"Hızlı olur musunuz lütfen!"elimde duran kağıt, olduğum durum çerçevesi içerisinden dolayı ıslanmıştı. Tedirgindim, endişeli ve üzgün.
Boşanalım diyen bendim. Ama içimde bir umut vardı, peşimden geleceğine dair.Çünkü bana bakışları değişmişti ben kapıdan çıkmadan önce. Onun gözlerinin içine bakıp çıkmıştım evden.
1 ay oldu, gelseydi şimdiye gelebilirdi, doğru. Ama bazen beklenti içerisinde olmamak gerekiyordu. 1 ay sonra Jin'in yerini bulmuş ve yanına gidiyor olmam şu anki duruma göre aptallık gibi gözükebilirdi. Ama ben aptallık yapmaya gitmiyordum. Eğer o da boşanmak istiyorsa bunu gözlerimin içine bakarak söylemeli, benim gibi gözlerini kaçırarak değil, kağıt göndererek hiç değil.
"Geldik efendim" cebimdeki bir miktar parayı uzattım ve üstünü vermesini beklemeden arabadan indim. Araba önümden geçip gittiğinde sahil ile aramda hiçbir engel kalmamıştı.
Yine gelmiştim buraya, ama bu sefer dert dinlemek veya ağlamak, içimi döküp sakinleşmek için değildi. Veya Jin ile dalgaların üzerinden atlayıp koşuşturmak için...
Ayağımdaki ayakkabıları çıkarttım ve kumun ayaklarımı sarmasına izin verdim. Buraya ne zaman gelirsem geleyim, ayakkabı beni rahatsız ederdi burada. Veya kumlara tekrar o günkü gibi basarsam, o güne döneceğime inandığım içindi kalan bu çıkarma isteğim.Şuana kadar dönemedim o günlere ama, belki bir gün...belki bir gün işte.
Güneşin batmasına yakın olan günden kalan kumlar ılıktı.O günkü gibi sıcak ve can yakıcı değildi.Ama şimdi hiç de huzur verici gibi durmuyordu.Gözlerim görmek istediğini gördüğünde, ayaklarım sonunda durmuştu kumların içindeki hareketliliğine.
Hatırladığımdan daha bakımlı ve renkliydi kulübe. Sanki her yıl bakımı yapılmıştı. Bu benim yapmak istediğim bir şeydi, ama buraya kadar gelmeye cesaret edememiştim.Eskisinden daha güzel olması, beni mutlu etmişti.
⚜
"Yoon-Ju!"
"Efendim Oppa?"
"Dalgalarla oynamayı bırak da gel bana yardım et!" elimdeki sopayı kumun üzerine attım ve koşarak yanına gittim.
"Geldim"
"Güzel, bana şu tahtayı versene" gözleriyle gösterdiği tahtayı yerden aldım ve kumları silkeleyip eline verdim. Kumu eşeledi ve tahtayı derin olacak şekilde dikip kazdığı kumu etrafına yerleştirdi. Ayağa kalktı ve elimden tutup biraz geriye çekilmemizi sağladı.
"Nasıl olmuş?" var olan bir kulübenin etrafına çevirdiğimiz çit oldukça hoş duruyordu.
"Umarım bu kulübenin sahibi bize kızmaz Jin Oppa"
"Hayır, bu kulübe uzun zamandır sahipsiz."
"Sahipsizdi" dedim ardından. Ne dediğimi anlamak için bana döndüğünde gülümsedim.
"Artık bir sahibi var" ne dediğimi anladığında yüzünde oluşan gülümseme içimi ısıtmıştı. Ama söylediği şey daha güzeldi.
"Artık bu kulübenin sahibi, Kim Yoon-Ju ve Kim SeokJin" mutluluktan görüntümün yok olduğu zamanda beni çekiştirmeye başladı.
"Ne oldu?"
"Aç olmalısın, bir şeyler yemeliyiz"olduğum yerde durup kulübeye baktığımda duraksadı ve o da benim gibi durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔
Fanfiction👑hayrankurgu #1👑 👑 #1-jin👑 "Boşanalım" Gözlerim masadaki evraklarla ilişti. Yutkundum. "Boşanalım" imzaladığım kalemi masaya bıraktığım andaki ses ona küçük bir ses gibi gelse de benim için gürültülü gelmişti. ⚜ Eğer saati geri sarabilseydik...