"Jin..."dedim ardından toparlanıp "Sen..."diyebildim ama cümlelerim hep yarım kaldı beni yarım bıraktığın gibi...
"Kim geld-" demesine izin vermeden Kook'un, kapıyı suratına kapatmıştım onun.
"K-kimse, kimse olması lazım. Onu olmaması lazım, şimdi olmaz çünkü ben...B-ben"
"Ne diyorsun noona anlamıyo-"
"Yoon-Ju..." aylardır duymadığım ses ve kapının vurulma ses...hemen şuracıkta oturup ağlama isteğimi getirmişti.
"Kim gelmiş" diye mutfaktan çıkan Yoongi beni gördüğünde ağzını kapatmış bakışlarımı incelemişti.
"Sen bana onun nerede olduğunu biliyor musun diye sormuştun ya"dedi ve iç çekti."Biliyorum demiştim ama onu bu kadar çabuk kapıda geleceğini bilmiyordum."
"Yoon-Ju aç kapıyı da konuşalım lütfen!"
"Hayır"dedim ama bunu benden başka kimse duymadı ki o duysun.
"Konuşmamız lazım, lütfen..."
"Ben istemiyorum! Ben seninle konuşmak istemiyorum!" dedim yüksek sesle, eminim, bu sefer duymuştu.
"Lütfen..."
"Hayır!" dedim tekrardan kapıya vurmayı kestiğinde yumduğum gözlerimi açtım. Sessizlik hakim olmuştu bizlere, çocukların gözleri bendeydi. Endişeli gözlerine karşın yapabilecek hiçbir şeyim yoktu çünkü aklımda olan onlar değildi.
Jin'den hala bir ses gelmemişti, yoksa gitmiş miydi.
"Gitti mi?" gitmesin...
"Jin hyung işte, çabuk vazgeçi-"
"Sen benimle konuşmuyorsan, ben sana konuşacağım. Sadece dinle"
"Vay be!" diye şaşkına uğrayan Kook'un ağzı açık gözleri kocaman kalmıştı.Normal bir zamanda olsak buna gülebilir ve yüzünü mıncırabilirdim , fakat...
"Ben çocukluğumdan beri gözümün önümdeki kişiyi aradım.O gün kendime bir söz vermiştim, seni bulacağıma dair ama sen çıkageldin karşıma.O sana benziyor, huyların ona benziyor dedim ama sen olduğunu anlamayacak kadar aptaldım.Çocukluğumdan bu yana hep sana aşıktım, hala da aşığım. Hayatıma başka birileri girmek istedi, kabul ettim. Senin gelmeyeceğini kabul ettim ama başka birini sevmedim ben. Ve ben bu haldeyken başkasına dokunmuş olmam büyük bir şerefsiz olduğumu gösteriyor" deyip sustuğunda gözlerimden akan yaşlara sahip çıkamadım.Çocuklar da oldukları yerde kalmıştı.
"Bunlar duymak istiyorsun diye söylemiyorum. Sen bana ne diyorsan hak ediyorum, şerefsizim, adiyim. Ama ben kötü bir baba olamam" duyduğum şeye karşın ağlamam şiddetlenirken karnımı okşuyordum.
"Ben yıllardır sevdiğim kadından olacak çocuğuma karşı kötü bir baba olamam. " başımı iki yana salladım. Olamayacağını biliyorum, senden çok güzel bir baba olur. Ama birlikte kalabilseydik...
"Sana kendimi savunmayacağım, bu kapıyı bana açar mısın ... onu da bilmiyorum. Ama diyeceğim daha çok şey var sana... ve bolca da vaktim." deyip kapıda sürtünme sesi duyduğumda sırtımın hizasında oturduğunu anladım.
"Eğer saatleri geri sarabilseydik,nereye dönmek isterdik?...Seni bilmiyorum ama ben o 5-6 yaşlarımızdaki halimize ger dönmek isterdim. O yere vardığımızda, bütün hata ve yargılarımızı geri alabilecektik.Senin o gün annenle gitmene izin vermeyecektim. Gitsen bile peşinden gelmeliydim.Peki o zaman ,yani,orada kalırsak,mutlu olabilecek miydik?" dediğinde yaslanıp gözlerimi açtım.sorduğu soruların cevabını bilmiyordum.
"Olamayacaktık"dediğinde kaşlarım çatılmıştı.Mutlu olamaz mıydık? Annem beni götürmeseydi senle büyüyecektim ben, hep seninle olacaktım. Nasıl mutlu olamayacaktık?
"Şu ankinin aksine birlikte büyüyecektik, bu güzel bir şey . Bende isterdim, istedim de hep yanımda olmanı. Ama ben sen 2. kez gittiğinde anladım.Araya mesafeler, ayrılıklar girmediği sürece, yan yana olduğumuz sürece her şey basitleşecektik, biz basitleşecektik. Zamanı geldiğinde sıkılacaktık, aynı olmaktan.Farklı şeyler ilgimizi çekecekti, ve o zamanda biz diye birşey kalmayacaktı ortada."
Haklıydı ama bir ihtimal...
"Sen ilk gittiğinde kazanın olmasının sebebi bendim, sana geri dönmek için bağırırken dikkatsizliği yaratan ve kazanın olup senin ne ismini ne de yüzünü hatırlatmasını sağlayacak olan o kazaya ben sebep oldum. Geriye sadece anılar kaldı, birlikte geçirdiğimiz günler...O günden sonra ben hep seni düşündüm. Neden yüzünü ve ismini hatırlayamadığım için sürekli kendime kızdım. Kendime kızdıkça, sana yakınlaştım. Seni düşündükçe, sana yakınlaştım. Büyüdüm ve her gün seni bulacağıma dair umutlarda dolaştım etrafta. Bağlandım, seninle olan düşlerime bağlandım. Eğer böyle şeyler yaşamasaydık bilmiyorum, sen nerede, ben nerede olurdum. Belki de ikimiz de başka kişileri sevecektik. Ama şimdi öyle miyiz? Ben senden başkasını sevemiyorum, biliyorum sende sevemiyorsun yoksa niye her değişim atlattığım görünümümün fotoğraflarını tuvale aktarasın ki? Neden her gün beni yazasın ki?"girmişti o odaya, ve günlüğümü okumuştu...
"Yoon-Ju, seni tekrar bulduğuma sevindim.." titreyen sesi içimi cız ederken bu zaman içerisinde sadece benim gözlerimin yaşlı olmadığını anladım.
"Sana demek istediğim bir şey var. Bu sana söylemediğim bir şey değil, eğer izin verirsen ikinci kez söylemek istiyorum. Çocukken söylediğimi şimdi de söylemek istiyorum"dediğinde gözlerimi açıp yutkundum ve kapıya bakındım.
"Kapıyı aç ve gözlerinin içine bakarak söylememe izin ver"
Gözlerimi karşımda duran 3 bedene çevirdim, hepsi de gözlerimin içine bakıyordu. Ve hepsi de aynı fikirdeydi.
"Kapıyı aç" dedi Yoongi yumuşak sesiyle.
Yutkundum, bu kapıyı açarsam bir daha kapatmamın mümkünatı yoktu ki kapatmak ta istemiyordum.Doğrulmama yardım ettiklerinde kendimi kapıya döndürdüm ve karnımı okşadım.
"Onun sana iyi bir babalık yapacağına emindim, her zaman. Bu zamanı, bilerek dedim zaman zaman cümlelerimi. Ve yanılmadım da bebeğim." fısıltımın son bulduğu anda kapının sesi yükseldi ortaya.
Gözlerimin önüne serilen iki yaşlı göz , gözlerimin dolmasına sebepti her zaman. Dudaklarını yaladı ve birkaç adım atıp kokusunu bana bahşetti.
"Seni Seviyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔
Fanfic👑hayrankurgu #1👑 👑 #1-jin👑 "Boşanalım" Gözlerim masadaki evraklarla ilişti. Yutkundum. "Boşanalım" imzaladığım kalemi masaya bıraktığım andaki ses ona küçük bir ses gibi gelse de benim için gürültülü gelmişti. ⚜ Eğer saati geri sarabilseydik...