⚜44⚜

2.1K 168 24
                                    

İnsan bazı anları neden özler biliyor musunuz?

Çünkü kendisinin hep o ana ait olduğunu düşünür. Oysa kendisi için mutlu bir an olan o an , bir başkasının trajedisi olabilir. Dünyaya insan olarak gelmek, kötü ya da iyi olmak için sunulan bir fırsattır. Bu fırsatı ne yönde kullanacağımızı ise karakterimiz belirler. Karakterse zamanla olgunluk kazanır. Ama aynı zamanda kayıptır zaman dediğin ; bitmeden birikmez.

Uçsuz bucaksız bir manzara görmek istiyorsanız en dik yokuşu çıkmak zorundasınızdır. Bedeldir bu. Ödemekle yüzleşemeyeceğiniz bedeller, düşlerinizin kırılmasından başka sonuç getirmeyecektir. Ama aynı zamanda bir düşü düş bırakan gerçek ise onun gerçekleşmemesidir.

Gülün nasıl koktuğu değil, sizin nasıl kokladığınızdır farkı yaratan. Bu yüzden herkes başka sever. Ve herkes başka türlü teslim olur aşka...Aşk, seni vurabilecek bir silahı, seni vurmayacağına inandığın birine tereddütsüz vermektir. Sessizce gitmeyi seçer kimi...Yarinin gözleri uğruna, yarinin gözlerinden vazgeçer. Bazı hikayeler sözlerle değil , gözlerle yazılır. Aşk , vazgeçmek olur.

İçini yeterince dolduramadığımız hayat , kısa bir hayattır.Nasıl ki denize inmemiş bir gemi , daha gemi değilse...Yani aşkı yazan bilmez yaşayan kadar. Vuracak sahil bulamayan bir dalga nasıl kıvrılırsa kendi içine, öyle bir ölümün ortasında hayat aramak olur gerisi.

Eğer bunu okuyorsan Jin, beni arama, beni sorma soruşturma. Çünkü ben vazgeçtim, senden vazgeçen biri için boşuna çabalama. Ve son olarak kendine iyi bak, seni seviyorum.

"Yoongi!" dedim yüzümü buruşturup elimi karnıma götürüp okşarken. Mutfaktan koşarak çıkan Yoongi büyümüş gözlerle hızlıca yanıma gelmişti.

"Efendim ne oldu, bişi mi oldu, bebek mi geliyor, noluyor , söylesene yahu! Napayım ambulansı mı arayım hastaneyi mi arayım, yoksa seni arabaya mı atayım hah? Jimin! Jungkook! koşun gelin doğuracak galiba!! siz hala oyun peşindesiniz kime diyorum!!"

"Yoongiiiih! ahh!! " deyip suratımı düz bir çizgi haline getirdim (-_-)

"Evet?" diye bana dönünce derin bir nefes alıp arkama yaslandım.

"Sadece midemin bulandığını  ve senden bir bardak su isteyeceğimi söyleyecektim. " dediğim anda görüntümü  kapatan perdeyle şaşkına uğradım . Yüzündeki çekip aldığımda mutfak bezinin olduğunu gördüm.

"Iyyy"

"Iyyy  ya tabi. Iymış. Ne kadar çok korktum haberin var mı senin?"

"Hyung sanki sen doğuruyon, noona bile böyle tepki vermez doğumunda" diye araya giren Jungkook hem Jimin'i hem de beni güldürmekten yerlere sermişti.

 "Çok komik, doğum anında göreceğim hepinizi."

"Hyung sen kendi telaşından birşey göreceğini sanmıyorum " 

"Yeter Jungkook dur, gülmekten sancım başlayacak" başıyla onaylayıp Jimin ile beraber koltuğa ilerlerken Jimin elindeki su bardağını bana uzattı. 

"Ne ara gidip doldurdun, teşekkür ederim Jimin" gözlerini yok ettiğinde gülümsedim bende. 

"Sizinle baş edilmez"

"Bunu yıllardır diyorsun hyung ama hala aynı durumdayız" yoongi gözlerini kısıp mutfağa geri döndüğünde Kook ile Jimin'e baktım. Birbirlerine gülüşerek bakıyorlardı.

"Jikook time!" 

"Efendim" diyen Jimin ile kook bana baktığında kafamı iki yana sallayıp "Hiç" dedim. Anlayan anladı zaten.

Suyumu içip masaya koydum ve ayaklanırken "neyse çocuklar ben biraz uzanmak için odama çıkıyorum. Siz takılın istediğiniz gibi" deyip merdivenlere ilerledim.

Odama girip kapıyı ardımdan kapattım, kitlemeye hiç gerek yoktu.Yatağa baktım ama tam tersine çalışma masama yürüdüm. Kitaplığımdan buraya gelmeden önce yeni aldığım günlüğümü alıp oturdum.Ve yine günümü yazdım.

Saat 18:29,uyumadan önce her zaman yaptığım günümü yazma vakti...

Sana son zamanlarda sık sık tekrar ettiğim bir şeyi yazacağım.Bugün yine birşey olmadı.8 ay geçti, hamileliğimin 9. ayındayım.Doğurmama ne zaman kaldı bilmiyorum ama bu zamana kadar içimde kalmış olması beni mutlu etmişti. Yaşıyordu, yaşamaya devam ediyordu ve tam zamanında doğacaktı.Erken doğum olmasından ve dünyaya sadece bedeninin gelmesinden korkuyordum ama şuan herşey yolundaydı.

Bunun dışında , tam olarak 8 aydır yaptığımın dışına çıkmadığım için bu satırlara yine farklı birşey yazamayacağım günlük.Oysa her günüm birbirinden çok farklıydı.En azından onu yazabiliyordum. Her gün bu satırlara yazabilecek mutlaka bir şeyim olurdu onun özelliklerinden.Ama şimdi yok.Şimdi sadece kuru bir özlem zimmetti altında bu satırlar.

Ama tek farklı bir şey var , o da ben artık yoruldum. Her gün aynı şeyi yazmaktan ve her gün aynı şeyleri yaşamaktan. Günümün veya duygularımın farklı olabilmesi için bebeğimi bekliyordum, ya da onu.Vazgeçtim dedim ama sevmekten değil, çabalamaktan.

8 ay oldu, onu hala seviyorum , belki eskisinden daha çok. Ama affetmiyorum, çünkü sevgi herşeyi affetmezdi. Sevgi, aşk bazen bir şeylere yetmiyordu. Mantığa...

Mantık varsa sevgi yoktu, sevgi varsa mantık yoktu.

Ben hala sevsem de, mantıklı olanı yapmak zorunda kaldım. Belki de böyle daha iyi olacaktı...

I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin