyordum.

Fakat aldığım veya bundan sonra alacağım sonuç ,elde sıfır olacaktı. O bana sadece olma ihtimali düşük olan bir ihtimal zamanda söyleyecekti. Beni sevdiği zaman.

Ama biliyordum, bu çok zordu. O gözlerinin önüne perde değil, duvar inşaa etmişti. Yıkmaya da niyeti yoktu. Ama ben başlamadan bitirmeyecektim.

"Fakat ben bir şeyden korkuyordum. Ya vazgeçtiğim an kalbin benim için atmaya başlarsa?..."

I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin