"Bu elbise gerçekten çok hoş" biraz daha baksa gözlerinden kalp fışkıracak olan arkadaşımın önünden çekilip makyaj masama oturdum.
"Yalnız aklıma takılan bir şey var" az önceki ifadenin tam aksine kaşları çatık düşünceli bir şekilde karşıma dikildiğinde dikkatimi verme gereği duydum.
"Bu nişan elbisen neden bu kadar sade?" Bu sefer kaşlarımı varıp kaldıran ben oldum.
"Neden bir sorun mu var çok mu kötü duruyor üzerimde" endişeyle üzerime baktım. Halbuki annem dışında Jin ve annesi beğenmişti. Gerçi Jin konusunda pek emin değilim o sadece ben beğendim diye almak istedi. Yakışıp yakışmadığı belki de umrunda değildi.
"Hayır, annen nasıl bunu almana izin vermiş bu sade ve çok güzel. " Ah tabi, Hye Su'da annemin nasıl biri olduğunu bildiği için bunu fark etmiş olması biraz geç oldu da denilebilir. İlk gördüğü anda bu tepkisini bekliyordum oysa ki.
"Haklısın, annem yine abartılı bir şeyler seçmişti ki o alışverişte yalnız olsaydık bu elbiseyi rüyamda görecektim."
"Peki bu nasıl oldu?"
Kapı tıklatıldığında cevap vermek için açılan ağzımı kıstım. İçeri giren , makyajımdan ve saçımdan sorumlu olan görevlilere küçük bir gülümsemeyle selam gönderdim. Eşyalarını masanın etrafına koymaya başladıklarında Hye Su'ya döndüm.
"Jin ve annesi sayesinde."dediğimde anlamasını umdum."Aşağıda yokluğumu hissettirmezsin değil mi?"
Gülerek kapıya ilerlemesi, anladığını gösterdiği için bende gülümsemiştim. Doğrularak , görevliler işlerini yapabilsin diye düzgün bir şekilde sandalyeye yerleştim.
Yüzüm ve saçım boşluğa düştüğünde işlerinin bitmiş olduğunu anladım. Gözlerimi açtığımda ise bunu doğrulamış oldum. Görevlilere teşekkür ettiğimde açılan kapı bakışımı oraya yönlendirdi.
Bu kadın hep dakikti.
"Saçın ve makyajın hazır olduğuna göre aşağı inebilirsin artık "
Belki bana gerçekten annemmiş gibi hissettirseydin artık...
"Geliyorum Anne"
Ardından kapının kapanış sesi.
Odada tek başımaydım. Odam normal bir ev kadar büyüklükteydi fakat ben kapalı dar bir alanda boğuluyor gibi hissediyordum.
Merak etmeyin, bu ilk değildi. Her zamanki gibi...
Derin bir nefes alıp kendimi herşeyden arındırılmış bir şekilde aşağı inmeye başladım. O sıra gelen davetlilere baktığımda zaten büyük olan bir salonumuzun onlar sayesinde daha da büyük olduğunu bir kez daha fark ettim.
Tamamen aşağı inmeden önce tanıdığım bahçedeki yüzleri taradım. Hye Su , üniversiteden gelen davetlilerle koyu bir sohbet içerisindeydi.Annem ve babam davetlilerle ilgililerdi. Biraz daha etrafa bakındığımda çocukların bir masanın etrafını kaplayıp birbirleriyle konuştuklarını gördüm. Herkes buradaydı, ben ve Jin dışında.
Onun da daha hazırlanıyor olabileceğini düşünüp indim ve bahçeye çıkarak gelen misafirlerle ilgilenmem gerektiği için aralarına daldım.
Bir süre sonra kolumda bir el hissettiğimde konuştuğum davetlilerle sohbetim kesilmişti. Hye Su'ydu.
"Konuşmamız lazım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Lᴏᴠᴇ Yᴏᴜ • Kim SeokJin ✔
Fanfiction👑hayrankurgu #1👑 👑 #1-jin👑 "Boşanalım" Gözlerim masadaki evraklarla ilişti. Yutkundum. "Boşanalım" imzaladığım kalemi masaya bıraktığım andaki ses ona küçük bir ses gibi gelse de benim için gürültülü gelmişti. ⚜ Eğer saati geri sarabilseydik...