⚜45⚜

2K 166 19
                                    

Boynumdan belime kadar uzanan ağrı bu gece de uyuyamayacağımı açıkça  anlatmıştı.

Başımın altında olan 3 yastık sayesinde zaten yatmıyor, oturuyordum. Gözlerimi yumup açtım birkaç kez. Kendime geldiğimi anladığım an olduğum yerden bakındım etrafa.

1,2,3...3 tane perdeleri rüzgar yüzünden havalanmış camları açık pencere vardı karşımda. Havalanan perdeler sanki dans ediyordu geceyi aydınlatan ayın gölgesinde.

Soğuk değildi, sıcak da değildi. Saçlarıma kadar gelen rüzgar beni sadece rahatlatıyordu.

Belimdeki ağrı şiddetlenince zaten oturuyordum şimdi ise doğrulmuştum yataktan. Pencerenin  önüne  ilerleyip baktım kenardan bana kendini gösteren Ay'ı izlemeye koyuldum.

Ay bütün güzelliğini bana gösterirken huzurlu hissettirmesi gerekiyordu, hüzünlü değil.Bu gece de böyle geçecekti, özlem ve kırgınlıklar...

Senden aldığım güçle senden gidiyorum.Herkes aşkı veremez, zaten aşkı beklemek süslü cümlelerden yarar beklemek gibi bir şey. Yorgunluk her zaman var ve sarılmak en iyi gelen şey insana, giderken bile...

Benim gidişlerim, sende bıraktığım sevişlerim, duyulur diye sustuklarım, susulur diye konuştuklarım var.Senin neyin var? Biraz kırgınsın, ya benim kırgınlığım...Benim kırgınlığıma bir-az...

Bence " Konuşmadan önce düşünmek gerekir." sözünden öte bir söz var : " Sevmeden önce gidişini kabullenmek gerekir" Bazen noktayı cümleden ayırmak lazım.Uçsuz bucaksız kelimeler lazım.Düşünsene,"Seni Seviyorum"dan öte bir şey bu. "Seni noktasız seviyorum."

Çok yağmur yağsın bu gece, yağsın ve şemsiyeni evde unutmuş ol. Üstelik sığınacak bir yerin olmasın, sırılsıklam ol, aşktan ıslanamadın bari yağmurdan ıslan. Bu dünyadan kuru gitme, çünkü ıslanmadıktan sona boşuna yaşıyorsun.

Gökyüzü biraz daha karanlıklaştı, mavi üstüne mavi, her saniye biraz daha mavi ve daha derin, çok daha derin gölgeleri gecenin... ama içlerinden ayırt edebileceğim bir gölge vardı, siluet....

Camı kapatıp perdemi çektim. Yatağıma geri dönüp yastıkları tekrardan boynuma ve birini de belime yerleştirdim. Gözlerimi kapatıp gördüğümü unutmaya çalıştım. O burada olamaz, o olamaz...

"Napıyorsun sen sabahın köründe mutfakta?!"elimdeki tepsiyi tezgahın üstüne bırakıp havluyu katlayıp fırın kulpuna astım.

"Kurabiye ama bakıyorum da bu tür hesap sormalara dayanırsak mutfağı sahiplenmiş gibi gözüküyorsun Yoongi, ayrıca senin bu saate uyanık olman çok garip değil mi?"

"Hamile olan ben değilim sensin, son günlerindesin yatıp dinlenmen gerekirken kalkmış güneş doğmadan kurabiye yapıyorsun."

"Ben kurabiye yapmayı seviyorum" Jin'e yapmayı daha çok seviyordum. 

"Sev veya sevme , uyuyamadın mı sen?" kapının kulpuna yaslanmayı bırakıp kettle'a su koyup kaynattı.

"Ağrılarım çoğalmaya başladı" dedim sandalyeye oturduğumda belimin ağrısının yok olmasıyla verdiğim huzurlu havayla. 

"Sana boşuna yat dinlen demiyoruz Yoon-Ju"o da tezgaha yaslanıp bana döndü ve kollarını önünde birleştirdi.

"Yatarak , dinlenerek geçmiyor Yoongi"dedim arkama yaslanıp karnımı okşarken."Ben geleceğim diyor ama ne zaman geleceğini söylemiyor hanımefendi"bir kızım olacaktı, saçlarını lastikle yukardan toplayıp fıskiye görünümlü yapabileceğim bir kızım olacaktı.

"Tamam o zaman , ama kendimi yormayacak zorlamayacak şeyler yap." güldüm ve bana gülümseyen  Yoongi'ye baktım.

"Emredersizin" gülerek başını iki yana salladı ve kaynayan suyu bardağa döküp nescafe yaptı kendine.

"Sen kahve sevmezdin uykumu götürüyor diye Yoongi?" bir yudum alıp içtikten sonra bana döndü.

"Kahvaltı hazırlamam lazım, ve bugün işlerim var biliyorsun..."

"Haaa, şu iş mi yoksa?"imalı sesime karşı gülüp başını eğdi.

"Bak Jimin ile Kook'a söyleme yoksa dalga geçerler benimle"dudağımı dişledim.

"Yok canım niye söyleyim, ayrıca sen onların hyungusun neden dalga geçsinler"

"Aman! Kook hiç çekilmiyor ama" deyip suratını buruşturduğunda kahkaha attım ve onayladım.

"Tamam tamam, seninle benim aramda"dediğimde o da tekrarladı ve bu beni mutlu etmişti.

"Seninle benim aramda"...

Kahvaltı hazırlamaya başladığında beni içeri göndermiş ve oturtmuştu. Kendisi de dönüp hazırlamaya koyulmuştu. 

Yoongi, çok iyi biriydi. İlk başlarda bana çok gizemli, soğuk ve ürkütücü biri gibi geliyordu. Tabi hala gizemli yanları vardı. Bazen oturup uzaklara dalıyordu, neyi olduğunu sorduğumda ise geçiştirip beni mutlu etmeye çalışıyordu.Anlatmak isteyen insan, anlatırdı. Zorla güzellik olmazdı.

Kahvaltı bittiğinde ise Yoongi ,Kook'a ve Jimin'e mutfağı toplama işini kitlediğinde gülmeden edememiştim çünkü jikook ikilisinin tepkisi komikti.

"Evet , ben çıkıyorum gençler. Yoon-Ju..."dedi merdivenlerden indiğinde çeketini düzeltirken. Sölemesi için gözlerimizi buluşturdum , anlayıp devam etti." Bir şeye ihtiyacın olursa çocuklar hemen yerine getirecektir. Ama doğurma ihtiyacın olursa mutlaka ilk önce beni arıyorsunuz sonra ambulansı arıyorsunuz tamam mı?"

"Hyung neden önce sen sonra ambulans? İlk önce ambulansa haber vermemiz gerekmez mi?"

"Kes, belki ben eve yakınımdır ben daha hızlı götüreceğim belki hastaneye, karışma sen. Ne dediysem o !" gülerek ayağa kalkmaya çalıştığımda yoongi beni durdurup tekrar oturtmuştu.

"Niye kalkıyorsun be kadın!"

"A-ah, sanane be! Az yürümem lazım, hem seni geçireyim diyeceğimi diyim" deyip göz kırptığımda anladı ama gönülsüzce kalkmama yardım etti. Koluna girip kapıya kadar ilerledim ve kapıyı açarak Yoongi'nin geçmesini bekledim.Geçince kapıyı arkamdan neredeyse kapalı durumuna getirip Yoongi'ye döndüm.

"Heyecanlı mısın?" dediğimde derin nefes alıp etrafına sonra üzerine bıraktı.

"Nasıl görünüyorum?" güldüm ve deri ceketinin yakalarını düzelttim.

"Son derece yakışıklı, çekici,sexy,tatlı, sevimli,minnoş..."

"Yoon-Ju, ilk üç tanesi yeterliydi be sanki ha ?" yüzünü buruşturmasına gülerek saçlarına çıkardım ellerimi ve düzelttim.

"Kusursuzsun, herşeyin iyi gideceğinden eminim." deyip gülümsediğimde görebileceğim ikinci en güzel gülümsemeyi görmüştüm. 1.sini herkes biliyordu...

"Teşekkür ederim Yoon-Ju, ban destek olduğun için" 

"Ne demek, asıl ben teşekkür ederim. Kimse senin bana yaptığını yapmazdı, değerli dostlar edindiğime çok memnunum" gülümsedi ve yanağıma sıcak bir öpücük kondurduktan sonra el sallayarak arabasına ilerledi. Bende ona karşılık verip el salladığımda arabasına binip ortalıktan  kaybolmuştu, ardından,gölge değil bir beden göründü...

  

I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin