⚜38⚜

2K 176 21
                                    

Fön makinesini bıraktım sıcak olan banyonun kapısını açtım. Ateşim çıkmış gibi sıcakladığıma emindim. Koridorda merdivenlere yaklaşırken aşağıdaki konuşmalara kulak misafiri olmuş oldum.

"Ne olacak bu kızın hali"

"Eve bakılırsa durumu pek iç açıcı değil"

"İyi yanından bakalım, en azından Noona evde. "

"Ne demek istiyorsun ?"

" Biz Jin hyungun nerede olduğunu bilmiyoruz. Günlerdir ne bizi aradı ne de eve geldi"

"Ailesinin evinde de kalmıyor"

"Peki Jin Oppa bunun sebebini size söyledi mi?"

"Hayır"

"Ne kadarını biliyoruz peki?"

"En son okulda yaşananlardan sonra Noona ile birlikte eve döndüğünü biliyoruz"

"Açıkçası kavga ettikleri ortada ve ikiside bize cevap vermiyorlar. Nonna'ya bile zor ulaştık. Kaç kere eve geldik ama zili ilk defa duyuyormuş gibiydi bugün, yoksa açacağından yine şüpheliydim. "

"Bu olay öncekine benzemiyor, sanırım gerçekten bu olay çok ciddi, Yoon-Ju'yu hiç böyle görmemiştim. "

"Peki ne yapacağız?"

"Bilmiyorum ama birşeyler yapmak için ilk önce sorunu öğrenmeliyiz"

"Of ya, birbirlerine çok yakışıyorlardı"

" Yakışmak sadece görüntüye göre olmamalı Hoseok, karakterleri birbirini itiyor ama en önemlisi kalptir. Karşılıklıysa, cennet senindir. Değilse, gittiğin her yer sana cehennem." Yoongi'yi yaralayan biri olmuş olmalıydı. Bu denli konuşması beni gerçekten etkilemişti doğrusu.

Sesler kesildiğinde inme zamanımın gelmiş olduğunu anladığımda merdivenlere yöneldim. Gözlerimin yerde olmasına rağmen bakışların üzerimde olduğunu anlayabiliyordum.

"Daha iyi misin Noona?" Endişeli olan Jungkook'a karşı içten gülümsedim ve başımı salladım.

"Ortalığı toplatmak istemezdim size, ben yapardım"

"Hayır yaptık, zaten fazla dağınık değildi. Battaniye ve bulaşıklar kalkınca bişi kalmamıştı yapılacak"yüzümü buruşturup yere eğdim başımı.

"Teşekkür ederim ve özür dilerim" ayağa kalkıp beni kolları arasına alan Hoseok beni rahatlatmaya çalıştığını anlamamı sağladı.

"Aramızda ne teşekkürün ne de özrün lafı olur. Sana ulaşabildiğimiz için çok mutluyuz" sıcak gülümsemesi eşliğinde beni koltuğa oturttu ve bende herkesin şaşırıp üzüleceği bir şeyi söyledim. Yüzlerinden öyle anlaşılıyordu çünkü.

" Kaç gün oldu?" Aldığım cevap beni çılgına çevirecekti neredeyse.

"1 ay"

"1 ay mı? Sen ciddi misin?!" Derin nefes alıp arkasına yaşlanan Namjoon üzgün bir şekilde başını salladı.

"Ne oldu Yoon-Ju?"

"Birşey olmadı sadece , bu kadar uzun sürdüğünü düşünmemiştim. Gerçi Jungkook'un saçlarından birazcık anladım ama inanmak istemedim."

"Onu demiyorum Yoon-Ju" kaşlarımı çatıp Namjoon'a döndüm.

"Bahsettiğin konu nedir peki?" Dirseklerini dizine yaslayıp ellerini birleştirdi.

"Jin ile-" içimdeki nefesi boşaltıp gözlerimi yere çevirdim. Cümlesini anlamıştım. "Jin ile aranızda ne oldu?" Tırnaklarımı dizlerime geçirdim.

"Boşanma kararı aldık"

"NE!!" hepbir ağızdan bağırmalarıyla üfledim.Bilmiyorum neden ama üzerimde hala üşengeçlik vardı.

"Sen ne dediğinin farkında mısın?" diyen Hye Su'ya karşı gözlerimi belirttim.

"Şaka yapıyor gibi bir halim mi var Hye?"yutkundu ve şaşkın bakışlarını yere eğdi.

Hepsinin tepkilerini teker teker inceleyebileceğim uzun bir vakit tanınmıştı bana sanki. O kadar uzun bir sessizlik olmuştu aramızda. Birimizden biri bu sessizliği ağzını açarak yok etmek istiyordu ama sessizlik daha ağır basıyordu bu konuya.Tabi kapı zili bizden daha cesurdu bir ses vermeye.

Ayaklanıp kapıya ilerledim saçımı düzeltirken. Kulağımın arkasına alıp kapının kulpunu tuttum. İçimde uzun zamandır kötü bir his vardı, belki de bir gün kıyamet kopacaktı. Ama bu kıyamet, boşanma söz konusu değildi.  

"İyi günler hanımefendi, Kim Yoon-Ju öyle değil mi?"dedi kapıdaki adam. Kim Yoon-Ju...

"İyi günler, evet buyrun"dedim hayattan bezmiş ama nazik sesimle.

"Size bir posta var" deyip elindeki dikdörtgen ince bir zarfı uzattı. Titreyen ellerimle tutup aldım. "Şuraya bir imza lütfen"uzattığı dosya ve kalemi alıp gösterdiği yeri imzaladım. Geri verdiğimde eğilip selamlamamızı yaptım ve arkasını dönüp motoruna bindi ve gitti.Ben hala boş kalan sokağa bakıyordum. Denizin dalgası bile yoktu sanki, kendine küsmüş gibiydi. Durgun ve solgun. 

"Kim gelmiş?" Hye tedirginle sorduğu soruya karşılık kapıyı kapattım ve arkamı dönüp yaslandım. "O ne?" elimdeki zarfı gördüğünü anladığımda zarfa baktım. 

Zarfı kaldırdım ve üçgen kısmını , uzun zamandır bakmadığım , stresten yediğim, artık kalmayan tırnaklarımla açmaya çalıştım. İçindeki kağıdı çıkardığımda başlığı görmem ile duraksadım. Öyle bir duraksamaydı ki, nefes almamı unutturmuştu.

"Neymiş?" sesi boğuk geldiğinde bunun sebebi son zamanlardaki bayılmamdan dolayı, bayılmadan önceki ses boğuklaşması değildi. Ruhum, ve düşüncelerim tamamen kapanmuştı kendi içine. Şuan başkalarını duymak istemiyordum, şuan sırf kendimi dinliyordum. Öyle ki gözlerimin dolması sadece kendimi gösterebiliyordu bana. 

"Boşanma davası"...

I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin