Elimdeki kağıt parçasına baktıktan sonra gözlerimi kolumdaki saate çevirdim.
"Vakit geldi" deyip bana üzgünce bakan çocuklara baktım.
"Yapmayın çocuklar" dediğimde Taehyung ortaya atlayıp kaşlarını çattı.
"Gitmek zorunda mısın?" onun gibi dudağımı büzdüm ve elimin altındaki bavula baktım. Daha sonra ona tekrardan bakarak başımı aşağı yukarı salladığımda yüzü daha çok düşüp gözleri dolduğunda Hye Su onun koluna girip sakinleştirmeye başlamıştı.
"Yapma böyle Taehyung, durumu biliyorsun. Burada kalmaya devam edersem herşey berbat olacak, zaten boşanamadım da" deyip suratımı düşürüp etrafa boş boş bakındım.Taehyung'da bir değişiklik olmayınca ona tekrar döndüm."Ama Tae, sen böyle yaparsan ben çok üzülürüm, üzülürsem bebeğim de üzülür. Doktor riskli bir hamilelik yaşayacağımı söyledi. Sen yeğeninin sıkıntı içinde olmasını ister misin?"
"Hayır! ama gitmeni de istemiyorum" kollarımı açıp sarıldığımda vakit kaybetmeyip karşılık vermişti.
"O haklı tae, hem kendini bize özletmeyeceğinden eminim. Ayrıca u ona vedamız değilki, onu sadece yolcu ediyoruz. Eğer istersek onu görmeye gidebiliriz. Öyle değil mi noona?" Hoseok'un sözlerine karşılık hızla kafamı salladım.
"Tabiki de Tae, hyungun doğru söylüyor. Ne zaman isterseniz gelebilirsiniz. Hatta ara fazla açılırsa ben bile gelebilirim ama biliyorsunuz, bu şehir beni fazlasıyla üzüyor. Görmek istemediğim biri var iken."
"Biliyoruz noona, bence en mantıklısını yapıyorsun. Jin hyungun bunu hak ettiğinden eminim. " sıkıntıyla nefes verdiğimde içimden bir cümle geçirdim.
O çocuğunu bir daha göremeyecek kadar hata yapmış mıydı?...
"Her neyse çocuklar,daha fazla bu şekilde durursak kimse bir yere gidemeyecek ve herşey daha kötü olacak o yüzden bir yerden başlayalım."
Kollarımı açtığımda ilk gelen kişi Hye Su'ydu.
"Bak , orada kendine çok ama çok dikkat et olurmu. Seni sürekli arayacağım. Açmazsan uçağa atlar evine uçarım kapını kırarım haberin olsun" dediğinde gülmeyen olmamıştı doğrusu.
"Tamam Hye Su, yeni numaramdan sana yazacağım, hepinize yazacağım." sırayla herkese sarıldığımda sıra Jungkook'a geldiğinde ellerini göğsünde bağdaş kurmuş çatık kaşlarla bana bakmıştı.
"Bu halin ne Kook?" sinirle soluyup bakışlarını başka yere çevirdi.
"Ben hala gitme taraftarı değilim" mahcup ve üzgün bakışlarımı ona yönelttiğimde, bir gözlerini kaçırdı, iki etrafına bakındı, üç oflayıp sıkıca bana sarıldı.
"Noona, seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" güldüm ve ona aynı şekilde karşılık verdim.
"Benimde seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?"dediğimde başını sallayıp geri çekildi.
"Seni rahatsız etmekten çekinmeyeceğim" dediğinde gülerek saçlarını karıştırdım.
"Tamam tavşan çocuk" kucaklaşma işi bittiğinde tam arkamı dönmek için hareketlenecektim ki eksik bir şeyle duraksadığımda herkes bana soran gözlerle baktı.
"Bir eksiklik var" deyip gözlerimi kısarak aralarında gözlerimle tarama işlemini başlattım.
"Yoongi nerde?" dediğimde Jungkook ve Jimin'in güldüğünü görmüştüm.
"Neden gülüyo-"
"Bende geliyorum!" diye ses duyulduğunda önümdeki çocuklar ikiye ayrıldığında görüş açıma elinde bavulu ve boynunda sevgilisi boyun yastığı duruyordu.
"Nereye geliyorsun?" dediğimde yüzünü buruşturup bana aptalmışım gibi baktı.
"Mal mısın?!" dediğinde başımı geriye çekip gözlerimi büyülttüm.
"Tabiki de seninle birlikte geliyorum."
"N-Neden?"
"Salak mısın?" dediğinde ağzımı açıp kaşlarımı çattım.
"Neden sürekli hakaret ediyorsun bana ya?"
"Hamileyken tek başına kalmayı mı planlıyorsun acaba?"
"Yoongi, bu benim çocuğum bakabilirim."
"Olmaz! sanki ustaymış gibi kendim bakabilirim diyorsun. Senin kendine hayrın yok çocukta senin gibi salak mı olsun."
"1 dakikadan kısa süre içerisinde bu kadar çok hakaret yediğime inanamıyorum" dediğimde kolumdan tuttu .
"Sallanma hadi, uçağı kaçıracağız."beni öne doğru yönlendirip boş kalan eliyle bavulumu almıştı. Arkasına döndü ve daha da şaşkına uğrayacağım bir cümle kurdu.
"Hadi çocuklar gelmiyor musunuz?!" dediğinde bende arkamı döndüm.
"Geldik hyung!"Jimin ve Jungkook koşarak yanımıza geldiklerinde gözlerimi büyülttüm
"Siz nereye geliyorsunuz?" ikisi birbirine bakıp güldükten sonra ikisi de aynı anda çantasını bana göstererek "Biz de seninle geliyoruz!" dediğinde yutkundum.
"Olmadı toptan gidelim çocuklar ne dersiniz?!"
"Yah! bana neden söylemediniz?!"
"Sen o sıra Hye Su ile cilveleşmekle meşguldün" diyen Jungkook'un ardından Jimin gülmekten kendini yerlere atıyordu.
"Ama beni hep görmezden geliyorsunuz"çocuklara bunun hoş bir şey olmadığını söyleyerek kaşımı çatmıştım ki Yoongi beni böldü.
"Hadi hadi, zamanımız yok uyumak istiyorum." diyerek hepimizi birden çekiştirdi.
Uçağa binmek için son kapıdan geçmeden önce , geride kalan çocuklara bakıp el sallarken gözüme bir beden , bir göz takıldı.
Üzgünüm Jin,ama senden ne kadar uzağa gidersem, o kadar mutlu olacaktım. Çünkü sevgi artık hiçbir şeye yetmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔
Fanfiction👑hayrankurgu #1👑 👑 #1-jin👑 "Boşanalım" Gözlerim masadaki evraklarla ilişti. Yutkundum. "Boşanalım" imzaladığım kalemi masaya bıraktığım andaki ses ona küçük bir ses gibi gelse de benim için gürültülü gelmişti. ⚜ Eğer saati geri sarabilseydik...