9- Değişen Gelin

37 5 37
                                    

Şeyma hızla mutfaktan çıkarken "Ne dedin sen?" diye arkasından bağırarak takip ettim. Misafir odasına girip kapıyı kapattı. Ulan benim yaşamım sakindi, kendi halindeydi, aksiyon yoktu, sinir yoktu -yani başkalarına. Şimdi ise dünden beri gerilim inmiyordu. İçimdeki öfkeyi keşfetmiştim resmen. "Kafayı yemiş." diye mırıldandıktan sonra kapıyı çalıp seslendim. Açmadı.

'A ne tuhaf(!)'

Bu sırada kapının kitlenme sesini duymamla lanet okudum. Açıkmış kapı. Bir de buna sinirlenirken "Acaba daha fazla sinirlenebilir miyim bugün?" diye düşünmeden edemedim.

- Aç şu kapıyı!

- Hiç sanmıyorum.

- Şeyma saçmalıyorsun.

- Hiç öyle gözükmüyor.

Derin bir nefes aldım. Bir ara sadece psikolojik ataklarım yüzünden bunu yapıyordum. Şöyle bir kaç gün öncesine kadar. Bağırmamaya özen göstererek işe yaramasını umup açıklamaya devam ettim:

- Aramızda düşündüğün gibi bir şey yok. Neden bu kadar büyüttün? Ne ben onu, ne de o beni seviyor.

Saçma sapan bir şekilde sesimizi birbirimize duyurmaya çalışıyorduk. 

- Demek onun duygularından eminsin? Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?

Bu ne alakaydı şimdi? Konumuzla bağlantısı ne? Sebebi neydi ki ya?

- Onun hayalleri farklı. Ben değilim seveceği kişi.

- Vay be, demek birbirinize hayallerinizden bahsettiniz. Benle bir kere bile böyle samimi olmadın.

Dediklerimden çıkardığı bu mu? Cidden mi? 

- Şeyma lütfen. Bak ciddi derecede saçmalık bu.

Kapı sertçe açıldı ve elinde bavullu Şeyma yüzüme sinirle bakarak konuştu.

- Saçmalayıp, saçmalamadığıma annen karar verecek.

Kapıya doğru yürüdüğünde kolunu tuttum. Şu gidişini hiç böyle hayal etmemiştim. Gülerek uğralayacaktım.

- Gidemezsin.

- Bırak kolumu. Gitmem için can atıyordun.

- Yo, yanlış anladın. Bu evden gitmen için hâlâ can atıyorum. Annemin yanına gidemezsin.

Kolunu çekti.

- Çok güzel gideceğim.

Önüne geçip dişlerimin arasından soluduktan sonra "Şeyma, abartıyorsun." dedim.

- Eğer şimdi önümden çekilmezsen tecavüz ediyor diye bağırıp abartmak neymiş gösteririm.

'Oldu, sıç!'

Şaşkınca gözlerim büyüdü. Bu kız benim tanıdığım masum, sessiz kız artık kesinlikle değildi. Ben dikilmeye devam edince tek kaşını "N'aber? " dermiş gibi kaldırıp gitti. Salak bir kızın lanet düşünceleri.  Annem bu meseleyi asla ama asla kolayca kapatmayacak. Hatta hiç kapatmaz.

***

Saat beşe yaklaşırken koca ev daraldıkça daralıyordu. Dilay'a olanları mesaj atmıştım ve iş çıkışında konuşma kararı vermiştik. Ev boğmaya devam ederken "Biraz da parkta boğulayım." diyerek evden çıktım. Hoca birazdan çıkardı işten. Parka vardığımda masamızı dolu gördüm.

'Kalkın oradan. O kadar kimse oturmadı, siz nereden çıktınız?'

Başlarına dikildim. Ben kıpırdamayınca sonunda bana döndüler.

İçinde TutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin